Neden İş Güvenliği Logo
İş Sağlığı ve Güvenliği

İş Sağlığı ve Güvenliği Politikası Neden Önemlidir?

İş Sağlığı ve Güvenliği Politikası Neden Önemlidir?
Tamircin Burada

İş Sağlığı ve Güvenliği Politikası  şirket yönetimlerinin konuya sahiplenmesi ve sonraki adımları planlayabilmesi için gereklidir.

İş Sağlığı ve Güvenliği Politikası nedir?

İş Sağlığı ve Güvenliği Politikası, insana ve içinde yaşadığı çevreye duyulan saygıya dayanır. Güvenli ve sağlıklı bir çalışma ortamı temin etmek üzere, herkes kendi yetki sınırları içinde gerekeni yapmakla yükümlüdür. İsg politikası hedeflerinden birisi de, tüm çalışanları ve içinde bulunulan çevreyi olası risklere karşı korumaktır.

Politikada, şirket içerisinde İSG adına kimin geniş kapsamlı ve nihai sorumluluğa sahip olduğu (normalde bu İşletme Sahibi, Yönetim Kurulu Başkanı, İdari Müdür veya eş değerleri) ve kimin politikanın günlük uygulamalarının kontrol edilmesinden sorumlu olduğu (bu şirket yapılanmasına bağlı olarak değişebilir, fakat sıklıkla en kıdemli yöneticidir) belirlenmelidir. Politikada ayrıca çalışanlar arasından seçilen bir İSG temsilcisi de belirtilebilir.

İş Sağlığı ve Güvenliği Politikası Neden Gereklidir?

Tüm faaliyetlerin iş sağlığı ve güvenliğine uygun olarak yürütülmesinin sağlanması amacıyla, şirket ve ülke genelinde, orta ve uzun vadede, iş sağlığı ve güvenliği bilincinin artırılması ve bunun bir şirket kültürü olarak benimsenmesi öncelikli hedef olmalıdır.


İş Sağlığı ve Güvenliği Politikası Nasıl Hazırlanır?


Bu doğrultuda,  şirketlerin üst yönetimi  İş Sağlığı ve Güvenliğinin çalışanları tarafından ne kadar ciddiye alındığının bilinmesi amacıyla, tüm sağlık ve güvenlik hedeflerini, sağlık ve güvenlik performansını geliştirme karar ve iradesini açıkça ortaya koyan bir iş sağlığı ve güvenliği politikası oluşturmalıdır.  Yönetimin hem konuyu sahiplenmesi, hem de sonraki adımlarını planlayabilmesi için bir İş Sağlığı ve Güvenliği Politikası oluşturması önemle tavsiye edilir.

 

Aşağıdaki örnek bir isg politikası adımları oluşturulmuştur.


İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetimi Uygulamaları


 

İş sağlığı ve güvenliği politikası örnekleri

 

  1. İş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenebileceğini ve sorumluluğun işverenler, çalışanlar, alt işverenler ve tedarikçilerin ortak sorumluluğu olduğunu kabul ederek, güvenli ve sağlıklı iş yerleri sağlamak; bu doğrultuda gereken kaynakları ayırmak, güvenli davranış ve yönetim sistemi kontrollerini oluşturmak, desteklemek ve sürdürmek.
  2. İş kazalarının ve meslek hastalıklarının önlenmesi için proaktif yaklaşımların benimsenmesini esas almak, bu kapsamda tüm mevzuat ve standartlara uyarak ulusal ve uluslararası uygulamaları hayata geçirmek.
  3. Şirketin iş sağlığı ve güvenliği performansının artırılması için üst yönetim olarak bu alandaki temel sorumlulukları belirlemek ve tüm organizasyon içerisinde etkin bir şekilde paylaşmak.
  4. Geçmiş deneyimlerden edinilen çıkarımlara ve risk analizlerine dayalı bir şekilde etkin iş sağlığı ve güvenliği yönetim sistemleri kurarak, sürekli performans iyileştirme ve güvenli çalışma kültürünü oluşturmak.
  5. İş sağlığı ve güvenliğine ilişkin değerleri, mekanizmaları tüm iş ortakları ve çalışma alanlarında etkileşimde bulunulan tüm kişi ve kurumlar (bayiler, müşteriler, komşular vb) ile paylaşmak işbirlikleri geliştirmek ve onların da bu uygulamaları benimsemelerini teşvik etmek.
  6. Devlet kurumları ile işbirliği içinde olarak Türkiye’de iş sağlığı ve güvenliği kültürünün yerleştirilmesine, bu konuda mevzuat geliştirilmesine destek vermek,
  7. İş ve risk yönetim planlarına entegre edilmiş, açıkça tanımlanmış performans hedefleri belirlemek, bununla ilgili göstergeleri hem çalışanlar hem de alt işverenler için izlemek ve raporlamak, sonuçları analiz etmek ve belirlenmiş paydaşlarla iletişimini yapmak.
  8. İş sağlığı ve güvenliği kurallarının işyeri dışında da uygulanmasını teşvik etmek

İş müfettişi denetimlerinde nelere dikkat edilmelidir


Korumak Tedavi Etmekten Daha Ucuzdur

Ülkemizde yüzbinin üzerinde meslek hastalığı yakalamamız gerekirken, Sosyal Güvenlik Kurumu istatistiklerine yansıyan rakamlar her yıl maalesef birkaç yüzü geçememektedir. Türkiye İstatistik Kurumu, ülkemizde yılda dokuzyüz binin üzerinde meslek hastalığı ve işle ilgili hastalık ve yaralanma olduğunu ifade etmektedir. SGK rakamlarının düşüklüğü biraz da istatistik yöntemi hatasından kaynaklanmaktadır ama yine de meslek hastalıklarımızı tanıma konusunda başarılı olduğumuz söylenemez. Yani, hem çalışanlarımızı meslek hastalıklarından koruyamıyor, hem de meslek hastalıklarını saptayamıyoruz.


Genel İş Sağlığı ve Güvenliği Kuralları


OSGB Hizmetleri
Toplumun hemen her kesimini derinden etkileyen bu önemli sorunun sosyal ve yasal boyutlarıyla birlikte ele alınıp, çözümlenmesi gerekir. Meslek hastalıklarını tanımak ve önlemek sosyal devletin ve tüm ilgililerin vicdani bir sorumluluğudur. Çalışanın sağlıklı olma hakkına saygının gereğidir. Tanınmayan meslek hastalığı, haksız kazanç nedenidir, genel sağlık sigortasına ve topluma yüktür. Bildirimi zorunlu olan meslek hastalıkları, yasal tanı almadıkça, meslek hastalığı sayılmazlar.

Meslek hastalıklarını tanımanın ilk şartı, hastanın mesleğiyle ilgili sorgulamadır. Bu da “Ne iş yapıyorsunuz ?” sorusuyla başlar. İş sağlığı disiplininin babası sayılan İtalyan hekim Bernardino Ramazzini (1633-1714)’nin şu veciz sözleri, bugün maalesef hala geçerliliğini korumaktadır; “Hayret ve tereddüt ediyorum. Acaba, ilaç ve sinameki kokan muayenehane ve eczanelerde oturan bu azametli ve şık görüntülü doktorların burnuna işyerlerindeki pis kokulu şeyleri mi soksam, yoksa onları bu çukurları görmeye mi davet etsem?”

İş Güvenliği Hayatımızın Bir Parçası Olsun

Aslında sadece işyerimizde değil, hayatın her alanında güvenlik anlayışımızın geliştirilmesine dair kültürümüzden çok güzel örnekler bulmak mümkündür. Tehlikeli hızla çalışmanın, acele etmenin, kestirmeden gitmenin iyi bir şey olmadığını atasözümüz ne güzel ifade eder; “Acele giden, ecele gider”. Yapılacak olan işi yeteri kadar öğrenmeden, bilmeden işe başlamak, üstelik sormaktan çekinmek, utanmak bir başka hatalı davranış örneğidir. Kültürümüzde bunun da veciz bir karşılığı var; “Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp”. İşyeri temizliğine özen göstermemek de önemli davranış kusurlarından biridir. Oysa temizlik, kalite ve verimliliğin olduğu kadar, iş güvenliğinin de göstergesidir.

Aklın, bilimin ve yasanın emrettiği güvenlik önlemlerini ihmal etmek, iş kazalarında sık karşılaşılan bir başka güvensiz davranıştır. Oysa, “Eşeğini sağlam kazığa bağla, sonra Allah’a emanet et” atasözümüzü bilmeyenimiz yoktur. İş ortamında “Bana bir şey olmaz..” demeden önce, çok iyi düşünmek gerekir. Her mesai başlangıcında, o gün yapacağımız işleri kısaca kafamızda planlayıp, bu planı uygulamanın bile iş güvenliği açısından koruyucu bir değeri vardır

Neden İş Güvenliği

Yapılan analizlerde dünyada son yıllarda iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili gözlemlenen olumlu gelişmeler neticesinde iş kazalarında ve iş cinayetlerinde hissedilir azalmalar yaşanırken, maalesef ülkemizde iş kazaları/iş cinayetleri artmaktadır. Ekonomik boyutu ile incelendiğinde ise, çalışanın iş yaparken aklının sadece işte olması gerekirken, asgari ücretle geçinmeye çalışan arkadaşlardan ne kadar verim alınabilir ki?

Ülkemizde yaşanan ve giderek artan iş kazaları, iş cinayetleri ne yazık ki bu konudaki ilgisizliği, insana verilen önemin yok denilecek kadar az; çağdaş çalışma ve yaşam koşullarına ulaşmak için daha çok uzun yıllara ihtiyacımızın olduğunu aşağıdaki analizleri incelediğimizde ortaya koyduğu aşikardır.

Bir güvenlik açığının ölçülebilen en büyük maliyeti, sadece çalışan olmaz. Kaybedilmiş bir beden veya zihinsel rehabilitasyon yılları, çalışanı tamamen yeni bir yaşam tarzına zorlayabilir. Bu tür olaylara nasıl fiyat koyacağımızı tanımlamak gerçekten zor olsa gerek. Görevlerini yerine getirirken yaşamını yitiren ya da  uzun soluklu yaralanmalar da kuşkusuz ekonomik olarak ölçülebildiğimizin ötesindedir. Yaşamını yitiren kişinin yanı sıra aile ve iş arkadaşları  da diğer paydaşlardır.

Bu kazalar aynı zamanda şirketleri de etkilemektedir. İş kazası geçiren bir çalışan kayıp adam/saat anlamına gelmektedir. O nedenle bir şirket için bakıldığında giderler yalnızca verimlilik kaybı olarak ölçülmez, aynı zamanda kayıp iş gücü ve artan sigorta maliyetleri de etkilidir.

Şirketler için bir diğer önemli kayıp ise, iş kazalarının çokluğu nedeniyle oluşacak olan motivasyon bozukluğudur. Çalışanlar kendilerini güvende hissetmezlerse iş moralleri azalır ve çalışma istekleri düşecektir. Bu da işveren için olumsuz sonuçların doğmasına sebep olacaktır.

Bu nedenle çalışanlar mümkün olan en iyi işi yapmaya konsantre olabilmek için işlerini güvenli bir ortamda yapmak isterler. Sorumlu işverenler, güvenli bir işyerinin şirketin ana hattını geliştirdiğini kabul etmelidir. Hangi yönden bakarsanız bakın işi güvenli bir şekilde yürütmenin avantajları çoktur.

İş Sağlığı ve Güvenliğinin Amacı :

  1. Çalışanlara en yüksek seviyede sağlıklı ortam sağlamak,
  2. Çalışma şartlarının olumsuz etkilerinden onları korumak,
  3. İş ve işçi arasında mümkün olan en iyi uyumu temin etmek,
  4. İşyerlerindeki rizikoları tamamen ortadan kaldırmak veya zararları en aza indirgemek,
  5. Oluşabilecek maddi ve manevi zararları ortadan kaldırmak,
  6. Çalışma verimini arttırmak.
OSGB Web Tasarımları

İlgili Yayınlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Araç çubuğuna atla