İş Sağlığı ve Güvenliğinde Korku Kültürü, toplumsal açıdan değerlendirildiğinde, korku kültürünün çok fazla etkili olduğu gözlenmektedir.
Ölüm Korkusuna Karşı İşsizlik ve Açlık İkilemi
Günlük yaşamda ve çalışma yaşamında ortaya çıkan kazaların bireylerin yaşamı üzerindeki etkisi, çoğu kez tahmin edilenden yüksektir. Herhangi bir iş kazası, birey ve ailesi açısından çok dramatik sonuçlar yaratabilmektedir. Nitekim Rıfat Ilgaz’ın 1943 yılında yayımlanan ve “Kasnağından fırlayan kayışa kaptırdın mı kolunu Aliş’im!” dizesiyle başlayan Alişim adlı şiiri, “iş kazalarının iktisadi boyutları yanında, hiçbir istatistiğin ya da akademik çalışmanın kavrayamayacağı insani boyutlarıyla ve sonuçlarıyla yansıtmaktadır”
Adı geçen şiirde iş kazasına uğrayan bir kişi için ortaya çıkan mağduriyetin ne kadar büyük ve tahmin edilemez olduğu çarpıcı bir şekilde anlatılmaktadır. Bu durumda akla, “madem ölümcül olmayan iş kazalarının bile birey ve toplum üzerindeki etkisi bu kadar büyüktür, öyleyse tüm riskleri bildiği ve güvenliksiz çalışma koşullarının bilincinde olduğu halde kişiler, neden böyle işyerlerinde çalışmaya devam etmektedirler?” sorusu gelmektedir.
Bu sorunun tartışılabilir pek çok cevabı olabilir. Ancak toplumsal açıdan değerlendirildiğinde, korku kültürünün çok fazla etkili olduğu gözlenmektedir.
İş Sağlığı ve Güvenliğinde Korku Kültürü
İşsiz kalma korkusu, iş güvenliğini iki şekilde etkileyebilir. İlk etki, çalışanların işsiz kalma korkusu nedeniyle, güvenliksiz koşullarda yasal korumanın dışında çalışmak zorunda kalmalarıdır. İkinci etki ise, yine aynı korku nedeniyle çalışanların psikolojik baskı hissederek daha dikkatsiz, yoğun ve hızlı çalışmalarıdır. İşsiz
kalma korkusu her iki durumda da iş kazalarının artmasına neden olur.
Çalışanların işlerini kaybetme kaygısı taşımaları, iş güvenliği önlemleri ile ilgili haklarını talep etmelerini de engelleyebilmektedir. İşini kaybettiğinde başka bir iş bulabilme olasılığının düşük olması gerçeği, duyulan bu kaygının şiddetini de yükseltmektedir. Bu durumda, çalışanlar, ideal bir çalışan olarak görünme çabasının sonucu olarak, iş güvenliği ile ilgili haklarını kullanamayan ya da hak ihlallerine ses çıkarmama stratejisi izleyen bir profil çizebilmektedir. Çünkü ancak bu sayede işlerini kaybetmeyeceklerini düşünmektedirler.
Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi teorisinden hareketle, çalışanların fizyolojik ihtiyaçları karşılanmadan, çalışma yaşamındaki tehlikelere karşı güvenlik gereksinimini yerine getirmesi oldukça güçtür. Dolayısıyla anılan teorinin alt basamağında belirtilen “temel insan ihtiyaçlarının yerine getirilmesinden sonra iş sahalarına iş sağlığı ve güvenliği kural ve hedeflerini tam anlamıyla yerleştirerek yüksek düzeyli verimlilik değerleri elde etmek daha mümkün ve daha kolay olacaktır”.
İşsizliğin yüksek olduğu dönemlerde, kişiler için ilk amaç istihdam edilmektir. Bu nedenle çalışma yaşamında güvenlikle ilgili taleplerin çok kolay ötelenebildiği görülmektedir.
İşçilerin güvenliksiz çalışma koşullarını ve kaza riskini bile bile çalışmaya devam etmelerinin nedenlerinden belki de en önemlisi, bu olumsuz koşullara razı olmak zorunda kalmalarıdır. Şöyle ki, başka herhangi bir iş bulma olanağı olmayan kişiler, mevcut olumsuz çalışma koşullarını iyileştirme yönünde bir güce sahip değilse, karşısında iki seçenek olduğunu düşünebilir. İlk seçenek, iş kazası riskini kabul ederek mevcut çalışma koşullarına razı olmaktır.
İş Güvenliği Samimiyet Testi
Bu süreli bir testtir. Soru başına 60 saniye verilir. Hazırsanız başlayalım!
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu 4857 Sayılı İş Kanunu'dur.
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu 6331 Sayılı Kanun'dur. 4857 Sayılı Kanun İŞ KANUNU'dur.
VİDEO: Hasta yada yaralı kişiye, hastalanması yada yaralanmasından hemen sonra doktor gelinceye kadar hayatını kurtarmak için zamanında ve yerinde yapılan müdahaleye İlk yardım denir.
İşin yapılışı sırasında, çeşitli sebeplerden kaynaklanan sağlığa zarar verebilecek şartlardan korunmak amacıyla yapılan sistemli ve planlı çalışmalara İş Sağlığı ve Güvenliği denir.
Kusurlu durumların ortadan kaldırılmasında öncelikli tercihimiz her zaman Kişisel Koruyucu Donanım kullanmaktır.
Öncelikli tercihimiz her zaman riskin kaynağında yok edilmesi ya da izole edilmesidir. KKD en son tercihimiz olmalıdır.
95 Db.'e kadar kulak koruyucuların takılması zorunlu değildir.
85 dB ve üzerinde kulak koruyucu takmak zorunludur. Unutmayın, Gürültüye bağlı işitme kaybı zor fark edilir, kalıcıdır ve tedavisi mümkün değildir…
Videoda izlediğimiz bu olay bir kaza anıdır...
Hasara neden olabilecek ama neden olmamış bir olay için kullanılan terim RAMAK KALA / KAZAYA RAMAK KALA olayıdır. Dolayısıyla videoda yaşanan olay kazaya neden olmamış, ancak tedbir alınmazsa kazanın kaçınılmaz olduğunu anlatan RAMAK KALA olayıdır.
Aşağıda izlediğiniz video insan psikolojisinin en derin yarası MOBBİNG tanımına girer.
Türkçe karşılık olarak işyerinde psikolojik taciz, işyerinde psikolojik-terör, işyerinde psikolojik-şiddet, işyerinde duygusal taciz, işyerinde moral taciz, işyerinde manevi taciz, duygusal şiddet, işyerinde zorbalık, yıldırma ve işyerinde yıldırmaya yönelik psikolojik saldırı anlamlarına da gelir.
Bir yangının çıkması için; yanıcı madde, oksijen ve ısının birlikte olması yeterlidir.
Doğru
VİDEO: Yangını söndürürken rüzgarı önümüze alarak söndürmeliyiz.
Yangını söndürürken MUTLAKA rüzgarı ARKAMIZA alarak söndürmeliyiz...
Çalışanın kaygan bir zeminde kayıp düşme İHTİMALİNE TEHLİKE denir?
TEHLİKE nin tanımı; İşyerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek, çalışanı veya işyerini etkileyebilecek zarar veya hasar verme potansiyelidir. RİSK ise; Tehlikeden kaynaklanacak kayıp, yaralanma ya da başka zararlı sonuç meydana gelme ihtimalidir. Dolayısıyla Çalışanın kaygan bir zeminde kayıp düşme İHTİMALİNE RİSK denir.
Fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden tam bir iyilik haline Sağlık denir.
Zorunluluk-Emredici/Mutlak uyulması gerekliliğini ifade eden güvenlik işaretlerinin rengi MAVİ dir.
Doğru... Ayrıca, üçgen biçiminde SARI renk işaretler UYARI İŞARETLERİ, daire biçiminde KIRMIZI renk işaretler YASAKLAYICI İŞARETLERİ, YEŞİL ise, İLK YARDIM VE ACİL ÇIKIŞ işaretlerini ifade eder.
Sonuçlarınızı paylaşın:
Sonucu görmek için giriş yapmalısınız
Bu seçenek kişinin ve ailesinin açlığını ortadan kaldırmakta, ama güvensiz koşullar nedeniyle hastalık ve ölüm riskini barındırmaktadır. İkinci seçenek ise, o işyerinde çalışmamaktır. Bu seçenek kişi ve ailesi açısından açlıkla karşı karşıya kalmak anlamına gelmektedir. Çünkü emek gelirinden başka geliri olmayan kişiler için çalışmak bir zorunluluktur. Nitekim ülkemizde özellikle madencilikte yaşanan iş kazaları söz konusu olduğunda bu durumu gözlemlemek mümkündür. Çalışanlar için işsiz kalmak kesin açlık anlamına gelirken; güvensiz koşullarda çalışmanın sonucu ise, iş kazasına uğramak ihtimalidir. Özet olarak ifade etmek gerekirse, kişiler ölümle sonuçlanabilecek bir iş kazası yaşama ihtimaline karşılık, işsiz kalarak açlıkla mücadele etme arasında ikilem yaşamaktadır.
Neden İş Güvenliği
Yapılan analizlerde dünyada son yıllarda iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili gözlemlenen olumlu gelişmeler neticesinde iş kazalarında ve iş cinayetlerinde hissedilir azalmalar yaşanırken, maalesef ülkemizde iş kazaları/iş cinayetleri artmaktadır. Ekonomik boyutu ile incelendiğinde ise, çalışanın iş yaparken aklının sadece işte olması gerekirken, asgari ücretle geçinmeye çalışan arkadaşlardan ne kadar verim alınabilir ki?
Ülkemizde yaşanan ve giderek artan iş kazaları, iş cinayetleri ne yazık ki bu konudaki ilgisizliği, insana verilen önemin yok denilecek kadar az; çağdaş çalışma ve yaşam koşullarına ulaşmak için daha çok uzun yıllara ihtiyacımızın olduğunu aşağıdaki analizleri incelediğimizde ortaya koyduğu aşikardır.
Bir güvenlik açığının ölçülebilen en büyük maliyeti, sadece çalışan olmaz. Kaybedilmiş bir beden veya zihinsel rehabilitasyon yılları, çalışanı tamamen yeni bir yaşam tarzına zorlayabilir. Bu tür olaylara nasıl fiyat koyacağımızı tanımlamak gerçekten zor olsa gerek. Görevlerini yerine getirirken yaşamını yitiren ya da uzun soluklu yaralanmalar da kuşkusuz ekonomik olarak ölçülebildiğimizin ötesindedir. Yaşamını yitiren kişinin yanı sıra aile ve iş arkadaşları da diğer paydaşlardır.
Bu kazalar aynı zamanda şirketleri de etkilemektedir. İş kazası geçiren bir çalışan kayıp adam/saat anlamına gelmektedir. O nedenle bir şirket için bakıldığında giderler yalnızca verimlilik kaybı olarak ölçülmez, aynı zamanda kayıp iş gücü ve artan sigorta maliyetleri de etkilidir.
Şirketler için bir diğer önemli kayıp ise, iş kazalarının çokluğu nedeniyle oluşacak olan motivasyon bozukluğudur. Çalışanlar kendilerini güvende hissetmezlerse iş moralleri azalır ve çalışma istekleri düşecektir. Bu da işveren için olumsuz sonuçların doğmasına sebep olacaktır.
Bu nedenle çalışanlar mümkün olan en iyi işi yapmaya konsantre olabilmek için işlerini güvenli bir ortamda yapmak isterler. Sorumlu işverenler, güvenli bir işyerinin şirketin ana hattını geliştirdiğini kabul etmelidir. Hangi yönden bakarsanız bakın işi güvenli bir şekilde yürütmenin avantajları çoktur.
İş Sağlığı ve Güvenliğinin Amacı :
- Çalışanlara en yüksek seviyede sağlıklı ortam sağlamak,
- Çalışma şartlarının olumsuz etkilerinden onları korumak,
- İş ve işçi arasında mümkün olan en iyi uyumu temin etmek,
- İşyerlerindeki rizikoları tamamen ortadan kaldırmak veya zararları en aza indirgemek,
- Oluşabilecek maddi ve manevi zararları ortadan kaldırmak,
- Çalışma verimini arttırmak.
2Yorumlar