Neden İş Güvenliği Logo
İş Sağlığı ve Güvenliği

İşçilerin Çalışmama Hakkı Var mı?

İşçilerin Çalışmama Hakkı Var mı?
Tamircin Burada

İşçilerin Çalışmama Hakkı Var mı? Son zamanlarda en çok sorulan soru? Evet, işçinin verilen işte çalışmama hakkı var.

İşçilerin Çalışmama Hakkı Var mı?

Peki nasıl ve hangi şartlarda işçi çalışmaz?

Hemen anlatalım;

6331 Sayılı İş Kanuna göre; çok ciddi ve tehlike ile karşı karşıya kalan işçi, talebini işverene bildirmek şartıyla verilen işi yapmayabilir. İşveren ise durumu hemen ilgili iş güvenliği uzmanlarına ya da oluşturulmuş olan iş güvenliği konseyine bildirecek. O ortamda hemen gerekli iş güvenliği tedbirlerinin alınması sağlanacak. Ancak bu şekilde işçi o işte çalıştırılabilir.

Tehlikenin ciddiyeti devam ederse işçi yukarıdaki bildirime gerek kalmaksızın o bölgeyi ya da işyerini terkeder. İşçi bu davranışından dolayı kesinlikle ceza alamaz.


Yıllık İzin ve İzinlerle İlgili Bilmemiz Gerekenler


Yine işçinin iş güvenliği ve sağlığı ile ilgili taleplerine rağmen gerekli tedbirler alınmaz ise, işçi haklı sebepten dolayı tek taraflı iş sözleşmesini feshedebilir. Çalışmadığı dönemlerde ise fiilen çalışmış sayılır. (6331 Sayılı İş Kanunu)


Cenaze Ödeneğinden Yararlanma Şartları Nelerdir?


Hüküm Geçersiz Sayılır mı?

Ancak işin durdurulması halinde yukarıdaki hüküm geçersiz sayılır.  (6331 Sayılı kanunun 25. maddesi ; İşyerindeki bina ve eklentilerde, çalışma yöntem ve şekillerinde veya iş ekipmanlarında çalışanlar için hayati tehlike oluşturan bir husus tespit edildiğinde; bu tehlike giderilinceye kadar, hayati tehlikenin niteliği ve bu tehlikeden doğabilecek riskin etkileyebileceği alan ile çalışanlar dikkate alınarak, işyerinin bir bölümünde veya tamamında iş durdurulur. Ayrıca çok tehlikeli sınıfta yer alan maden, metal ve yapı işleri ile tehlikeli kimyasallarla çalışılan işlerin yapıldığı veya büyük endüstriyel kazaların olabileceği işyerlerinde, risk değerlendirmesi yapılmamış olması durumunda iş durdurulur.).

Bu hükümde de aslında yine işçinin hakları korunuyor. Yani güvenli bir ortam oluşmadığı sürece işçiye “gel çalış kardeşim” denilmez. İşveren, işin durdurulması sebebiyle işsiz kalan çalışanlara ücretlerini ödemekle yükümlüdür.

Not: İşin durdurulma kararına rağmen işveren o işe devam ederse; 3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası var.  (6331 Sayılı İş Kanunu)

Ücret Ödemeleri İle İlgili Bilmemiz Gerekenler

 


Korumak Tedavi Etmekten Daha Ucuzdur

Ülkemizde yüzbinin üzerinde meslek hastalığı yakalamamız gerekirken, Sosyal Güvenlik Kurumu istatistiklerine yansıyan rakamlar her yıl maalesef birkaç yüzü geçememektedir. Türkiye İstatistik Kurumu, ülkemizde yılda dokuzyüz binin üzerinde meslek hastalığı ve işle ilgili hastalık ve yaralanma olduğunu ifade etmektedir. SGK rakamlarının düşüklüğü biraz da istatistik yöntemi hatasından kaynaklanmaktadır ama yine de meslek hastalıklarımızı tanıma konusunda başarılı olduğumuz söylenemez. Yani, hem çalışanlarımızı meslek hastalıklarından koruyamıyor, hem de meslek hastalıklarını saptayamıyoruz.


Merdivenlerle Çalışmada Genel Tedbirler


Toplumun hemen her kesimini derinden etkileyen bu önemli sorunun sosyal ve yasal boyutlarıyla birlikte ele alınıp, çözümlenmesi gerekir. Meslek hastalıklarını tanımak ve önlemek sosyal devletin ve tüm ilgililerin vicdani bir sorumluluğudur. Çalışanın sağlıklı olma hakkına saygının gereğidir. Tanınmayan meslek hastalığı, haksız kazanç nedenidir, genel sağlık sigortasına ve topluma yüktür. Bildirimi zorunlu olan meslek hastalıkları, yasal tanı almadıkça, meslek hastalığı sayılmazlar.

Meslek hastalıklarını tanımanın ilk şartı, hastanın mesleğiyle ilgili sorgulamadır. Bu da “Ne iş yapıyorsunuz ?” sorusuyla başlar. İş sağlığı disiplininin babası sayılan İtalyan hekim Bernardino Ramazzini (1633-1714)’nin şu veciz sözleri, bugün maalesef hala geçerliliğini korumaktadır; “Hayret ve tereddüt ediyorum. Acaba, ilaç ve sinameki kokan muayenehane ve eczanelerde oturan bu azametli ve şık görüntülü doktorların burnuna işyerlerindeki pis kokulu şeyleri mi soksam, yoksa onları bu çukurları görmeye mi davet etsem?”

İş Güvenliği Hayatımızın Bir Parçası Olsun

Aslında sadece işyerimizde değil, hayatın her alanında güvenlik anlayışımızın geliştirilmesine dair kültürümüzden çok güzel örnekler bulmak mümkündür. Tehlikeli hızla çalışmanın, acele etmenin, kestirmeden gitmenin iyi bir şey olmadığını atasözümüz ne güzel ifade eder; “Acele giden, ecele gider”. Yapılacak olan işi yeteri kadar öğrenmeden, bilmeden işe başlamak, üstelik sormaktan çekinmek, utanmak bir başka hatalı davranış örneğidir. Kültürümüzde bunun da veciz bir karşılığı var; “Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp”. İşyeri temizliğine özen göstermemek de önemli davranış kusurlarından biridir. Oysa temizlik, kalite ve verimliliğin olduğu kadar, iş güvenliğinin de göstergesidir.

Aklın, bilimin ve yasanın emrettiği güvenlik önlemlerini ihmal etmek, iş kazalarında sık karşılaşılan bir başka güvensiz davranıştır. Oysa, “Eşeğini sağlam kazığa bağla, sonra Allah’a emanet et” atasözümüzü bilmeyenimiz yoktur. İş ortamında “Bana bir şey olmaz..” demeden önce, çok iyi düşünmek gerekir. Her mesai başlangıcında, o gün yapacağımız işleri kısaca kafamızda planlayıp, bu planı uygulamanın bile iş güvenliği açısından koruyucu bir değeri vardır

Yazının tüm hakları www.nedenisguvenligi.com‘a aittir. Telif hakları kanunu gereğince kopyalanamaz ve/veya farklı bir yerde kullanılamaz. Ancak alıntı yapıldığında link ve adres verilmek zorundadır.

OSGB Web Tasarımları

İlgili Yayınlar

1Yorum

  • İş Güvenliği Uzmanı , Şubat 5, 2018 @ 3:52 pm

    İşçi, işyerinde kullanılan teknolojinin en güvenlisi olup olmadığını bilmeyebilir. Bilmek zorunda da değildir. Eğer kullanılan sistem uygun ve güvenilir değilse, burada ciddi ve yakın bir tehlikeden söz edilebilir. Mesela bombanın ne zaman patlayacağını bilemezsiniz. Ya da Bir patlama halinde, işçi bulunduğu yeri terk edip kendini güvene almak için kanuna mı muhtaç? Hayır… Bu yazmasaydı, kaçmayıp orada uslu uslu ölümünü mü bekleyecekti? Bir diğer konu ise ilgili maddenin dördüncü fıkrası, işçinin bu madde kapsamındaki talepleri karşılanmazsa, işçiye istifa etme hakkı tanıyor. İyi de tazminatını alabiliyor mu? Bu madde bana göre muallak… Kaldı ki, “haklı sebeple” demiş olsaydı bile, şunu diyebiliyor musunuz işçi olarak “Bu işyerinde bizim talebimize rağmen gerekli önlemler alınmamış ve can güvenliğimiz sağlanmamıştır. İş akdimi bu sebeple sona erdiriyorum” diyeceğim ve işveren de “Evet biz o önlemi almadık gerçekten, al sana tazminat” diyecek.. Hadi canım sen de…. Yani anlayacağınız iş güvenliği konusunda o işi yapan kişinin pek bir şey diyebildiği yok. Bunu ancak, toplum tarafından desteklenmiş sağlam bir işçi direnişi değiştirebilir. Bu da sendikalar olabilir mesela… Ama o konuda da ümitsizim. Toplu sözleşme mevzuatı ve sendikaların tutumu, bize örgütlenmeyi aslanın midesine koyan bir sistem yaşatıyor maalesef.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Araç çubuğuna atla