İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları, İşçi sağlığının en temel amaçlarından biri işçilerin meslek hastalıklarından korunmalarıdır. Meslek hastalığı dediğimizde işyerlerindeki herhangi bir etkenle ortaya çıkmış hastalıkları anlarız.
İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları
İş Kazaları
İşçilerin iş kazalarına uğramalarını ve meslek hastalıklarına tutulmalarını önlemek, sağlıklı ve güvenli çalışma ortamını oluşturmak için alınması gereken önlemler dizisine İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ denir. Dünya Sağlık Örgütü (WHOWHO; (DSÖ) World Health Organization (Dünya Sağlık Örgütü) WHO DSÖ'nün Anayasasında yer alan temel amacı "Tüm insanların mümkün... More) tarafından sağlık “kişinin bedensel, ruhsal, sosyal bakımdan tam iyilik halidir” şeklinde tanımlamaktadır.
“Bütün mesleklerde, çalışanların fiziksel, ruhsal ve sosyal tam iyilik halinin takviyesini ve en yüksek düzeylerde sürdürülmesini iş koşulları ve kullanılan zararlı maddeler nedeniyle çalışanların sağlığına gelebilecek zararların önlenmesini, işçinin psikolojik ve fizyolojik özelliklerine uygun yerlere yerleştirilmesini gerektirir” tanımlaması WHOWHO; (DSÖ) World Health Organization (Dünya Sağlık Örgütü) WHO DSÖ'nün Anayasasında yer alan temel amacı "Tüm insanların mümkün... More tarafından İş Sağlığı olarak adlandırılmıştır. Yani işin insana, insanın işe adaptasyonu gibi çok geniş kapsamlı hizmetler zinciridir.
İş Sağlığı ve Güvenliği Neden mi Önemli?
Meslek Hastalıkları
Meslek hastalıklarının SSK yasasına göre tanımı ise; “Sigortalının çalıştırıldığı işin niteliğine göre tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, sakatlık veya ruhi arıza halleri meslek hastalığıdır”
Meslek hastalıkları SSK sağlık işlemleri Kanununa ekli meslek hastalıkları listesinde 5 ana grupta toplanmıştır;
- Kimyasal maddelerle olan meslek hastalıkları
- Mesleki cilt hastalıkları
- Mesleki solunum sistemi hastalıkları
- Mesleki bulaşıcı hastalıkları
- Fiziksel etkenlerle olan meslek hastalıkları
İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulunun Görevleri
İş kazasıİş kazası; önceden planlanmamış, çoğu zaman yaralanmalara, makine ve teçhizatın zarara uğramasına veya üretimin bir süre durmasına yol... More ve meslek hastalığının işyerine ve ulusal ekonomiye yüklediği işgücü kaybı, üretim kaybı gibi maliyetlerinin yanında ayrıca bir çok yan maliyetten söz edilebilir. Bunlar, hastane masrafları, ilaç bedelleri, mahkeme masrafları ve sigortalıya ödenen tazminatlar gibi maliyetlerdir.
Kazaların yalnızca % 3’ü korunması mümkün olmayan kazalar olup, % 97’si genel olarak korunabilen kazalardır.
İşyeri ortamındaki iş kazası ve meslek hastalığına sebep olabilecek etkenler
- Fiziksel etkenler: Sıcaklık, nem, hava akımı, titreşim, gürültü, radyasyon ve aydınlanma
- Kimyasal etkenler: Katı, sıvı, gaz halinde patlayıcı, parlayıcı, zararlı tüm kimyasal maddeler
- Biyolojik etkenlerBiyolojik etkenler; herhangi bir enfeksiyona, alerjiye veya zehirlenmeye neden olabilen, genetik olarak değiştirilmiş olanlar da dâhil mikroorganizmaları, hücre... More: Hastalık yapan mikroplar
- Psikolojik etkenler: İnsan ilişkileri ve uyumsuzuklar
Bütün bu etkenler bazen birdenbire ama daha çok zaman içinde insan sağlığını bozar ve çeşitli kazalara, meslek hastalıklarına neden olurlar. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHOWHO; (DSÖ) World Health Organization (Dünya Sağlık Örgütü) WHO DSÖ'nün Anayasasında yer alan temel amacı "Tüm insanların mümkün... More) iş sağlığı ve güvenliği ortak komisyonunda işçi sağlığının esasları şöyle belirlenmiştir;
- Bütün iş kollarında işçinin fiziksel, ruhsal ve sosyo-ekonomik bakımdan sağlığını en üst düzeye çıkarmak ve bunun devamını sağlamak
- Çalışma şartları ve kullanılan zararlı maddeler nedeni ile işçi sağlığının bozulmasını engellemek.
- Her işçiyi kendi fiziksel ve ruhsal yapısına uygun işte çalıştırmak.
- Özet olarak işin, işçiye ve işçinin işe uyumunu sağlamaktır.
Belirlenen amaçlara ulaşmak, dolayısıyla, iş kazalarını ve meslek hastalıklarını önlemek İSG komisyonunun sorumluluğudur.
İSG komisyonunun 3 temel görevi vardır;
Toplu İzin Kullandırma Yasal mı?
-
Tehlikeleri tanımlamak
Bir çalışma ortamında tehlikleri tanımlayabilmek için öncelikle tüm tehlike kaynaklarını arayıp bulmak gerekmektedir. Bu aşamada çok değişik verilerden yararlanılabilir; İş kazasıİş kazası; önceden planlanmamış, çoğu zaman yaralanmalara, makine ve teçhizatın zarara uğramasına veya üretimin bir süre durmasına yol... More istatistikleri, poliklinik kayıtları, iş sağlığı ve güvenliği komisyon toplantı tutanakları, makine teknik dokümanları, çalışma talimatları yararlanılan veri kaynaklarındandır. Tehlike tanımlamasına yönelik en sistematik yaklaşım ise işyerinde mevcut tüm iş çeşitlerinde ve bu işlerde çalışan personel üzerindeki tehlikeleri incelemektir.
Bu tanımları iyi ve gerçekçi bir şekilde elde etmek üzere “TEHLİKE TANIMLAMA” şemaları, formları, grafikleri geliştirilebilir. Burada unutulmaması gereken, aynı görevlerin farklı iş süreçlerinde değişik risklere sahip olduğudur. Tanım çalışmaları sırasında en önemli baçvuru kaynağı ise bizzat işi yapan işçi, usta, formen, teknik personel ve mühendislerdir. Böyle bir ekip çalışması, kimin nasıl bir tehlike ile karşı karşıya olduğunu gösterebileceği gibi, şimdiye kadar hiç gözlemlenmemiş potansiyel tehlike kaynaklarını da ortaya çıkarabilir.
-
Her tehlike için riskin boyutunu tahmin etmek, saptamak
İşyerinde toplanan tehlike ile ilgili verileni değişik kriterlere göre sınıflandırılması gereklidir. Bu kriterler;
- Potansiyel olarak oluşacak zararın boyutu: İş ortamında saptanan ve çalışanların maruz kaldıkları çevre zararlarının (fiziksel, kimyasal, biyolojik, ergonomik) ne düzeyde olduğu, yasa ve yönetmeliklerle belirlenen, müsaade edilen seviyelerin aşılıp aşılmadığının öğrenilmesi, ortam zararlılarının değişik bilimsel tekniklerle ölçülmesi gereklidir. Benzer olarak, oluşabilecek iş kazalarının sonucunun önceden tahmin edilebilecek şekilde sınıflandırılmasıdır.
- Zararın meydana gelme ihtimalinin belirlenmesi: Bir tehlikeye bağlı olarak meydana gelecek hasar ya da zararın ihtimali işyerinde yasalara ne düzeyde uyulduğuna, tehlikelere kaç kişinin maruz kaldığına, güvensiz koşul ve durumların hangi sıklıkla var olduğuna, kişisel ve makine koruyucuların kullanılıp kullanılmadığına, makine ve malzeme hatalarına göre artar ya da azalır. Bu nedenle zararın oluşma olasılığı araştırılırken tüm sayılan faktörler ele alınmalıdır.
-
Riskin kabul edilip edilmediğine karar vermek ve riski kontrol altına almaktır.
Bu aşama bir final olup, daha sonra alınacak tüm kararlara, eylemlere rehberlik edecektir. Bir kez tehlike değerlendirme sonuçları alındıktan sonra işletmenin hangi riskleri ne düzeyde ve ne zaman azaltacağına veya ortadan kaldıracağına karar vermesi gerekir. Riskleri kontrol altına alma yöntemlerini şu şekilde sıralayabiliriz;
İş Kazalarında Tedbir Alınmazsa
- Daha az tehlikeli maddeyi kullanma,
- Süreci değiştirme
- Yalıtma
- Havalandırma
- Islak çalışma
- Mühendislik ve idari önlemler,
- Ergonomik yaklaşımlar
- Kişisel Koruyucu Donanımlar
Sonuç
İSG komisyonu çalışanların fiziksel durumlarının yanında iş sağlığı ve güvenliğinin ruhsal durumlarında yarattığı olumlu ve olumsuz etkilerle de ilgilenir. Olumlu etki yapan faktörleri güçlendirmeye, olumsuz etki yapanları ortadan kaldırmaya çalışarak iş psikolojisi oluşturur. İş psikolojisinin temeli çalışan insandır. İnsanların birbirinden her bakımdan farklı olduğunu kabul eder. Kişisel farklar esasına dayanarak insanı bir bütün olarak ele alır. Çevresini bilimsel olarak inceler. İnsanı sosyal varlık olarak ele alır, sosyal etkenlerle ve onların insan üzerindeki etkileri ile ilgilenir.
Sonuç olarak çalışan ile iş uyumu;
- İş kazalarını önler
- Üretimi artırır
- Başarı ve iş tatmini sağlar
- Meslek hastalıklarını önler
Hayatın Her Alanında İş Güvenliği
İş Sağlığı ve Güvenliği işyerlerinde çalışanların sağlıklı ve güvenli çalışmalarını sağlamak üzere alınması gereken tedbirler dizisidir.
İşin yürütülmesi ile ilgili olarak meydana gelen ve/veya gelmesi muhtemel tehlikelerden, sağlığa zarar verecek şartlardan korunmak ve daha iyi bir çalışma ortamı oluşturmak için alınması gereken önlemlerin tamamına da iş sağlığı ve güvenliği diyebiliriz.
Kazaların % 78’i emniyetsiz(KKD’siz) çalışmalardan, %20’si emniyetsiz durumlardan ve % 2’si de doğal olaylardan kaynaklanmaktadır.
İş kazalarının % 98’inin nedeni İNSAN’dır...
Kazaların % 50’si sabah vardiya değişimlerine yakın saatlerde meydana geliyor.
Bunun sebebi ise uykusuzluk, tedbirsizlik, işte acelecilik ve işi zamanında yetiştirememe endişesi oluşturuyor.
KAZALARIN EN ÖNEMLİ NEDENİ KAZADAN HEMEN ÖNCEKİ DURUM VE HAREKETTİR...
İnsanoğlunun en tehlikeli savunma mekanizması BANA BİR ŞEY OLMAZ düşüncesidir.
Bu düşünce kişiye çok güçlü olduğunu, ne yaparsa yapsın başına bir şey gelmeyeceğini, her şeyi başarıyla tamamlayabileceğini düşündürür.
Türkiye’de iş kazalarında her gün 4 çalışanımız maalesef yaşamını yitiriyor.
Türkiye'de her yıl 15000 kişi sakat kalıyor. Her yıl 140.000 kişi kaza geçiriyor...
Ölümlü iş kazalarında Türkiye, Avrupa’da birinci, Dünya’da ise üçüncü sırada yer alıyor.
Dünyada her gün yaklaşık 6.000 kişi iş kazası veya meslek hastalıkları nedeniyle yaşamını yitirmektedir.
Yıllık toplamda 350.000 kişi iş kazası, 1.700.000 kişi ise meslek hastalıklarından yaşamını yitirmektedir.
Her yıl 250 milyonun üzerinde iş kazası meydana gelmekte ve 150 milyonun üzerinde kişi meslek hastalıklarına yakalanmaktadır
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre; ülkemizde iş kazalarının yıllık maliyetinin 50 milyar TL. olduğunun belirlenmiştir.
Özellikle ülkemizde iş kazası, meslek hastalığı, iş kazası sonucu ölüm, malullük, geçici iş göremezlik sürelerine ilişkin verilerin tümünde görülen artış nedeniyle İş Sağlığı ve Güvenliği'ne maksimum ihtiyaç duyulmaktadır.
Unutulmamalıdır ki; HİÇ BİR GEREKÇE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ÖNLEMLERİNİN ALINMASINI ERTELEMEZ.
İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ HAYATIMIZIN DÜZENİNİN BİR PARÇASI OLMALIDIR.
Kazasız günler dileğiyle...
Paylaş:
Korumak Tedavi Etmekten Daha Ucuzdur
Ülkemizde yüzbinin üzerinde meslek hastalığı yakalamamız gerekirken, Sosyal Güvenlik Kurumu istatistiklerine yansıyan rakamlar her yıl maalesef birkaç yüzü geçememektedir. Türkiye İstatistik Kurumu, ülkemizde yılda dokuzyüz binin üzerinde meslek hastalığı ve işle ilgili hastalık ve yaralanma olduğunu ifade etmektedir. SGK rakamlarının düşüklüğü biraz da istatistik yöntemi hatasından kaynaklanmaktadır ama yine de meslek hastalıklarımızı tanıma konusunda başarılı olduğumuz söylenemez. Yani, hem çalışanlarımızı meslek hastalıklarından koruyamıyor, hem de meslek hastalıklarını saptayamıyoruz.
Toplumun hemen her kesimini derinden etkileyen bu önemli sorunun sosyal ve yasal boyutlarıyla birlikte ele alınıp, çözümlenmesi gerekir. Meslek hastalıklarını tanımak ve önlemek sosyal devletin ve tüm ilgililerin vicdani bir sorumluluğudur. Çalışanın sağlıklı olma hakkına saygının gereğidir. Tanınmayan meslek hastalığı, haksız kazanç nedenidir, genel sağlık sigortasına ve topluma yüktür. Bildirimi zorunlu olan meslek hastalıkları, yasal tanı almadıkça, meslek hastalığı sayılmazlar.
Meslek hastalıklarını tanımanın ilk şartı, hastanın mesleğiyle ilgili sorgulamadır. Bu da “Ne iş yapıyorsunuz ?” sorusuyla başlar. İş sağlığı disiplininin babası sayılan İtalyan hekim Bernardino Ramazzini (1633-1714)’nin şu veciz sözleri, bugün maalesef hala geçerliliğini korumaktadır; “Hayret ve tereddüt ediyorum. Acaba, ilaç ve sinameki kokan muayenehane ve eczanelerde oturan bu azametli ve şık görüntülü doktorların burnuna işyerlerindeki pis kokulu şeyleri mi soksam, yoksa onları bu çukurları görmeye mi davet etsem?”
İş Güvenliği Hayatımızın Bir Parçası Olsun
Aslında sadece işyerimizde değil, hayatın her alanında güvenlik anlayışımızın geliştirilmesine dair kültürümüzden çok güzel örnekler bulmak mümkündür. Tehlikeli hızla çalışmanın, acele etmenin, kestirmeden gitmenin iyi bir şey olmadığını atasözümüz ne güzel ifade eder; “Acele giden, ecele gider”. Yapılacak olan işi yeteri kadar öğrenmeden, bilmeden işe başlamak, üstelik sormaktan çekinmek, utanmak bir başka hatalı davranış örneğidir. Kültürümüzde bunun da veciz bir karşılığı var; “Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp”. İşyeri temizliğine özen göstermemek de önemli davranış kusurlarından biridir. Oysa temizlik, kalite ve verimliliğin olduğu kadar, iş güvenliğinin de göstergesidir.
Aklın, bilimin ve yasanın emrettiği güvenlik önlemlerini ihmal etmek, iş kazalarında sık karşılaşılan bir başka güvensiz davranıştır. Oysa, “Eşeğini sağlam kazığa bağla, sonra Allah’a emanet et” atasözümüzü bilmeyenimiz yoktur. İş ortamında “Bana bir şey olmaz..” demeden önce, çok iyi düşünmek gerekir. Her mesaiFazla mesai; 4857 sayılı İş Kanununa göre, haftalık 45 saati aşan çalışmaları ifade etmektedir. Denkleştirme esasının uygulandığı haller... More başlangıcında, o gün yapacağımız işleri kısaca kafamızda planlayıp, bu planı uygulamanın bile iş güvenliği açısından koruyucu bir değeri vardır