Neden İş Güvenliği Logo
İş Sağlığı ve Güvenliği

İş Sağlığı ve Güvenliğinde Eğitim Neden Önemli?

İş Sağlığı ve Güvenliğinde Eğitim Neden Önemli?
Tamircin Burada

İş kazaları ve meslek hastalıkları çalışma ortamında yaşanan risklerden en önemlileridir. Bu sebeple iş sağlığı ve iş güvenliği ekonomik, sosyal ve teknik nedenlerle gittikçe önem kazanmakta ve daha çok ilgi çeken bir konu haline gelmektedir.

İş Sağlığı ve Güvenliğinde Eğitim Neden Önemli?

İş kazaları ve meslek hastalıklarının; devlet, işçi ve işveren bakımından pek çok olumsuz etkisinin bulunması ve sorunun çözümünün insani boyutu konunun titizlikle incelenmesini zorunlu kılmaktadır.

 

Türkiye’de iş kazalarının boyutları ile ilgili ürkütücü sayılar söz konusudur ve bunların sadece resmi makamlara ulaşan sayılar olduğu bilinmektedir. Nitekim ILO’nun Türkiye’ye ilişkin verilerine göre 2003-2013 yılları arasında Hindistan’dan sonra en yüksek ölümlü iş kazası oranına sahip ülkenin Türkiye olduğu görülmektedir.

Bu sonuçlar, Türkiye açısından iş kazaları ve meslek hastalıklarının azaltılmasına dönük önlemlerin bir an önce hayata geçirilmesini kaçınılmaz kılmaktadır. Hiç kuşkusuz iş kazaları ve meslek hastalıklarının azaltılmasında en önemli araçlardan biri de eğitimdir.


Demir Çelik Sektöründe İş Sağlığı ve Güvenliği


İşyerlerinde sağlıklı ve güvenli bir ortamı temin etmek, iş kazalarını ve meslek hastalıklarını azaltmak, çalışanları hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek, onların karşı karşıya bulundukları mesleki riskler ile bu risklere karşı alınması gerekli tedbirleri öğretmek ve iş sağlığı ve güvenliği bilinci oluşturmak ve bu bilince uygun davranışlar kazandırmak amacıyla yapılan iş sağlığı ve güvenliği eğitiminin iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenmesindeki rolünün saptanması iş sağlığı ve güvenliği eğitimine duyulan gereksinimin belirlenmesi bakımından önemlidir.

İş sağlığı ve güvenliği eğitiminin iş kazaları ve meslek hastalıklarının azaltılmasındaki öneminin anlaşılması, sosyal tarafların iş sağlığı ve güvenliği eğitimine  yönelik olumlu tutum geliştirmelerine ortam sağlayacak olanakların sunulabilmesi bakımından önem taşımaktadır.

İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Hukuki Dayanağı

Ülkemizde sanayileşme sürecinde nüfus önemli ölçüde tarım sektöründen endüstri sektörüne kaymaktadır. İş sağlığı ve güvenliği konusu sanayi işçilerinin artması ile daha büyük önem kazanmaktadır. Bunun nedeni, sanayideki çalışma ortamında iş kazaları ve meslek hastalıklarına daha sık rastlanması ve olumsuz çalışma koşulları sonucu ortaya çıkan sakatlıklar ve ölümlerin artmasıdır.

İş sağlığı ve güvenliği eğitimi mesleki eğitimin önemli bir unsuru olarak iş verimliliğini arttırmada ve işyerlerinde güvenli bir çalışma ortamının oluşturulmasında önemli rol oynamaktadır. Genel olarak iş sağlığı ve güvenliği eğitiminin amacı, işyerlerinde sağlıklı ve güvenli bir ortamı temin etmek, iş kazalarını ve meslek hastalıklarını azaltmak, çalışanları yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek, onların karşı karşıya bulundukları mesleki riskler ile bu risklere karşı alınması gerekli tedbirleri öğretmek ve iş sağlığı ve güvenliği bilinci oluşturarak uygun davranışlar kazandırmaktır.


Antropometride Veri Çeşitleri


Ülkemizde iş sağlığı ve güvenliği konusunda eğitim verme zorunluluğu, verilecek olan eğitimlerin kapsamı ve uygulama usulleri, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ; bu Kanunun Geçici m. 2 hükmüne göre, yenisi hazırlanıp yürürlüğe girinceye kadar yürürlükte bırakılan 4857 sayılı İş Kanunu’nun ilgili maddelerine göre yürürlüğe konulan Yönetmelikler ve son olarak “Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik” ile düzenlenmektedir.

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda çalışanların eğitimi 17. maddede düzenlenmektedir. Belirtelim ki, aynı Kanunun “Çalışanların Bilgilendirilmesi” başlıklı 16. maddesi de konuyla dolaylı olarak ilgili sayılabilir. Kanunun 17. madde hükmüne göre işveren, çalışanların iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerini almasını sağlamakla yükümlüdür. Verilecek eğitim özellikle; işe başlamadan önce, çalışma yeri veya iş değişikliğinde, iş ekipmanının değişmesi halinde veya yeni teknoloji uygulanması halinde verilir. Eğitimler, değişen ve ortaya çıkan yeni risklere uygun olarak yenilenir, gerektiğinde ve düzenli aralıklarla tekrarlanır.

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na göre tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde; yapılacak işlerde karşılaşılacak sağlık ve güvenlik riskleri ile ilgili yeterli bilgi ve talimatları içeren eğitimin alındığına dair belge olmaksızın, başka işyerlerinden çalışmak üzere gelen çalışanlar işe başlatılamazlar ve geçici iş ilişkisi kurulan işveren, iş sağlığı ve güvenliği risklerine karşı çalışana gerekli eğitimin verilmesini sağlamak zorundadır.

İşveren, geçici iş ilişkisi kurulan diğer işverene Kanunun 16’ncı madde sinin birinci fıkrasındaki hususlar ile ilgili bilgi verir; geçici iş ilişkisi kurulan işveren bu konular hakkında çalışanlarına gerekli eğitimin verilmesini sağlar.

Asıl işveren alt-işveren ilişkisi kurulan işyerlerinde, alt işverenin çalışanlarının eğitimlerinden, asıl işveren alt işverenle birlikte sorumludur.

İşveren, tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde; yapılacak işlerde karşılaşılacak sağlık ve güvenlik riskleri ile ilgili yeterli bilgi ve talimatları içeren eğitimin alındığına dair belge olmaksızın, başka işyerlerinden çalışmak üzere gelen çalışanları işe başlatamaz.


Forkliftlerde İş Güvenliği


Çalışma yeri veya iş değişikliği, iş ekipmanının değişmesi, yeni teknoloji uygulanması gibi durumlar nedeniyle ortaya çıkacak risklerle ilgili eğitimler ayrıca verilir. Birinci fıkraya göre verilen eğitimler, değişen ve ortaya çıkan yeni riskler de dikkate alınarak aşağıda belirtilen düzenli aralıklarla tekrarlanır.

  • Çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde yılda en az bir defa
  • Tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde iki yılda en az bir defa
  • Az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde üç yılda en az bir defa

İş kazası geçiren veya meslek hastalığına yakalanan çalışana işe dönüşünde çalışmaya başlamadan önce, kazanın veya meslek hastalığının sebepleri, korunma yolları ve güvenli çalışma yöntemleri ile ilgili ilave eğitim verilir.

Herhangi bir sebeple altı aydan fazla süreyle işten uzak kalanlara, tekrar işe başlatılmadan önce bilgi yenileme eğitimi verilir.

İşveren, yıl içinde düzenlenecek eğitim faaliyetlerini gösteren yıllık eğitim programının hazırlanmasını sağlar ve onaylar. Ayrıca Çalışanlara verilecek eğitimlerin çalışanların  işe girişlerinde ve işin devamı süresince belirlenen periyotlar içinde işyerinin tehlike derecesine göre her çalışan için asgari süresinin ne olduğu da öngörülmüştür. Buna göre her çalışan için eğitim süresi;

  • Az tehlikeli işyerleri için en az sekiz saat,
  • Tehlikeli işyerleri için en az on iki saat,
  • Çok tehlikeli işyerleri için en az on altı saat olarak belirlenmiştir.

Verilen eğitimin sonunda ölçme ve değerlendirme yapılır. Değerlendirme sonuçlarına göre eğitimin etkin olup olmadığı belirlenerek ihtiyaç duyulması halinde, eğitim programında veya eğiticilerde değişiklik yapılır veya eğitim tekrarlanır.

Neden İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimleri

İşçilerin sağlığının korunması ve geliştirilmesi, toplumun sağlığına yönelik çalışmalar içinde önemli ve vazgeçilmez bir yer tutmaktadır. Bunda işçilerin nüfusun içinde geniş yer kaplamalarının ve toplumun en örgütlü kesimi olmalarının etkisi büyüktür. ILO verilerine göre;


Kazaya Ramak Kala’lar Hayat Kurtarır


  • Dünyada her gün yaklaşık 6.000 kişi iş kazası veya meslek hastalıkları nedeniyle yaşamını yitirmektedir. Yıllık toplamda 350.000 kişi iş kazası, 1.700.000 kişi ise meslek hastalıklarından yaşamını yitirmektedir.
  • Her yıl 250 milyonun üzerinde iş kazası meydana gelmekte ve 150 milyonun üzerinde kişi meslek hastalıklarına yakalanmaktadır.
  • Her yıl, zehirli maddelerden dolayı 400.000’in üzerinde çalışan yaşamını yitirmekte ve dünyada meydana gelen cilt kanserinin %10’unun işyerlerinde zehirli maddelerle temas yüzünden oluştuğu belirtilmektedir.
  • Her yıl asbest yüzünden 100.000 kişinin yaşamını yitirdiği tahmin edilmektedir.

Sosyal Güvenlik Kurumu verilerine göre son yıllarda iş kazası sayısında düşüş olmakla birlikte; iş kazası sonucu ölen, meslek hastalığı ve iş kazası sonucu malul kalan işçi sayılarının arttığı görülmektedir. Yine iş kazası, meslek hastalığı, iş kazası sonucu ölüm, iş kazası sonucu malullük, iş kazası ve meslek hastalığı sonucu  geçici iş göremezlik sürelerine ilişkin verilerin tümünde artış olduğu görülmektedir.

Üniversitelerimizde iş sağlığı ve güvenliği konusu eğitim programlarında yeterince yer almamaktadır. Bu sebeple iş sağlığında ve güvenliğinde bilimsel bir yaklaşım ağırlık kazanamamıştır. Okul sonrası dönemde iş hayatında yer alacak olan bireylerin iş sağlığı ve güvenliğinin önemi bilinciyle yetişmemesi, iş hayatlarında iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin gerekliliğini kaçınılmaz kılmaktadır.

İş Kazaları ve Meslek Hastalıklarının Etkileri

İşgücü Üzerindeki Etkileri

İş kazası ve meslek hastalıklarının sonuçlarından en önemlisi tartışmasız işçinin yaşamını yitirmesidir. İş kazalarında en büyük bedeli işçi ödemektedir. İş kazasına maruz kalan işçinin karşılaşacağı sonuçlar; işçinin hayatını kaybetmesi, fiziksel ve duygusal sıkıntılar yaşaması, yaşamının geri kalan kısmının zorlaşması yanında gelir kaybı, işini kaybetme olasılığı, sigortasız çalışma halinde tedavi giderleridir.


Ozona Bağlı Hastalıklar


 

İş kazası sonucu yaşamını yitiren işçinin ailesi maddi ve manevi yıkıma uğramakta, yaşamını yitiren işçinin ailesi, kaybettiklerinin acısını çekerken diğer yandan da gelirinin azalması veya tümden bitmesi nedeniyle geçim sorunları ile karşı karşıya kalmaktadır. İş kazasına uğrayan işçi sosyal güvenlikten yoksun ise bu durumda ailesi herhangi bir ödenek de alamamaktadır. İş kazasına uğrayan işçi yaşamını yitirmese bile beden ve ruh sağlığında önemli kayıplar oluşabilmektedir.

İş kazası sonucu çalışamayacak durumda sakat kalan veya çalışma gücü azalan işçiyi bekleyen diğer bir sorun işsizliktir. İş kazasına uğrayan işçi eğer sosyal güvenlik kapsamında ise geçici işgöremezlik ödeneği ya da sürekli iş göremezlik geliri almaya hak kazanmaktadır.

Ancak, sürekli iş göremez duruma düştüğünde gelir yaratma yeteneği azalacak, rehabilitasyon sonrası daha düşük gelir getiren bir işte çalışmak zorunda kalacaktır. Ülkemizde ölümle sonuçlanan iş kazalarının büyük oranlara ulaştığı düşünüldüğünde konunun önemi ve iş kazalarının işçi açısından maliyetinin boyutları daha iyi kavranacaktır.

 

İşyeri/İşletme Düzeyindeki Etkileri

İş kazalarının işverene doğrudan maliyetleri; kaza anında ilkyardım masrafları, kazalıya mahkeme kararı sonucu ödenecek, kazalıya veya ailesine ödenen tazminatlar, mahkeme giderleri ve ölümlü kazalarda uygulanacak cezai hükümlerin bedelleri olmaktadır. İş kazalarının işverene dolaylı maliyetleri ise işgücü kaybı, üretim kaybı, prestij kaybı ve müşteri kaybıdır.

Bununla birlikte; müşteri memnuniyetsizliği, inceleme süresi, kilit işçinin kaybedilmesi, yerine yeni işçinin alınması ve eğitilmesi, ikame donanımın alınması, işçilerin motivasyonun azalması ve işletmenin imajının zarar görmesi de iş kazalarının işletmeye yüklediği maliyetleri arasında değerlendirilmektedir.

İş kazaları neden oldukları zararın yanı sıra makine, malzeme, ürün kayıplarına da neden olmakta ve verimliliği düşürmektedir. Uluslararası kuruluşlarca yapılan araştırmalar iş güvenliği ile iş gücü verimliliği arasında karşılıklı etkileşim olduğunu, sağlıklı ve güvenli iş yerlerinde verimliliğin arttığını ortaya koymuştur. İş kazalarının önlenerek iş güvenliğinin sağlanması, ikinci ya da yan etki olarak iş yerinde verimlilik ve üretim artışına da yol açmaktadır.


İnşaat Sektöründe Sağlık Tehlikeleri ve Riskler


 

İş kazaları işin akışını durdurarak üretimin kesintiye uğramasına neden olmaktadır. Uluslararası Çalışma Örgütü araştırmalarında üretimde kullanılan makine ve tezgâhlarda koruma sistemlerinin geliştirilerek iş güvenliğinin sağlanması sonucu önemli ölçüde üretim artışı sağlandığı saptanmıştır. İş  kazaları nedeniyle üretim araçlarında ve iş gücünde uğranılan kayıplar üretim maliyetlerini de olumsuz yönde etkilemektedir.

Ayrıca iş kazalarının işçiler üzerindeki etkisi ile iş yavaşlamakta, yaralanan işçiye yardımcı olan işçiler ve gözlemci personel ile olayı izleyen işçiler ve üst düzey yöneticilerinin zaman ve iş gücü kayıpları ortaya çıkmaktadır. İş kazası sonucu işçilerin moral bozukluğu ve çekingenliği artmakta bu da üretimde niteliksel ve niceliksel düşmelere neden olmaktadır. Yine iş kazasına uğrayan işçinin yerine yenisinin bulunup yerleştirilmesi, eğitilmesi ve gerekli niteliklerin kazandırılması işletmeye ek maliyetler yüklemektedir.

Ekonomik Etkileri

İş kazalarının işçi ve işletmeye maliyetleri yanında ulusal ekonomiye de önemli maliyeti bulunmaktadır. Sosyal güvenlik sistemi ile hastane, rehabilitasyon merkezi giderleri gibi toplumun tümüne yüklenen maliyetler söz konusudur. İş kazaları ülke ekonomisinin üretken kapasitesini olumsuz yönde etkilemektedir. İş kazaları ulusal kaynakların yok olmasını da doğurmaktadır. İş kazaları ulusal kalkınmayı engelleyici ve ulusal refahı azaltıcı bir işlev görmektedir. Genel olarak iş kazaları ülke kaynaklarının yok olmasına, işgücü ve işgünü kayıplarının önemli boyutlara ulaşmasına neden olmaktadır.

İş kazaları sonucunda ortaya çıkan işgünü kaybı, doğrudan ülkemizde yaratılan katma değeri düşürmektedir. Bu durum ulusal ekonomi açısından önemli kayıplara neden olmaktadır. İş kazalarının katma değer olarak ulusal ekonomideki kaybına ayrıca işçi, SGK ve işveren açısından ortaya çıkan kayıpları da eklemek gereklidir. Bu nedenle iş kazalarını önlemeye yönelik çalışmaların ülkemiz açısından önemi büyüktür.


İşverenin İş Sağlığı ve Güvenliği ile İlgili Yükümlülükleri Nelerdir?


 

Uluslararası Çalışma Örgütü verilerine göre endüstrileşmiş ülkelerde iş kazaları ve meslek hastalıklarının toplam maliyetinin, bu ülkelerin Gayrı Safi Yurt İçi Hasılalarının (GSYİH) %1’i ila %3’ü oranında değiştiği belirtilmektedir. Gelişmekte olan ülkeler için ise bu kayıplarının GSYİH› larının yüzde 4’ü kadar olduğu tahmin edilmektedir.

 

Web Tasarımı

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB) verilerine göre; ülkemizde iş kazalarının yıllık maliyetinin 35 milyar TL. olduğunun belirlenmiştir. SGK verilerine göre 2009 yılında 9.030.202 sigortalı işçiden 64.316’sı iş kazası geçirmiş, bunlardan 1.171’i hayatını kaybetmiştir. Bu kayıpların sonucu 1.589.116 iş günü kaybı söz konusudur.

Bu verilerden de anlaşılacağı üzere, iş kazaları ve meslek hastalıkları sonucu oluşan maddi ve manevi kayıplar ülke ekonomisi açısından çok önemli boyutlara ulaşmaktadır. Bu sebeple, iş sağlığı ve güvenliği alanında kalıcı ve etkin önlemlerin alınması zorunluluk arz etmektedir.

İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin İş Kazalarına Etkileri

İş kazalarının nedenleri arasında eğitim eksikliği önemli etkenlerden birisidir. İş kazalarının sebepleri değerlendirildiğinde işçilere yeterli mesleki eğitimin verilmediği, bu doğrultuda gerekli altyapının oluşturulmadığı, iş sağlığı ve güvenliği bakımından riskli sektörlerde eğitim seviyesi nispeten düşük işçilerin çalıştırıldığı ve işbaşı eğitimi ve hizmet içi eğitim şartının mevzuatta öngörüldüğü ölçüde yerine getirilmediği, işverenlerce eğitimin zaman kaybı ve gereksiz yere katlanılan bir maliyet olarak algılandığı görülmektedir.

Teknik personelin iş kazalarının nedenleri ve önlenmesine yönelik görüşlerinin belirlenmesi üzerine yapılan bir araştırmada; çalışanların eğitim yetersizliği kazalara neden olan faktörler arasında en yüksek öneme sahip faktör olarak belirlenmektedir.


Çimento Sektöründe İş Güvenliği


Türkiye’de kol gücü ile çalışanların eğitim düzeyinin düşük olduğu vurgulanarak, kol gücü ile çalışanlardan önemli bir bölümünün bir meslek eğitimi almadığı ve bu durumun kamu kurumları çalışanları için de geçerli olduğu belirtilerek eğitimin önemine vurgu yapılmaktadır. İlgili makalede ABD’de yapılan araştırmaların sonucuna değinilerek, eğitim çalışmalarının yapılması ve uygun ortamların yaratılması durumunda, kazaların %97’sinin önlenebileceği belirtilmektedir (Aybek, Güvercin ve Hurşitoğlu, 2003, s. 97).

Sonuç

İş sağlığı ve güvenliği eğitiminin amacı, işyerlerinde sağlıklı ve güvenli bir ortamı temin etmek, iş kazalarını ve meslek hastalıklarını azaltmak, çalışanları hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek, onların karşı karşıya bulundukları mesleki riskler ile bu risklere karşı alınması gerekli tedbirleri öğretmek ve iş sağlığı ve güvenliği bilinci oluşturarak uygun davranış kazandırmaktır.

 

Söz konusu amaçla, çalışanlara verilen iş sağlığı ve güvenliği eğitiminin kapsamını, işyerinin faaliyet alanına göre genel iş sağlığı ve güvenliği kuralları, iş kazaları ve meslek hastalıkların sebepleri ve işyerindeki riskler, kaza, yaralanma ve hastalıktan korunma prensipleri ve korunma tekniklerinin uygulanması, iş ekipmanlarının güvenli kullanımı, çalışanların yasal hak ve sorumlulukları, yasal mevzuat ile ilgili bilgiler, işyerinde güvenli ortam ve sistemleri kurma, kişisel koruyucu alet kullanımı, ekranlı ekipmanlarla çalışma, uyarı işaretleri, kimyasal, fiziksel ve biyolojik maddelerle ortaya çıkan riskler,temizlik ve düzen, yangın olayı ve yangından korunma, termal konfor şartları, ergonomi, elektrik, tehlikeleri, riskleri ve önlemleri, ilk yardım ve kurtarma gibi konular oluşturmaktadır.


Karpal Tünel Sendromu


 

İş sağlığı ve güvenliği eğitimine yukarıda belirtilen amaçlar yanında, özellikle Türkiye’de iş kazası, meslek hastalığı, iş kazası sonucu ölüm, malullük, geçici iş göremezlik sürelerine ilişkin verilerin tümünde görülen artış nedeniyle de gereksinim duyulmaktadır.

Unutulmamalıdır ki; HİÇ BİR GEREKÇE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ÖNLEMLERİNİN ALINMASINI ERTELEMEZ.

 

 

Kaynaklar;

Muhtelif Yönetmelik ve Kanunlar
Aybek, A., Güvercin, Ö., Hurşitoğlu, Ç. (2003). Teknik Personelin İş Kazalarının Nedenleri ve Önlenmesine Yönelik Görüşlerinin Belirlenmesi Üzerine Bir Araştırma, Baradan, S., Dikmen, Ü., Müngen, U., Aytekin, O. & Sönmez, G. (2011). Türkiye’deki İş Sağlığı ve Güvenliği  Hizmetleri Mevzuatının İnşaat Sektörü Açısından İncelenmesi, TMH, 469. http://www.e-kutuphane.imo.org. tr/pdf/16612.pdf, Erişim Tarihi: 24.06.2012
Çakar, A.E. (2012). TMMOB Makine Mühendisleri Odası Basın Açıklaması, Mühendis ve Makine, 53(627). http://www.mmo.org.tr/, Erişim Tarihi: 24.06.2012
DDK (2008). T.C. Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu Tersanecilik Sektörü Araştırma ve İnceleme Raporu. 2008(1).

 

Yazının tüm hakları www.nedenisguvenligi.com‘a ve yazara aittir. Telif hakları kanunu gereğince kopyalanamaz ve/veya farklı bir yerde kullanılamaz. Ancak alıntı yapıldığında link ve adres verilmek zorundadır.

 

 

OSGB Tasarımı

İlgili Yayınlar

2Yorumlar

  • rNadir Y. , Mayıs 1, 2018 @ 11:29 am

    Türkiye nin en büyük eksikliği maalesef ki eğitim. Eğitime yeterince önem verilmiş olsa ve üniversiteler bu konuya yeterince eğilmiş olsa iş kazalarında mutlak düşüş olacaktır.

  • Beren N. , Mayıs 3, 2018 @ 8:06 pm

    Sayın müdürüm konu ve yazınız tam isabet olmuş. Kaleminize sağlık

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Araç çubuğuna atla