Ağır Sanayide Yaşanan Büyük Kazaları içeren 5 örnek videoya aşağıdan ulaşabilirsiniz.
Ağır Sanayide Yaşanan Büyük Kazalar
Madencilik ve ağır sanayi sürekli denetimi gerektiren en riskli iş kollarından birisidir. Bu nedenle iş kazaları diğer sektörlere kıyasla daha ağır ve sayıca daha fazladır. Özellikle demir çelik sektörü, metal cevheri madenciliği, yeraltı kömür madenciliği gibi zor çalışma koşullarının neden olduğu kazalar, son yıllarda azalma eğilimi göstermesine karşın, ihmal edilemeyecek kadar önem taşımaktadır.
Veriler
2017 yılı verilerine göre, söz konusu faaliyet gruplarındaki 6.800 işyerinde toplam olarak 150.000 kişi çalışmaktadır. Bu sektörlerde meydan gelen iş kazası sayısı 10.000’in üzerindedir. Bunlardan sürekli iş görmez sayısı 150, ölüm sayısı 50’yi geçmiştir.
Görüldüğü gibi, ülkemiz madencilik sektöründe iş kazaları ve meslek hastalıkları büyük can ve mal kayıplarına neden olmaktadır. Yukarıda çizilen kara tablonun biran önce ortadan kaldırılabilmesi, kazaların minimuma indirilmesi için gerekli önlemler ivedilikle alınmalı, çalışanlar bilgilendirilmeli, işverenler ve iş güvenliği uzmanı arkadaşlar sorumluluklarını ve görevlerini layıkıyla yerine getirmelidir.
Ağır Sanayi Kazalarına Dair 5 Örnek Video
Aşağıdaki videoda derlenen 5 büyük sıcak metal kazalarını izleyeceksiniz.
İş Güvenliği Uzmanı arkadaşların verecekleri eğitimlerde bu bölümdeki videoları, tüm çalışanlara izletmelerini tavsiye ederiz.
Ağır Sanayi Sektöründe İşverenin Sorumlulukları
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu Neler Getiriyor?
- İşyerlerini, çalışanların sağlık ve güvenliklerini tehlikeye atmayacak şekilde tasarlanmasından, inşa edilmesinden, hizmete alınmasından, işletilmesinden ve bakımının yapılmasından sorumludur. Aynı işyerinde birden çok işverene ait çalışanların bulunması durumunda, her işveren kendi kontrolü altındaki işlerden sorumludur. Ancak işyerinin tamamından sorumlu olan işveren, çalışanların sağlık ve güvenliğinin korunması ile ilgili tedbirlerin uygulanmasını koordine eder.
- Özel riski bulunan işler yalnızca bu işlerle ilgili özel eğitim alan ehil kişiler tarafından yürütülür.
- Tüm güvenlik talimatları çalışanların anlayacağı şekilde hazırlanır ve eğitimleri bunlara göre verilir.
- Çalışanların işyerinde maruz kalabilecekleri psikososyal riskler dahil olmak üzere riskleri belirler ve değerlendirir.
- Çalışma yerlerinin ve ekipmanın güvenli şekilde düzenlenmesi, kullanılması ve bakımının yapılmasından sorumludur.
- İşveren, patlama ve yangın çıkmasını ve bunların olumsuz etkilerini önlemek üzere, patlayıcı ve sağlığa zararlı ortam havasının oluşmasını önlemek, yapılan işlemlerin doğası gereği patlayıcı ortam oluşmasının önlenmesi mümkün değilse patlayıcı ortamın tutuşmasını önlemek, patlama ve yangın başlangıçlarını tespit etmek, yayılmasını önlemek ve mücadele etmek için yapılan işe uygun tedbirler almak zorundadır.
- Tehlike anında çalışanların çalışma yerlerini en kısa zamanda ve güvenli bir şekilde terk edebilmeleri için uygun kaçış ve kurtarma araçlarını sağlamak ve kullanıma sunmak zorundadır.
- İşyerinin bütününde gerekli haberleşme ve iletişim sistemini kurmalıdır.
- Çalışanlara işe girişlerinde ve işin devamı süresince periyodik olarak sağlık gözetimleri yapmak zorundadır.
- İşyerindeki açık çalışma yerleri, yollar ve çalışanların kullandığı diğer açık alanlar yaya ve araç trafiğinin güvenli bir şekilde yapılmasını sağlayacak şekilde düzenlemekle yükümlüdür.
- İlk yardım ekipmanları, çalışma şartlarının gerektirdiği her yerde bulundurulmalı ve yapılan işin özelliğine uygun olmalıdır.
- Çalışanların, gürültü, titreşim ve tozun zararlı etkilerinden korunması için gerekli tüm önlemleri almalıdır.
- Yapılan işin veya sağlıkla ilgili nedenlerin gerektirmesi halinde çalışanlar için uygun duş tesisleri yapılmalıdır.
- Çalışanın işini yaptığı yerde rahat hareket edebilmesi ve işini güvenli bir şekilde yapabilmesi için yeterli alan bulunmalıdır.
- Yangından korunma, yangının algılanması ve yangınla ve yangının yayılması ile mücadele konusunda, sağlık ve güvenlik dokümanında belirtildiği şekilde gerekli önlemler alınır.
Hayatın Her Alanında İş Güvenliği
İş Sağlığı ve Güvenliği işyerlerinde çalışanların sağlıklı ve güvenli çalışmalarını sağlamak üzere alınması gereken tedbirler dizisidir.
İşin yürütülmesi ile ilgili olarak meydana gelen ve/veya gelmesi muhtemel tehlikelerden, sağlığa zarar verecek şartlardan korunmak ve daha iyi bir çalışma ortamı oluşturmak için alınması gereken önlemlerin tamamına da iş sağlığı ve güvenliği diyebiliriz.
Kazaların % 78’i emniyetsiz(KKD’siz) çalışmalardan, %20’si emniyetsiz durumlardan ve % 2’si de doğal olaylardan kaynaklanmaktadır.
İş kazalarının % 98’inin nedeni İNSAN’dır...
Kazaların % 50’si sabah vardiya değişimlerine yakın saatlerde meydana geliyor.
Bunun sebebi ise uykusuzluk, tedbirsizlik, işte acelecilik ve işi zamanında yetiştirememe endişesi oluşturuyor.
KAZALARIN EN ÖNEMLİ NEDENİ KAZADAN HEMEN ÖNCEKİ DURUM VE HAREKETTİR...
İnsanoğlunun en tehlikeli savunma mekanizması BANA BİR ŞEY OLMAZ düşüncesidir.
Bu düşünce kişiye çok güçlü olduğunu, ne yaparsa yapsın başına bir şey gelmeyeceğini, her şeyi başarıyla tamamlayabileceğini düşündürür.
Türkiye’de iş kazalarında her gün 4 çalışanımız maalesef yaşamını yitiriyor.
Türkiye'de her yıl 15000 kişi sakat kalıyor. Her yıl 140.000 kişi kaza geçiriyor...
Ölümlü iş kazalarında Türkiye, Avrupa’da birinci, Dünya’da ise üçüncü sırada yer alıyor.
Dünyada her gün yaklaşık 6.000 kişi iş kazası veya meslek hastalıkları nedeniyle yaşamını yitirmektedir.
Yıllık toplamda 350.000 kişi iş kazası, 1.700.000 kişi ise meslek hastalıklarından yaşamını yitirmektedir.
Her yıl 250 milyonun üzerinde iş kazası meydana gelmekte ve 150 milyonun üzerinde kişi meslek hastalıklarına yakalanmaktadır
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre; ülkemizde iş kazalarının yıllık maliyetinin 50 milyar TL. olduğunun belirlenmiştir.
Özellikle ülkemizde iş kazası, meslek hastalığı, iş kazası sonucu ölüm, malullük, geçici iş göremezlik sürelerine ilişkin verilerin tümünde görülen artış nedeniyle İş Sağlığı ve Güvenliği'ne maksimum ihtiyaç duyulmaktadır.
Unutulmamalıdır ki; HİÇ BİR GEREKÇE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ÖNLEMLERİNİN ALINMASINI ERTELEMEZ.
İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ HAYATIMIZIN DÜZENİNİN BİR PARÇASI OLMALIDIR.
Kazasız günler dileğiyle...
Paylaş:
Korumak Tedavi Etmekten Daha Ucuzdur
Ülkemizde yüzbinin üzerinde meslek hastalığı yakalamamız gerekirken, Sosyal Güvenlik Kurumu istatistiklerine yansıyan rakamlar her yıl maalesef birkaç yüzü geçememektedir. Türkiye İstatistik Kurumu, ülkemizde yılda dokuzyüz binin üzerinde meslek hastalığı ve işle ilgili hastalık ve yaralanma olduğunu ifade etmektedir. SGK rakamlarının düşüklüğü biraz da istatistik yöntemi hatasından kaynaklanmaktadır ama yine de meslek hastalıklarımızı tanıma konusunda başarılı olduğumuz söylenemez. Yani, hem çalışanlarımızı meslek hastalıklarından koruyamıyor, hem de meslek hastalıklarını saptayamıyoruz.
Toplumun hemen her kesimini derinden etkileyen bu önemli sorunun sosyal ve yasal boyutlarıyla birlikte ele alınıp, çözümlenmesi gerekir. Meslek hastalıklarını tanımak ve önlemek sosyal devletin ve tüm ilgililerin vicdani bir sorumluluğudur. Çalışanın sağlıklı olma hakkına saygının gereğidir. Tanınmayan meslek hastalığı, haksız kazanç nedenidir, genel sağlık sigortasına ve topluma yüktür. Bildirimi zorunlu olan meslek hastalıkları, yasal tanı almadıkça, meslek hastalığı sayılmazlar.
Meslek hastalıklarını tanımanın ilk şartı, hastanın mesleğiyle ilgili sorgulamadır. Bu da “Ne iş yapıyorsunuz ?” sorusuyla başlar. İş sağlığı disiplininin babası sayılan İtalyan hekim Bernardino Ramazzini (1633-1714)’nin şu veciz sözleri, bugün maalesef hala geçerliliğini korumaktadır; “Hayret ve tereddüt ediyorum. Acaba, ilaç ve sinameki kokan muayenehane ve eczanelerde oturan bu azametli ve şık görüntülü doktorların burnuna işyerlerindeki pis kokulu şeyleri mi soksam, yoksa onları bu çukurları görmeye mi davet etsem?”
İş Güvenliği Hayatımızın Bir Parçası Olsun
Aslında sadece işyerimizde değil, hayatın her alanında güvenlik anlayışımızın geliştirilmesine dair kültürümüzden çok güzel örnekler bulmak mümkündür. Tehlikeli hızla çalışmanın, acele etmenin, kestirmeden gitmenin iyi bir şey olmadığını atasözümüz ne güzel ifade eder; “Acele giden, ecele gider”. Yapılacak olan işi yeteri kadar öğrenmeden, bilmeden işe başlamak, üstelik sormaktan çekinmek, utanmak bir başka hatalı davranış örneğidir. Kültürümüzde bunun da veciz bir karşılığı var; “Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp”. İşyeri temizliğine özen göstermemek de önemli davranış kusurlarından biridir. Oysa temizlik, kalite ve verimliliğin olduğu kadar, iş güvenliğinin de göstergesidir.
Aklın, bilimin ve yasanın emrettiği güvenlik önlemlerini ihmal etmek, iş kazalarında sık karşılaşılan bir başka güvensiz davranıştır. Oysa, “Eşeğini sağlam kazığa bağla, sonra Allah’a emanet et” atasözümüzü bilmeyenimiz yoktur. İş ortamında “Bana bir şey olmaz..” demeden önce, çok iyi düşünmek gerekir. Her mesaiFazla mesai; 4857 sayılı İş Kanununa göre, haftalık 45 saati aşan çalışmaları ifade etmektedir. Denkleştirme esasının uygulandığı haller... More başlangıcında, o gün yapacağımız işleri kısaca kafamızda planlayıp, bu planı uygulamanın bile iş güvenliği açısından koruyucu bir değeri vardır
Yazının ve videonun tüm hakları www.nedenisguvenligi.com‘a aittir. Telif hakları kanunu gereğince kopyalanamaz ve/veya farklı bir yerde kullanılamaz. Ancak alıntı yapıldığında link ve adres verilmek zorundadır.
Videolardan da izlendiği üzere, madencilik ve demir çelik sektörünün özelliği dikkate alınarak kapsamlı bir risk haritası beirlenmeli ve denetimler buna göre yapılmalıdır. Demir Çelik sektöründe ileri ülkelerdeki teknolojik gelişmeler yakından izlenmeli, özellikle iş güvenliğini artırmaya yönelik erken uyarı ve haberleşme sistemleri ile kişisel koruyucu donanımların kullanılmasına büyük önem verilmelidir.
İzlediğim kadarıyla tüm videolarda iş güvenliği konusunda geri olan sadece biz değiliz. Gerekli önlemler alınmış olsa idi bu şekilde bir kazanın meydana gelme olasılığı minimuna inebilirdi. Örnek olması açısından güzel. Paylaşılması gereken bir video.