İşyeri sağlık ve güvenlik birimi yani İSGB, işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini yürütmek üzere kurulan, gerekli donanım ve personele sahip olan birim veya bölümdür. İSGB, özellikle fazla sayıda çalışan bulunan işyerleri için isg faaliyetlerinin doğru, düzenli ve etkin yürütülmesi için son derece önemlidir
İşyeri Sağlık Ve Güvenlik Birimi
İçindekiler
İşyeri sağlık ve güvenlik birimi şartları, 6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği kanunu öncesinde İşyeri sağlık ve güvenlik birimleri ile ortak sağlık ve güvenlik birimleri hakkında yönetmelik ile düzenlenmiş ancak bu yönetmelik daha sonra yürürlükten kaldırılmıştır. Güncel mevzuatta İş sağlığı ve güvenliği hizmetleri yönetmeliği ile isg şartları düzenlenmiştir.
Genel İş Sağlığı ve Güvenliği Kuralları
Hangi İşyerlerinde İşyeri Sağlık ve Güvenlik Birimi Kurulur
İşyeri sağlık ve güvenlik birimi, tam süreli iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi görev yapması gereken işyerlerinde kurulmalıdır.
MADDE 5 – (3) İşveren, işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanının tam süreli görevlendirilmesi gereken durumlarda İSGB kurar.
İSGB kurulmasında dikkat edilmesi gereken nokta sadece tam zamanlı iş güvenliği uzmanı değil aynı zamanda tam zamanlı işyeri hekiminin de görevlendirilmiş olması şarttır.
İşyeri Hekimi ve Diğer Sağlık Personelinin Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik gereğince;
Az tehlikeli sınıfta yer alan 2000 ve daha fazla çalışanı olan,
Tehlikeli sınıfta yer alan 1000 ve daha fazla çalışanı olan,
Çok tehlikeli sınıfta yer alan 750 ve daha fazla çalışanı olan işyerlerinde tam gün çalışacak en az bir işyeri hekimi görevlendirilir.
Tehlike sınıfına göre sırasıyla 2000, 1000 ve 750 kişinin çalıştığı işyerlerinde tam zamanlı iş güvenliği uzmanı da bulunması gerekeceğinden bu işyerlerinde işyeri sağlık ve güvenlik birimi kurulmalıdır.
İş Kazası Kapsamı ve Bildirim Süreleri
İş Sağlığı ve Güvenliği Birimi Hangi Şartları Taşımalıdır
İsgb, işyerinde çalışan kişi sayısına uygun büyüklükte bir alanda hizmet vermelidir. Ayrıca bu birimin işyerinde asıl işin yapıldığı bölümde ve giriş katında kurulması gereklidir. Bunun amacı, gerektiğinde tüm çalışanların kolaylıkla iş sağlığı ve güvenliği birimine ulaşabilmesidir.
Tam zamanlı görev yapan her işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı için ayrı ayrı en az 8 m²’lik odalar olmalıdır. Ayrıca ilkyardım ve acil müdahale için en az 12 m²’lik bir oda tahsis edilmelidir.
İSG Karikatürleri
Evet için sağa, hayır için sola kaydırın.
Sonuçlar
İsgb’de aşağıdaki malzemeler bulunmalıdır;
Steteskop,
Tansiyon aleti,
Otoskop,
Oftalmoskop,
Termometre,
Işık kaynağı,
Küçük cerrahi seti,
Paravan, perde v.b,
Muayene masası,
Refleks çekici,
Tartı aleti,
Boy ölçer,
Pansuman seti,
Dil basacağı, enjektör, gazlı bez gibi gerekli sarf malzemeleri,
Keskin atık kabı,
Manometreli oksijen tüpü (taşınabilir),
Seyyar lamba,
İlaç ve malzeme dolabı,
EKG cihazı
Negatoskop
Tekerlekli sandalye.
Ayrıca işyerinde çalışanların acil durumlarda en yakın sağlık birimine ulaştırılmasını sağlamak üzere uygun araç bulundurulur.
İş Güvencesi ve İşe İade Davalarında Hukuki Süreç!
İş Sağlığı ve Güvenliği Biriminin Görevleri Nelerdir ?
İsgb’lerin görev yetki ve sorumlulukları, işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanının görev, yetki ve sorumluluklarından ibarettir. Yani bu birim aslında işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanının görevlerini tam olarak yapabilmeleri amacıyla düzenli bir alan oluşturmaktadır.
İSGB’nin en önemli sorumluluğu aynı işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarının olduğu gibi iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin sunulması sırasında işin normal akışını aksatmamaya özen göstermektir.
Korumak Tedavi Etmekten Daha Ucuzdur
Ülkemizde yüzbinin üzerinde meslek hastalığı yakalamamız gerekirken, Sosyal Güvenlik Kurumu istatistiklerine yansıyan rakamlar her yıl maalesef birkaç yüzü geçememektedir. Türkiye İstatistik Kurumu, ülkemizde yılda dokuzyüz binin üzerinde meslek hastalığı ve işle ilgili hastalık ve yaralanma olduğunu ifade etmektedir. SGK rakamlarının düşüklüğü biraz da istatistik yöntemi hatasından kaynaklanmaktadır ama yine de meslek hastalıklarımızı tanıma konusunda başarılı olduğumuz söylenemez. Yani, hem çalışanlarımızı meslek hastalıklarından koruyamıyor, hem de meslek hastalıklarını saptayamıyoruz.
Toplumun hemen her kesimini derinden etkileyen bu önemli sorunun sosyal ve yasal boyutlarıyla birlikte ele alınıp, çözümlenmesi gerekir. Meslek hastalıklarını tanımak ve önlemek sosyal devletin ve tüm ilgililerin vicdani bir sorumluluğudur. Çalışanın sağlıklı olma hakkına saygının gereğidir. Tanınmayan meslek hastalığı, haksız kazanç nedenidir, genel sağlık sigortasına ve topluma yüktür. Bildirimi zorunlu olan meslek hastalıkları, yasal tanı almadıkça, meslek hastalığı sayılmazlar.
Meslek hastalıklarını tanımanın ilk şartı, hastanın mesleğiyle ilgili sorgulamadır. Bu da “Ne iş yapıyorsunuz ?” sorusuyla başlar. İş sağlığı disiplininin babası sayılan İtalyan hekim Bernardino Ramazzini (1633-1714)’nin şu veciz sözleri, bugün maalesef hala geçerliliğini korumaktadır; “Hayret ve tereddüt ediyorum. Acaba, ilaç ve sinameki kokan muayenehane ve eczanelerde oturan bu azametli ve şık görüntülü doktorların burnuna işyerlerindeki pis kokulu şeyleri mi soksam, yoksa onları bu çukurları görmeye mi davet etsem?”