Anagold Madencilik tarafından işletilen Erzincan İliç’teki Çöpler Altın Madeni’nde toprakların istiflendiği bölgede toprak kayması meydana geldi. Faciada 9 işçi toprak altında kaldı. Yüzde 80’i Kanadalı altın maden şirketi Alacer Gold’a (SSR Mining), yüzde 20’si ise Çalık Grubu bünyesinde bulunan Lidya Madencilik’e ait olan Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret AŞ’nin 2008’den beri işlettiği madende siyanürlü solüsyonun çevreye yayıldığı belirtildi.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, “667 çalışandan 9 kişiye ulaşılamıyor, 400 kişiyle arama yapılıyor” açıklamasını yaptı. Olayla ilgili dört cumhuriyet savcısı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan dört müfettiş görevlendirildi.
Sabıkalı madendeki toprak kaymasında 9 işçi göçük altında
İçindekiler
Çöpler Altın Madeni, sık sık kapasite artışlarıyla gündeme geldi. Geçen yıl da madende kapasite artışına gidildiği ve buna onayın AKP İstanbul Büyükşehir Belediye başkan adayı Murat Kurum’un çevre ve şehircilik bakanı olduğu dönemde verildiği öğrenildi.
VERGİ BORCU SİLİNDİ
Açılan davalara karşın proje iptal edilmedi. Aktif fay hattı üzerinde bulunan madende Haziran 2022’de içerisinde siyanür de bulunan karışımı taşıyan bir boruda kırık oluşmuş, 2 saat 15 dakika boyunca Fırat Nehri’ne 20 metreküp karışım akmıştı. Uzmanlar uzun süredir göçük tehlikesine karşı uyarı yapıyordu. Anagold Madencilik’in 7.2 milyon dolar vergi borcunun silindiği SSR Mining’in bilançosunda ortaya çıkmıştı.
Daha önce madene karşı birçok kez dava açan ve Anayasa Mahkemesi’nce de haklı bulunan bölge sakinlerinden Eşref Demir Cumhuriyet’e konuştu. Demir, “Burada yaşanacak felaketi defalarca kez dile getirdik. Mahkemeye taşıdık. Yaşananlar tesadüf değil. Cevher döküm sahasının üçte ikisi kaydı. Siyanürlü toprak etrafa yayıldı” dedi.
‘KÂR HIRSI YÜZÜNDEN’
Dava açan yurttaşların avukatlarından Arif Ali Cangı ise şöyle konuştu:
“Siyanürlenen altın rezerv alanı çöktü. Göçük altında kalan işçilerin yaşadığı felaketin yanı sıra bu siyanürün doğaya karışması, altın ayrıştırma için dökülen rezervin ağır metallerinin yayılması demek. Felaket ‘geliyorum’ demişti. 2022’de toprağa siyanür akmıştı. Bunun üzerine şirketin faaliyeti iki ay durduruldu. Daha sonra hiçbir şey yaşanmamış gibi faaliyete devam ettiler. Erzincan İliç Cumhuriyet Savcılığı takipsizlik kararı verdi. Sembolik para cezasıyla üstü kapatıldı. Birileri kâr etsin diye memleketin her yerinde felaket meydana geliyor.”
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ise İliç’te açtıkları iki ayrı davanın bilirkişi keşfini yaptıklarını belirterek, “İliç Çöpler Altın Madeni işletmesi kapatılmalıdır ve rehabilite çalışmalarına başlanmalıdır dedik. Facia geliyor dedik… Facia geldi…” açıklaması yaptı.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) açıklamasında da “Madenin ruhsatı iptal edilmediği gibi kâr hırsıyla kapasitesinin artırılması, hukuk mücadelelerine karşın şirkete yargı koruması sağlanması; yaşanan faciaya açıkça davetiye çıkarmıştır” dendi.
Facianın ardından NASDAQ borsasında işlem gören SSR Mining hisseleri yüzde 50’ye yakın değer kaybetti.
‘FIRAT NEHRİ İÇİN ÖNLEM ALINDI’
Çevre ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan toprak kaymasına ilişkin açıklama yapıldı. Açıklamada “Toprak kaymasının hemen ardından bakanlığımız merkez ve İl müdürlüğümüz Denetim Ekiplerini bölgeye ivedilikle sevk ettik. Toprak kayması sırasında akan malzemenin Fırat Nehri’ne ulaşmasının engellenmesi amacıyla Sabırlı Deresi’nin Fırat Nehri’ne ulaştığı menfezin kapaklarını kapattırdık” ifadeleri kullanıldı.
Erzincan’ın İliç ilçesinde Anagold şirketine ait Çöpler Altın Madeni’nde, 13 Şubat’ta saat 13.00 civarında geniş bir alanda toprak kayması yaşandı. Fırat Nehri’ne doğru, madene kuş uçuşu 300 metre mesafede kayan devasa toprak yığını, siyanür ve sülfürik asit ile işlem görmüş malzemeleri içerdiğine dair açıklamalar ortaya çıktı. Uzmanlar, bu yığınların nehire ulaşması halinde insanların ve hayvanların zehirleme riski ortaya çıkacağı için önlem alınması konusunda uyarılarda bulundu.
Yer Bilimci Prof. Dr. Süleyman Pampal, Habertürk’te verdiği demeçte, Çöpler Altın Madeni’nde meydana gelen toprak kaymasının, altın çıkarımı sırasında kullanılan zehirli siyanür ve diğer kimyasallarla işlem görmüş topraktan oluştuğunu belirtti. İşlem görmüş toprağın, dağ gibi üst üste yığıldığını ve bu yığının Fırat Nehri’ne 700-800 metre gibi çok yakın bir mesafede olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Pampal, “Fırat’a karışması, bölgedeki tüm yaşamın sona ermesi anlamına gelir. Fırat’a ulaşmasının acilen önlenmesi gerekiyor; o vadinin önü kapatılmalıdır” diyerek durumun ciddiyetini vurguladı.
Halk TV’ye konuşan Metalürji Mühendisi Cemalettin Küçük ise, toplumu yanıltıcı bilgilendirmelere karşı çıkarak, mevcut durumun ciddiyetini vurguladı: “Artık halka yalan söylenmemesi gerektiğini belirtmek zorundayız. “Tedbirler alındı, hiçbir kimyasal tehlike yok” gibi yanıltıcı açıklamalar yapılmamalı. Şu an bir risk oluştuğunu kabul etmeliyiz. Bu risk nedir? Siyanürün buharlaşması ve rüzgarın yönüne bağlı olarak insanlar ile hayvanlar için zehirlenme tehlikesi bulunmaktadır. Halkı daha fazla yanıltmayın. Şu ana kadar yapılanlar yeter; kandırma ve para kazanma çabalarına son verin. Artık yalan konuşmayı bırakın, bu ve benzeri faaliyetleri durdurun ve Türkiye’de bu işe bir son verin.”
Göz Göre Göre Gelen Facia
DEVA Partili Mustafa Yeneroğlu ise İliç’te göz göre göre gelen felaketi yıl yıl, aşama aşama aktardı. Daha önce “siyanür sızıntısı”nı TBMM’ye taşıyan DEVA Partisi, Erzincan İliç’te siyanürlü boruların patlamasını dönemin bakanı Murat Kurum’a sormuştu.
Yeneroğlu, 2018 yılındaki “ÇED olumlu” kararından Danıştay kararına, Anayasa Mahkemesi kararından Meclis’e taşınmasına kadar 6 yılda neler yaşandığını, felaketin nasıl göz göre göre geldiğini şöyle aktardı:
Son 6 yılda yaşananlar
“İliç felaketi bağıra bağıra geldi. Nasıl mı?
Yıl 2018: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Erzincan İliç’te maden işletmesi revizyon ve kapasite artırımı projesine ÇED olumlu kararı veriyor.
Yıl 2019: Bölgede yaşayan vatandaşlarımızdan Eşref Demir’in, ÇED olumlu kararının iptali ve yürütmenin durdurulması talebiyle Erzincan İdare Mahkemesinde açtığı dava, bilirkişi raporundaki eksiklere rağmen reddediliyor.
Yıl 2020: Danıştay kararda bir hata olmadığı gerekçesiyle temyiz başvurusunu reddediyor.
Yıl 2023: Anayasa Mahkemesi, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporundaki eksikliklere dikkat çekerek başvurucunun özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine hükmediyor.
Ne yazık ki kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasının üzerinden bir ay geçmeden, bugün son zamanların en büyük çevresel felaketlerinden biri yaşandı…
Anayasa Mahkemesinin haklı tespitleri ve daha fazlası çevre dernekleri, meslek kuruluşları, siyasetçiler ve gazeteciler tarafından ısrarla dile getirilmişti. Ben de geçmişte bu konuda Evrim Rızvanoğlu’nun hazırladığı soru önergesini Meclis gündemine taşımıştım.
Bölge halkının 5 yıl önce başlattığı mücadele ve devamında gelen tepkiler dikkate alınsaydı bugün koskoca dağın çökmesine şahitlik etmez; acılı şekilde kaç canımızın göçük altında kaldığını merak etmezdik.
Bağıra bağıra gelen bu felaketin sorumlularının hesap vermesi hukuk devletinin gereğidir ancak maalesef normali kaybedeli çok oluyor. Zaten iktidarın yok etmeye çalıştığı hukuk devleti işleseydi, bu felaketi yaşamayacaktır. Fakat artık ülkemizin normali, Anayasa Mahkemesi’nin maruz olduğu gibi bu hak ihlallerini tespit edenleri terörize etmek ve devlet mekanizmasında denge denetimi yok etmek.”
Erzincan İliç’teki Çöpler Altın Madeni’nde toprak kayması | “Siyanürlü yığın kaydı”
Erzincan’ın İliç ilçesinde Anagold şirketine ait Çöpler Altın Madeni’nin bulunduğu geniş bir alanda, 13 Şubat saat 14.28’te toprak kayması meydana geldi. Madene kuş uçuşu 300 metre mesafede olan Fırat Nehri’ne doğru kayan devasa toprak yığınının, siyanür ve sülfürik asit ile yıkanmış malzemelerden oluştuğuna yönelik açıklamalar yapıldı. Söz konusu madene 2022 yılında siyanür sızıntısı nedeniyle en üst sınırdan çevreyi kirletme cezası kesilmişti. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, olayla ilgili 4 cumhuriyet savcısının görevlendirildiğini açıkladı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, göçük altında 9 işçi olduğunu söyledi. Anagold Maden’de (İliç’te) çalışan bir işçi, her vardiyada 400 işçi çalıştığını belirterek, “Gördüğünüz topraklar siyanürlü” dedi. Şirketin, tüm itirazlara rağmen Murat Kurum’un Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı olduğu dönemde kapasite artırımına gittiği ve maden hakkında “ÇED raporuna gerek yok” kararı verildiği ortaya çıktı. Eski CHP Milletvekili ve avukat İlhan Cihaner ise “toprak kaymasının” neden olduğuna ilişkin olarak şu açıklamayı yaptı: “Toprak kayması derken sanki normal toprak kayması gibi anlaşılabilir. Orada liç yöntemiyle altın çıkarıldığı için siyanürlü yığın kaymış.”
|