Kazaya Ramak Kala olayı; zarar, yaralanma veya kayıpla sonuçlanmayan kazanın kısa tanımıdır. Kazanın ucuz atlatılması, gerçekleşmemiş kaza ya da az kalsın oluyordu denilebilecek; yaralanma veya kayıpla sonuçlanmayan olaylar “Kazaya Ramak Kala” olayıdır.
Kazaya Ramak Kala Olayı
Ramak kala olayı, bir tehlikeli durum, ya da bir tehlikeli davranış olayının sonucudur. Ramak kalalar yaşanacak iş kazalarının habercisidir, eğer engellenmezse kaza gerçekleşir!
Kaza Piramidi
H.W. HEINRICH in kaza piramidi teorisine göre; ramak kala diye tanımlanan ölüm ya da yaralanmanın meydana gelmediği her 300 iş kazasına karşı, 29 adet maddi hasarlı yada yaralanmalı iş kazası ve 1 ölümlü ya da ağır yaralanmalı iş kazası meydana gelmektedir. Buradan hareketle, maddi boyutlarına bakılmadan her iş kazasının kendisinden sonra gelecek ve sürekli olarak daha ağır sonuçlar doğuracak bir iş kazasının habercisi olduğu söylenebilir. Dolayısıyla, büyük küçük diye ayrım yapılmadan tüm kazaların yada ramak kalaların kayıt altına alınması, meydana gelecek kazaların önlenmesinde ve iş güvenliğinin sağlanmasında önemli bir rol oynamaktadır.
Kazaya Ramak Kalanın Kanunda Yeri
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu gereğince; her türlü ramak kala olayların kayıt altına alınması gerekmektedir. Bu tip olayların kayıt altına alınarak raporlanması iş kazalarını önlemek için hayati önem taşımaktadır. Çünkü Ramak Kala Kazaların bildirilmesi, ileride yaşanabilecek iş kazaların tespit edilmesi ve önlenmesi için büyük önem taşıdığı yapılan bilimsel çalışmalar ile kanıtlanmıştır.
Bu nedenle öncelikle kazaya ramak kala bildirimlerinin işletmeye sağlayacağı katkılar beyaz yaka personeline çok iyi bir şekilde anlatılmalı, yönetici kadrosundaki kişilerin yeterli iş güvenliği bilincine sahip olmaları ve sürece sahip çıkması sağlanmalıdır. Yönetici yaşanan basit bir ramak kala olayında dahi, çalışanı ramak kala bildirimi yapmaya teşvik etmelidir. Yöneticilerinin bu konuya önem verdiğini gören çalışanın süreci sahiplenmesi çok daha hızlı olacaktır.
Eğitim ve Bilgi
Tüm çalışanlara, kazaya ramak kalaları tanımlamanın temel amacının, kazaların ve meslek hastalıklarının önlenmesindeki faydalarının ve ramak kalaların neler olabileceğinin anlatılması, çalışanların bu eğitimlere tabi tutularak bilinçlendirilmesi gerekir. Eğitimlere özellikle yöneticilerinde katılımı sağlanmalı, çalışanların herhangi bir ramak kala bildiriminde suçlanmayacağı, bildirimlerde herhangi bir çekincenin olmaması gerekliliği vurgulanmalıdır.
İşletme içerisinde belirlenen yerlere ramak kala bildirim köşeleri hazırlanmalıdır. Bu köşelerde çalışanların ramak kala olayları yazabileceği formların olması ve bu formu doldururken örnek alabileceği ramak kala olayların da o köşede bulunuyor olması önem taşır.
Çok önemli olan bu bildirimleri almak kısa vadede çok zor olabilir. Bildirimleri alabilmek için işyerinde çalışanlara küçük hediyeler almak, ödüllendirmek çalışanları daha fazla teşvik edebilir.
Çalışanlardan alınan ramak kala bildirimlerine mutlaka geri bildirim yapılmalıdır. Geri bildirim formu hazırlanmalı; belirtilen ramak kala, yapılacak çalışmaya ilişkin yönetim görüşü, uygulama termin süresi, tamamlanan çalışmalar bu bildirim formlarıyla çalışanlara duyurulmalıdır. Görüşlerine değer verilmesi, raporlanan problemin giderildiğinin veya en azından konu ile ilgilenildiğinin, verilen termin süresiyle problemin uygun olan en kısa surede giderileceğinin belirtilmesi diğer çalışanları da işyerindeki iş güvenliği sürecine dahil edecektir.
İSG Profesyonellerinin Görevlendirilmesine Dair Yürürlük Tarihleri
KAZAYA RAMAK KALDI FORMU
KAZAYA RAMAK KALA FORMU | |
Ramak Kaldı Kayıt No: | |
Adı Soyadı | Ahmet Hasan Uğurlu |
Bölümü | Birinci Yüksek Fırınlar |
Olay Yeri | Yüksek Fırın Ateşleme Hattı |
Tarih ve Saati | 11.02.2018 |
İmza | |
Olayın Tanımı (Açıklama) | Olayın tüm detayları buraya yazılmalıdır. (İki işçi vinç vasıtasıyla ekskavatörün bomunu yerine takmaktadır. İşçilerden biri vince kumanda ederken diğeri pim deliğine demir bir çubuk takmaya çalışmaktadır.Vincin hareket ettirilmesi nedeniyle demir çubuk aniden gerilir ve yukarı doğru savrulur.) gibi |
Sizin Öneriniz | Önerilerinizi buraya yazabilirsiniz |
Hayatın Her Alanında İş Güvenliği
İş Sağlığı ve Güvenliği işyerlerinde çalışanların sağlıklı ve güvenli çalışmalarını sağlamak üzere alınması gereken tedbirler dizisidir.
İşin yürütülmesi ile ilgili olarak meydana gelen ve/veya gelmesi muhtemel tehlikelerden, sağlığa zarar verecek şartlardan korunmak ve daha iyi bir çalışma ortamı oluşturmak için alınması gereken önlemlerin tamamına da iş sağlığı ve güvenliği diyebiliriz.
İş kazalarının % 98’inin nedeni İNSAN’dır...
Kazaların % 50’si sabah vardiya değişimlerine yakın saatlerde meydana geliyor.
Bunun sebebi ise uykusuzluk, tedbirsizlik, işte acelecilik ve işi zamanında yetiştirememe endişesi oluşturuyor.
KAZALARIN EN ÖNEMLİ NEDENİ KAZADAN HEMEN ÖNCEKİ DURUM VE HAREKETTİR...
İnsanoğlunun en tehlikeli savunma mekanizması BANA BİR ŞEY OLMAZ düşüncesidir.
Bu düşünce kişiye çok güçlü olduğunu, ne yaparsa yapsın başına bir şey gelmeyeceğini, her şeyi başarıyla tamamlayabileceğini düşündürür.
Türkiye’de iş kazalarında her gün 4 çalışanımız maalesef yaşamını yitiriyor.
Türkiye'de her yıl 15000 kişi sakat kalıyor. Her yıl 140.000 kişi kaza geçiriyor...
Dünyada her gün yaklaşık 6.000 kişi iş kazası veya meslek hastalıkları nedeniyle yaşamını yitirmektedir.
Yıllık toplamda 350.000 kişi iş kazası, 1.700.000 kişi ise meslek hastalıklarından yaşamını yitirmektedir.
Her yıl 250 milyonun üzerinde iş kazası meydana gelmekte ve 150 milyonun üzerinde kişi meslek hastalıklarına yakalanmaktadır
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre; ülkemizde iş kazalarının yıllık maliyetinin 50 milyar TL. olduğunun belirlenmiştir.
Özellikle ülkemizde iş kazası, meslek hastalığı, iş kazası sonucu ölüm, malullük, geçici iş göremezlik sürelerine ilişkin verilerin tümünde görülen artış nedeniyle İş Sağlığı ve Güvenliği'ne maksimum ihtiyaç duyulmaktadır.
Unutulmamalıdır ki; HİÇ BİR GEREKÇE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ÖNLEMLERİNİN ALINMASINI ERTELEMEZ.
İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ HAYATIMIZIN DÜZENİNİN BİR PARÇASI OLMALIDIR.
Kazasız günler dileğiyle...
Paylaş:
Korumak Tedavi Etmekten Daha Ucuzdur
Ülkemizde yüzbinin üzerinde meslek hastalığı yakalamamız gerekirken, Sosyal Güvenlik Kurumu istatistiklerine yansıyan rakamlar her yıl maalesef birkaç yüzü geçememektedir. Türkiye İstatistik Kurumu, ülkemizde yılda dokuzyüz binin üzerinde meslek hastalığı ve işle ilgili hastalık ve yaralanma olduğunu ifade etmektedir. SGK rakamlarının düşüklüğü biraz da istatistik yöntemi hatasından kaynaklanmaktadır ama yine de meslek hastalıklarımızı tanıma konusunda başarılı olduğumuz söylenemez. Yani, hem çalışanlarımızı meslek hastalıklarından koruyamıyor, hem de meslek hastalıklarını saptayamıyoruz.
Toplumun hemen her kesimini derinden etkileyen bu önemli sorunun sosyal ve yasal boyutlarıyla birlikte ele alınıp, çözümlenmesi gerekir. Meslek hastalıklarını tanımak ve önlemek sosyal devletin ve tüm ilgililerin vicdani bir sorumluluğudur. Çalışanın sağlıklı olma hakkına saygının gereğidir. Tanınmayan meslek hastalığı, haksız kazanç nedenidir, genel sağlık sigortasına ve topluma yüktür. Bildirimi zorunlu olan meslek hastalıkları, yasal tanı almadıkça, meslek hastalığı sayılmazlar.
Meslek hastalıklarını tanımanın ilk şartı, hastanın mesleğiyle ilgili sorgulamadır. Bu da “Ne iş yapıyorsunuz ?” sorusuyla başlar. İş sağlığı disiplininin babası sayılan İtalyan hekim Bernardino Ramazzini (1633-1714)’nin şu veciz sözleri, bugün maalesef hala geçerliliğini korumaktadır; “Hayret ve tereddüt ediyorum. Acaba, ilaç ve sinameki kokan muayenehane ve eczanelerde oturan bu azametli ve şık görüntülü doktorların burnuna işyerlerindeki pis kokulu şeyleri mi soksam, yoksa onları bu çukurları görmeye mi davet etsem?”
İş Güvenliği Hayatımızın Bir Parçası Olsun
Aslında sadece işyerimizde değil, hayatın her alanında güvenlik anlayışımızın geliştirilmesine dair kültürümüzden çok güzel örnekler bulmak mümkündür. Tehlikeli hızla çalışmanın, acele etmenin, kestirmeden gitmenin iyi bir şey olmadığını atasözümüz ne güzel ifade eder; “Acele giden, ecele gider”. Yapılacak olan işi yeteri kadar öğrenmeden, bilmeden işe başlamak, üstelik sormaktan çekinmek, utanmak bir başka hatalı davranış örneğidir. Kültürümüzde bunun da veciz bir karşılığı var; “Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp”. İşyeri temizliğine özen göstermemek de önemli davranış kusurlarından biridir. Oysa temizlik, kalite ve verimliliğin olduğu kadar, iş güvenliğinin de göstergesidir.
Aklın, bilimin ve yasanın emrettiği güvenlik önlemlerini ihmal etmek, iş kazalarında sık karşılaşılan bir başka güvensiz davranıştır. Oysa, “Eşeğini sağlam kazığa bağla, sonra Allah’a emanet et” atasözümüzü bilmeyenimiz yoktur. İş ortamında “Bana bir şey olmaz..” demeden önce, çok iyi düşünmek gerekir. Her mesaiFazla mesai; 4857 sayılı İş Kanununa göre, haftalık 45 saati aşan çalışmaları ifade etmektedir. Denkleştirme esasının uygulandığı haller... başlangıcında, o gün yapacağımız işleri kısaca kafamızda planlayıp, bu planı uygulamanın bile iş güvenliği açısından koruyucu bir değeri vardır
Yazının tüm hakları www.nedenisguvenligi.com‘a aittir. Telif hakları kanunu gereğince kopyalanamaz ve/veya farklı bir yerde kullanılamaz. Ancak alıntı yapıldığında link ve adres verilmek zorundadır.
4Yorumlar