Bu Ayıp Size Yeter. İş cinayetlerinin ve iş kazalarının ÖNCELİKLİ sorumlusu yukarıdaki tablodaki cinayetlere ve iş kazalarına rağmen görerek ve bilerek EL KALDIRAN sizlersiniz!..
Devlet Olma İlkesi
İçindekiler
İş sağlığı ve güvenliği kapsamında alınacak tedbirler ve uyulması gereken kurallara işveren, çalışan ve devlet açısından olmak üzere üç farklı yönden bakmak gerekir. Devlet yasal düzenleyici ve denetleyici olarak görevini yapacak ki, işveren bu yasal düzenlemeleri işyerine uyarlarken aynı zamanda da çalışanlarının kurallara uyup uymadığını denetleyebilsin. Çalışanda bu kurallar çerçevesinde görevini yapsın.
Hem işverenin hem de çalışanın yükümlülüklerini belirlemek ve hem de bunlara uyulup uyulmadığını denetlemek devletin sorumluluğundadır. Yani devletin iş sağlığı ve güvenliğini sağlama borcu sosyal devlet olma ilkesine dayanır.
30.06.2012 tarihinde yayınlanıp, 01.01.2013 tarihinden itibaren geçerli olan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, çıkarıldığı dönemde yeterli iş güvenliği uzmanı olmamasından dolayı 50’den az çalışanı olan az tehlikeli işyerleri ve kamu işletmelerinde ise 01.07.2014 tarihinde geçerli olacağı belirtilmişti. Doğru ya da yanlış, bir defaya mahsus olan bu uygulama ile sektördeki A ve B sınıfı iş güvenliği uzmanı açığı kapatılmak istenmiştir. O günden bu güne geldiğimiz noktada ise 3 kez ertelendi. Dolayısıyla çıkartılan İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu 7,5 senedir bir ayağı topal olarak devam ediyor
Mantığımın almadığı diğer bir konu, az tehlikeli bir işletmede 49 çalışan varsa burada tehlike yok, 51 çalışan var ise burası tehlikeli… İş Güvenliği Uzmanı olarak anlamakta zorlandığım bu mantıksızlık bugüne kadar devam ediyor.
Pek çok az tehlikeli işyerinde çıkan yangınlarda ve kazalarda hayatını kaybedenlerin yasını tutarken iş güvenliği tedbirlerinin her kurum ve sayısı fark etmeksizin her çalışan için geçerli olması gerektiği savunulurken ilgili kanunun bahse konu maddelerinin 2023’e ertelenmesi, iş sağlığı ve güvenliği konusunda devletin yetersizliğini ve beceriksizliğini ortaya koyduğu aşikardır.
Ertelemenin Amacı Ne?
Şimdi soru şu; Bu kanunun ilgili maddelerinin ertelenmesindeki amacınız nedir? Önce insan hayatı mı yoksa başka bir şey mi?
Dünyada son yıllarda iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili gözlemlenen olumlu gelişmeler neticesinde iş kazalarında ve iş cinayetlerinde azalmalar yaşanırken, maalesef ülkemizde iş kazaları/iş cinayetleri artmaktadır.
2012’den 2018 yılına kadar geldiğimiz bu süreçte yaşanan iş kazalarını ve iş cinayetlerini incelediğimizde devletin İş Sağlığı ve Güvenliği’ne ne kadar önem verdiğini görebiliyoruz;
2012 – 2018 Yılları Toplam İş Kazaları
2012 – 2018 Yılları Toplam Meslek Hastalıkları
2012 – 2018 Yılları Toplam İş Cinayetleri
Bu kanunun ilgili maddelerinin ertelenmesinin nedeni olarak gösterilen dünyada iş güvenliğine önem veren ülkeler arasında olduğumuz devletin yetkilileri tarafından söyleniyor. Ancak iş kazalarıyla ilgili istatistiklere bakıldığında ortaya korkunç bir tablo çıkıyor. Türkiye’de meydana gelen iş kazalarının diğer ülke örnekleriyle kıyaslandığı çalışmalara bakıldığında, Türkiye’nin iş sağlığı ve güvenliği açısından istenilen düzeye ulaşamadığı tüm bilimsel toplantılarda ön plana çıkıyor.
ILO istatistiklerinde, ölümlü kaza sıklık oranı bakımından bakıldığında Türkiye, AB–15 ortalamasının TAM 7 KATINDAN FAZLA.
Türkiye’nin, Rusya ve Hindistan dışında diğer tüm ülkelerden çok daha yüksek ölüm sıklık oranına sahip olduğu ILO kayıtlarında mevcut.
İşveren ve devlet kader anlayışından kurtularak görevlerini yerine getirecek ki, çalışana huzurlu bir çalışma ortamı sağlanabilsin.
Bu Ayıp Size Yeter
Yukarıdaki verileri görüp de hala iş sağlığı ve güvenliği kanunun yeniden 3 yıl daha ertelenmesine onay verenlere tek cevabım olabilir;
İş cinayetlerinin ve iş kazalarının ÖNCELİKLİ sorumlusu yukarıdaki tablodaki cinayetlere ve iş kazalarına rağmen görerek ve bilerek EL KALDIRAN sizlersiniz!.. Bu ayıp size yeter. Bu saatten sonra da kimse bana Türkiye’de İş Sağlığı ve Güvenliği tam anlamıyla uygulanıyor, demesin! İnandırıcı olamazsınız.
14Yorumlar