Neden İş Güvenliği Logo
İş Sağlığı ve Güvenliği

İş Sağlığı Güvenliği İle İlgili Bilmemiz Gerekenler

İş Sağlığı Güvenliği İle İlgili Bilmemiz Gerekenler
Tamircin Burada

İş Sağlığı ve Güvenliği işyerlerinde çalışanların sağlıklı ve güvenli çalışmalarını sağlamak üzere alınması gereken tedbirler dizisidir. İşin yürütülmesi ile ilgili olarak meydana gelen ve/veya gelmesi muhtelem tehlikelerden, sağlığa zarar verecek şartlardan korunmak ve daha iyi bir çalışma ortamı oluşturmak için alınması gereken önlemlerin tamamına da iş sağlığı ve güvenliği diyebiliriz.

İş Sağlığı ve Güvenliği İle İlgili Bilmemiz Gerekenler

6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu(İSG); mevcut sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi için işveren ve çalışanların görev, yetki, sorumluluk, hak ve yükümlülüklerini düzenlemek için çıkmıştır.


İş Kazaları


Neden İş Sağlığı ve Güvenliği?

Bu sorunun cevabını rakamlarla vermek isterim;

  • Dünya genelinde HERGÜN 1 milyonun üzerinde iş kazası yaşanmakta, bu kazalardan 5500 çalışan işle ilgili hastalıklardan kaynaklı iş göremezlik durumuna düşmekte, 900 çalışan ise ölmektedir.
  • Ülkemizde ise durum daha da vahim; HERGÜN 180 iş kazası yaşanmakta, HERGÜN 4 kişi ölmekte ve 7 kişi iş göremezlik durumuna düşmektedir.
  • SGK’nın istatistik bilgilerinde ise; 65.000 iş kazasından; 1550 ölümlü kaza, 2100 iş göremezlikle sonuçlanan kaza meydana gelmiştir. Ayrıca aynı dönemde 550 meslek hastalığı ve bu meslek hastalıklarının ise 15 adedi ölümle sonuçlanmıştır.
  • Türkiye’de her 6 dakikada bir iş kazası meydana geliyor, her iki buçuk saatte bir işçi sakat kalıyor ve her altı saatte bir işçi maalesef yaşamını yitiriyor.

Bu kazaların % 78’i emniyetsiz(KKD’siz) çalışmalardan, %20’si emniyetsiz durumlardan ve % 2’si de doğal olaylardan kaynaklanmaktadır. Yani emniyetsiz çalışmalar iş güvenliğinin öneminin ne kadar önemli olduğunu anlatıyor.

Kısaca iş kazalarının % 98’inin nedeni İNSAN’dır.

Yapılan araştırmalar gösteriyor ki kazaların % 50’si sabah vardiya değişimlerine yakın saatlerde meydana geliyor. Bunun sebebi ise uykusuzluk, tedbirsizlik, işte acelecilik ve işi zamanında yetiştirememe endişesi oluşturuyor.  Yapılan bir diğer uluslararası araştırmada ise iş kazaları kıştan yaza doğru artış göstermektedir. İş kazalarının en az olduğu dönem ise sonbahar dönemidir.


İş Sağlığı ve Güvenliği Politikası Nasıl Hazırlanır?


 

Bana Bir Şey Olmaz Demeyin!

İnsanoğlunun en tehlikeli savunma mekanizmasıdır. Bu düşünce kişiye çok güçlü olduğunu, ne yaparsa yapsın başına bir şey gelmeyeceğini, her şeyi başarıyla tamamlayabileceğini düşündürür.

Basit olarak küçük bir el/parmak kazasının maliyetini çıkartalım;

Olay Anı  5 Dakika
Arkadaşına gösterme 10 Dakika
Sağlık Görevlisine Gitme 30 Dakika
Hastaneye Gitme 240 Dakika
Durumu amirlerine anlatma 60 Dakika
Rapor Formları Doldurma60 Dakika
Formların Kontrolü 10 Dakika
Alt komitede tartışma 60 Dakika

Toplam 475 dakika eder ki bu da 8 saat iş kaybı demektir.


İşyerinin satılması durumunda işçi kıdem tazminatının ödenmesini isteyebilir mi?


 

UNUTMAYALIM Kİ; KAZALARIN EN ÖNEMLİ NEDENİ KAZADAN HEMEN ÖNCEKİ DURUM VE HAREKETTİR.

İşyerlerinde sadece tedbirlerin alınmış olması, oluşabilecek tehlikeleri ortadan kaldırmaz. Bu önlemlere uyulması, tehlikelerin bilinmesi ve yeniliklerin öğrenilmesi de zorunludur. Eğitim sadece bilgi vermek amacıyla olmamalı, öğretilenlere inanılmasının sağlanması ve bunların tatbik edilerek alışkanlık haline gelmesi halinde istenilen başarı sağlanabilir.

 

Görünen Kazalar ; Yaralanma, ölüm, tıbbi masraflar,iş makinası tazminatı, iş kazası tazminatı, makine, teçhizat ve malzeme masrafları, çalışanın işini ya da mesleğini kaybetmesi, sürekli veya geçici işgörmezlik, çalışanın kendisinde ve ailesinde yaratacağı ruhsal durum.

 

Görünmeyen Kazalar; İşçi-işveren zaman kaybı, moral bozukluğu sonucu oluşan üretim kaybı, yeni işgücü yetiştirme masrafı, zaman kaybı.

 


İş Güvenliği Uzmanı Yangın Eğitimi Verebilir mi?


 


Korumak Tedavi Etmekten Daha Ucuzdur

Ülkemizde yüzbinin üzerinde meslek hastalığı yakalamamız gerekirken, Sosyal Güvenlik Kurumu istatistiklerine yansıyan rakamlar her yıl maalesef birkaç yüzü geçememektedir. Türkiye İstatistik Kurumu, ülkemizde yılda dokuzyüz binin üzerinde meslek hastalığı ve işle ilgili hastalık ve yaralanma olduğunu ifade etmektedir. SGK rakamlarının düşüklüğü biraz da istatistik yöntemi hatasından kaynaklanmaktadır ama yine de meslek hastalıklarımızı tanıma konusunda başarılı olduğumuz söylenemez. Yani, hem çalışanlarımızı meslek hastalıklarından koruyamıyor, hem de meslek hastalıklarını saptayamıyoruz.

Toplumun hemen her kesimini derinden etkileyen bu önemli sorunun sosyal ve yasal boyutlarıyla birlikte ele alınıp, çözümlenmesi gerekir. Meslek hastalıklarını tanımak ve önlemek sosyal devletin ve tüm ilgililerin vicdani bir sorumluluğudur. Çalışanın sağlıklı olma hakkına saygının gereğidir. Tanınmayan meslek hastalığı, haksız kazanç nedenidir, genel sağlık sigortasına ve topluma yüktür. Bildirimi zorunlu olan meslek hastalıkları, yasal tanı almadıkça, meslek hastalığı sayılmazlar.


Çalışanın Sağlığının Uygun Olmaması Nedeniyle İşi Yürütemeyecek Olması Nasıl Belgelenir?


Meslek hastalıklarını tanımanın ilk şartı, hastanın mesleğiyle ilgili sorgulamadır. Bu da “Ne iş yapıyorsunuz ?” sorusuyla başlar. İş sağlığı disiplininin babası sayılan İtalyan hekim Bernardino Ramazzini (1633-1714)’nin şu veciz sözleri, bugün maalesef hala geçerliliğini korumaktadır; “Hayret ve tereddüt ediyorum. Acaba, ilaç ve sinameki kokan muayenehane ve eczanelerde oturan bu azametli ve şık görüntülü doktorların burnuna işyerlerindeki pis kokulu şeyleri mi soksam, yoksa onları bu çukurları görmeye mi davet etsem?”

İş Güvenliği Hayatımızın Bir Parçası Olsun

Aslında sadece işyerimizde değil, hayatın her alanında güvenlik anlayışımızın geliştirilmesine dair kültürümüzden çok güzel örnekler bulmak mümkündür. Tehlikeli hızla çalışmanın, acele etmenin, kestirmeden gitmenin iyi bir şey olmadığını atasözümüz ne güzel ifade eder; “Acele giden, ecele gider”. Yapılacak olan işi yeteri kadar öğrenmeden, bilmeden işe başlamak, üstelik sormaktan çekinmek, utanmak bir başka hatalı davranış örneğidir. Kültürümüzde bunun da veciz bir karşılığı var; “Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp”. İşyeri temizliğine özen göstermemek de önemli davranış kusurlarından biridir. Oysa temizlik, kalite ve verimliliğin olduğu kadar, iş güvenliğinin de göstergesidir.

Aklın, bilimin ve yasanın emrettiği güvenlik önlemlerini ihmal etmek, iş kazalarında sık karşılaşılan bir başka güvensiz davranıştır. Oysa, “Eşeğini sağlam kazığa bağla, sonra Allah’a emanet et” atasözümüzü bilmeyenimiz yoktur. İş ortamında “Bana bir şey olmaz..” demeden önce, çok iyi düşünmek gerekir. Her mesai başlangıcında, o gün yapacağımız işleri kısaca kafamızda planlayıp, bu planı uygulamanın bile iş güvenliği açısından koruyucu bir değeri vardır

 

OSGB Tasarımı

İlgili Yayınlar

1Yorum

  • İş Güvenliği Uzmanı , Mart 12, 2018 @ 7:01 pm

    Türkiye’deki işyerlerinin %99’u 250’nin altında çalışan istihdam eden KOBİ’lerden oluşmakta, çalışanların %84’ü bu işyerlerinde istihdam edilmektedir. Asıl dikkat çekici olan durum ise iş kazalarının %80’inin yine KOBİ’lerde meydana geliyor olmasıdır. Yani ülkemizde büyük-küçük işletme, kamu veya özel sektör ayırımı gözetmeksizin tüm çalışanları kapsayacak bir düzenleme zorunlu hale gelmiştir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Araç çubuğuna atla