İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, yayınladığı raporla son 8 yılda yaşanan işçi “intiharlarına” dikkati çekti. Raporda işe bağlı olarak ortaya çıkan intiharların 1980’li yılların ikinci yarısından itibaren Japonya’da görülmeye başlandığı ve “karojisatsu” kavramı ile tanımlandığı belirtildi. Karojisatsu kavramı ise, “İşçinin fazla-aşırı çalışması sonucunda muhakeme yeteneğini kaybetmesi ve genellikle depresyona girmesi sonucunda meydana gelen intihar girişimi” olarak tanımlandı.
1970 sonrasında uygulanan neo-liberal kapitalist politikalar sonucunda çalışma koşullarının işçilerin yaşamını ciddi olarak tehdit etmeye başladığına dikkat çekilen raporda, “İşe bağlı intiharlar da önlenebilir bir sağlık sorunudur. Ancak önlenebilmesi için öncelikle ‘iş cinayeti’ olarak kabul edilmesi gereklidir. İşe bağlı intiharların iş cinayeti olarak kabul edilebilmesi için ise çalışma ile ilişkili olduğunun ispatlanması gerekmektedir. Bu durumun zorluğu sorunun tanılanmasını ve boyutunu görünür kılmayı engellemektedir” denildi.
DİĞER ÜLKELERİN VERİLERİ
İşe bağlı intiharların tek ülkeye özgü olmadığının altı çizilen raporda şu bilgiler yer aldı: “Japonya’da karojisatsu görülme sıklığı, 1999 yılında yüzde 12 iken, 2001 yılında yüzde 33,7’ye yükselerek yüzde 182’lik bir artış göstermektedir ve her yıl yaklaşık olarak 5000 kişinin fazla-aşırı çalışma nedeniyle intihar ettiği tahmin edilmektedir.
Avustralya’da 2002 yılında yapılan bir çalışmada 1989-2000 yılları arasında görülen 109 intiharda çalışmanın önemli bir faktör olduğu saptanmıştır. Yine Fransa’da 2008-2010 yılları arasında France Telecom şirketinde çalışan 34 işçi ard arda intihar etmiştir. Yine Çin’de bulunan ve iPod, iPhone ve iPad üreten Foxconn fabrikasında işe bağlı intiharlar o kadar çoğalmış ve dünya basınına yansımıştır ki Apple firması ‘İntihar etmeyeceğim kendime iyi bakacağım’ diye yazılı taahhüt almaya başlamıştır. Tabi ki bu örnekler buzdağının sadece görünen bir kısmıdır.”
Türkiye’de yasalara göre işyeri içinde nedeni ne olursa olsun gerçekleşen her intiharın “iş cinayeti” kapsamına alındığını belirtilen raporda, ancak bugüne kadar hukuken “çalışma koşullarından kaynaklanan bir intihar” diye tanımlanan ölüm olmadığı vurgulandı. Raporda, “Bizler ise hem yasal mevzuata uyarak işyeri içinde (işe bağlı olan-olmayan) gerçekleşen hem de işyeri dışında salt işe bağlı intiharları da raporumuza aldık. Genel olarak da ‘işyeri intiharı’ kavramını kullandık” denildi.
Raporun devamında şunlara yer verildi: “2013 yılında en az 15 işçi, 2014 yılında en az 25 işçi, 2015 yılında en az 59 işçi, 2016 yılında en az 89 işçi, 2017 yılında en az 86 işçi, 2018 yılında en az 73 işçi, 2019 yılında en az 80 işçi, 2020 yılında en az 75 işçi işyeri içinde (işyeri dışında ise işe bağlı olarak) intihar ederek yaşamını yitirdi. Yıllara göre güvencesizliğin derinleşmesine paralel olarak işyeri intiharlarında bir artış olmuştur. Son 8 yılda gerçekleşen 502 işçi intiharında, 218’i işçi ve 84’ü memur olmak üzere 302 ücretli çalışan, 111’i esnaf ve 21’i çiftçi olmak üzere 132 kendi nam ve hesabına çalışandır. Yine ataması yapılmayan öğretmenler de dahil olmak üzere benzer koşullardaki 68 işsiz işçi intihar etmiştir.”
BORÇLARI NEDENİYLE 127 İŞÇİ İNTİHAR ETTİ
İşçi intiharlarının en çok yaşandığı iller arasında İstanbul, Kocaeli, İzmir, Antalya gibi yerler yer alıyor. Raporda, intihar eden işçiler en çok ticaret, büro, savunma, güvenlik, inşaat gibi iş kollarında çalışmakla birlikte, intihar nedenleri ise, “127 işçi borçları nedeniyle, 68 işçi işsizlik nedeniyle, 53 işçi mobbing nedeniyle intihar ederek hayatına son verdi. 254 işçinin neden intihar ettiğini ise yeterli bilgi olmadığı için bilmiyoruz” bilgisi paylaşıldı.
Son sekiz yılda işçilerin 30’unun kadın ve 472’sinin ise erkek olduğu açıklanan raporda, intihar eden işçilerin yaş gruplarına göre dağılımı ise şu şekilde:
* 15-17 yaş arası 6 işçi
*18-27 yaş arası 77 işçi
* 28-50 yaş arası 330 işçi
* 51-64 yaş arası 68 işçi,
*65 yaş üstü 5 işçi intihar ederek hayatına son verdi.
* Elimizde yeterli bilgi olmadığı için intihar eden 16 işçinin yaşını bilmiyoruz. (MA)