Neden İş Güvenliği Logo
İş Sağlığı ve Güvenliği

Sağlığımızı Korumak İçin Temel Prensipler

Sağlığımızı Korumak İçin Temel Prensipler

Sağlığımızı Korumak İçin Temel Prensipler, sağlıklı beslenme, egzersiz ve tütün ürünleri kullanmamaktır.

Sağlığımızı Korumak İçin Temel Prensipler

Geçtiğimiz yüzyılda bulaşıcı hastalıkların kontrolü alanında çok önemli gelişmeler sağlanmış ve insan ömrü belirgin şekilde uzamıştır. Avrupa’da geçtiğimiz yüzyıl başında doğumda beklenen yaşam süresi 50 yıl dolayında hesaplanırken bu değer yüzyılın ortalarında 65 yıla ve 2000 yılında ise 75 yıla çıkmıştır. Ülkemizde 50 yıl öncesinde 50 yıl olarak hesaplanan doğumda beklenen yaşam süresi günümüzde 70 yılın üzerine çıkmıştır. Sonuç olarak bütün ülkelerde yaşam süresi uzamış, insanlar daha uzun süre yaşayabilir duruma gelmiştir


Sağlıklı Yaşam ve Egzersiz


Uzun yaşamak arzu edilen bir durum olmakla birlikte, yaşlanan kişilerde ilerleyen yaşa bağlı olarak gelişen bazı sağlık sorunları da önem kazanmaya başlamıştır. Bu sorunların artmasında teknolojik gelişmelere bağlı olarak toplumda hareketsiz yaşamın artması ve beslenme alışkanlıklarındaki değişmelerin de etkisi olmuştur. Sonuç olarak geçtiğimiz yüzyılın ortalarından itibaren yetişkin ve yaşlılarda görülen kronik ve dejeneratif hastalıkların artması nedeniyle bu hastalıklardan korunma yaklaşımları da gündeme gelmeye başlamıştır.

Bulaşıcı olmayan hastalıkların önlenmesi ve kontrolü çalışmaları bireylerin yaşam şekillerinde ve sağlık davranışlarında değişiklik yapmayı gerektirir. Bunun için kişilerin sağlık sorunlarının oluşumu ve korunma yaklaşımları konularında bilgi sahibi olması, bilgi kaynaklarına ulaşması, bilgileri doğru olarak anlaması ve uygulaması gerekir. “Sağlık okuryazarlığı” olarak da adlandırılan bu husus doğru bilgilenmeye dayalıdır. Doğru bilgilenmede öncelikle yetişkinlerdeki başlıca sağlık sorunlarının neler olduğu ve bu sorunların hangi nedenlerle meydana geldiği bilgisi gereklidir. Sağlık sorunlarının türleri ve nedenlerinden sonra da bu hastalıkların önlenmesindeki temel yaklaşımların ve bu konuda bireylere düşen sorumlulukların neler olduğunun öğrenilmesi gereklidir.

Bulaşıcı olmayan hastalıkların pek çoğunun oluşumunda etkili olan çeşitli faktörler bilinmektedir. Bu faktörlerden etkili şekilde korunmak suretiyle hastalıkların gelişmesi başarılı şekilde önlenebilir. Bu konuda kamuya düşen görev toplumu bu risk faktörleri ve korunma yolları konusunda bilgilendirmek, gereken durumlarda konu ile ilgili hizmet sunmak ve bazı yasal düzenlemeler yapmaktır.

Sağlığımızı Korumak İçin Temel Prensipler

Sorumluluklar

Web Tasarımı

Bireylere düşen sorumluluklar da temel olarak 3 başlıkta toplanabilir:

  1. Sağlıklı beslenmek: Sağlıklı beslenme şekli, kalori olarak “yeterli” ve içerik olarak da “dengeli” olmalıdır. Gerekli olandan az kalori alınırsa vücut zayıf kalır, aksine fazla kalori alınırsa kilo alınır, şişmanlık meydana gelir. Sağlıklı beslenme için bütün besin maddelerinden dengeli şekilde tüketmek gerekir. Et, süt, yumurta gibi protein kaynakları ile birlikte ölçülü şekilde yağ ve karbonhidrat da tüketilmelidir. Ayrıca bol sıvı (su) içilmeli, günde 5 porsiyon meyve ve sebze tüketilmeli, diyette alınan tuz miktarı az (günde en çok 5 gram) olmalıdır. Bunların yanı sıra aşırı çay-kahve gibi içeceklerden özellikle de gazlı içeceklerden kaçınılması uygun olur. Beslenme durumunu izlemek bakımından aralıklarla kilo kontrolü yapılmalıdır. Tekrarlanan ölçümlerde kilo artışı oluyorsa diyetin kalori miktarı azaltılmalıdır. Ancak yaşlılıkta yetersiz beslenme de önemli sorundur. Ölçümlerde kilo kaybediliyorsa beslenme yönünden takviye yapılması gerekir. Yaşlıların bir kısmı besinlere ulaşmada veya yiyecek hazırlamada sorun yaşayabilir. Bu durumda yaşlı kişilerin evlerine yiyecek ulaştırılması için düzenleme yapılması gerekebilir. Yaşlılık döneminde beslenme ile ilgili bir konu da yaşlıların aldıkları günlük kalorilerinin yanında vitamin desteği almalarıdır. Bu konuda net bir fikir birliği olmamakla birlikte, yaşlılarda yeterli ve dengeli beslenme kurallarının tam olarak yerine getirilemeyeceği noktasından hareketle bazı vitaminler bakımından beslenmeye destek yapılması önerilmektedir.
  2. Hareketli yaşam – egzersiz: Sağlıklı bir yaşam sürdürebilmek için en fazla önerilen konulardan birisi egzersiz yapılmasıdır. Düzenli olarak egzersiz yapılması hem kas-iskelet sistemi için yararlıdır hem de başta kalp hastalıkları olmak üzere çeşitli hastalıklar bakımından koruma sağlar. Düzenli egzersiz yapanlarda kas-kemik ve bağlar güçlenir, bu durum özellikle yaşlılarda dengenin sağlanması bakımından önemlidir. Egzersiz ile şişmanlık ve şeker hastalığı riskinde azalma olur. Bazı hastalıklar bakımından koruyucu etkisinden başka düzenli egzersiz yapan kişilerde dolaşım ve solunum sistemlerinin performansı olumlu etkilenir, metabolizma daha sağlıklı hale gelir, obezite önlenir.Ülkemizde son yıllarda egzersiz yapma davranışı bakımından oldukça olumlu gelişmeler yaşanmaktadır. Çok sayıda spor tesisi yapılmış olması ve özellikle belediyeler tarafından yürüyüş ve diğer çeşitli etkinlikler için uygun ortamlar sağlanmış olması toplumda daha hareketli bir yaşamın gelişmesi bakımından yarar sağlamıştır. Hareketli yaşam için haftada 4 gün, her biri 40 dakika süreli hareket etmek uygundur. Kişiler yaşlarına ve fiziksel kapasitelerine göre çeşitli hareketleri yapabilirler, önemli olan kişinin sevdiği hareketi yapmasıdır. Bu hareketler yüzme, jimnastik hareketleri, bisiklete binme, bahçe işleri yapma, dans etme olabildiği gibi yürüme de olabilir. Ancak yürümenin biraz hızlı ve tempolu olması gerekir; dakikada 100-110 adımlık bir tempo uygundur. Herhangi bir sağlık sorunu olanların ve yaşı ileri olan kişilerin egzersize başlamadan önce doktor muayenesinden geçirilmesi ve durumlarına uygun bir egzersiz programına yönlendirilmesi gerekir.
  3. Sigara ve diğer tütün ürünlerini kullanmamak: İnsanların sağlığı bakımından en zararlı davranış sigara içmektir. Sigara içmek, başta kanser, kalp ve akciğer hastalıkları olmak üzere çeşitli organlarda hastalıklara yol açar. Sigara ile 15 kanser türü arasında nedensel ilişkiler vardır. Akciğer kanseri, gırtlak kanseri, mide-bağırsak kanserleri, böbrek, rahim, mesane kanserleri bunlar arasında en fazla bilinenlerdir. Kanser dışında kronik bronşit ve amfizemin başlıca nedeni de sigaradır. Kalp krizini hazırlayan faktörler arasında da sigara içmenin etkisi büyüktür.

Önce Sigara

Bu hastalıklardan korunmak için en etkili uygulama sigaranın hiç içilmemesidir. Sigara içen kişiler de bu davranışlarından vazgeçtikleri zaman, sigaranın neden olduğu çeşitli hastalıkların riski hızla azalmaktadır. Örneğin sigarayı bırakanlarda ilk yarım saat içinde nabız ve kan basıncı düzelir, 24 saat sonra kalp krizi geçirme riski yarıya iner. Sigara içme veya içmeme konusunda kişilerin kendi kararı önemlidir; benzer şekilde sigara içen kişilerin sigara içmekten vazgeçmesi de kişilerin kendi kararlarıdır.


Doğum Borçlanması ile İlgili Bilmeniz Gerekenler


Ancak bazı kişiler sigarayı bırakmayı düşündüğü halde kendi çabası ile sigarayı bırakmayı başaramamaktadır. Bu durumdaki kişiler için de bazı destek yaklaşımları vardır. Bu yaklaşımlar psikolojik destek yaklaşımları olabildiği gibi sigara bırakma isteğini destekleyen ilaçlardan da bu amaçla yararlanılabilir.

Sigarayı bırakınca vücudunuzda neler olur?

20 DAKİKA Kan basıncı ve kalp hızı normale döner. Eller ve ayaklar dolaşım normale döndüğü için ısınmaya başlar.
8 SAAT Kanda oksijen düzeyi normale döner. Kalp krizi riski düşmeye başlar.
24 SAAT Karbonmonoksit (egzoz gazı) vücuttan atılır. Akciğerlerdeki balgam ve diğer birikimler temizlenmeye başlar. Vücuttan nikotin tamamen atılır.
48 SAAT Tat ve koku alma duyularınızın daha iyi çalıştığını hissedersiniz
72 SAAT Solunum yolları gevşediği için nefes almak kolaylaşır.
2-12 HAFTA Dolaşım bütün vücutta düzelir. Akciğerlerinizdeki balgamı atmaya başlarsınız ve öksürük, balgam, nefes darlığı ve hırıltı bulguları geriler. Vücut enerjisi artar. Yürümek kolaylaşır
3-9 AY Öksürük, nefes darlığı düzelir. Akciğer işlevi yüzde 5-10 oranında artar
5 YIL Kalp krizi riski sigara içenlerin riskinin yarısına iner.
10 YIL Akciğer kanseri riski sigara içenlerin riskinin yarısına iner. Kalp krizi riski hiç sigara içmemiş biri ile eşit olur.

Sigara içenlere yönelik eğitim ve bilgilendirme çalışmalarının da bu bakımdan önemi büyüktür. Sigara içen kişilerin hemen hepsi sigaranın önemli sağlık sorunlarına yol açtığını bildiği halde sigara içmeyi sürdürmektedir. Bu durumdaki kişilere, sigaranın zararları konusundaki bilgilerini davranışa dönüştürmeleri için destek sağlanması gerekmektedir.

Öte yandan sigara içilmesi ile ilgili bir başka husus da sigara dumanından pasif etkilenim konusudur. Sigara içen kişiler kendilerine zarar verdikleri gibi yakınlarında bulunan diğer kişilere de zarar verirler. Sigara dumanından pasif olarak etkilenen kişilerde de akciğer kanseri, kalp krizi, inme (felç) gibi önemli sağlık sorunlarının riski artmaktadır. Sigara içen kişilerin başkalarına da zarar verdiği dikkate alındığında sigara içilmemesi veya sigara içenlerin sigarayı bırakması daha büyük önem arz etmektedir.

Sigara dumanından pasif etkilenmenin önlenmesi bakımından halka açık toplu bulunulan yerlerde sigara içmenin yasaklanması şeklinde yasal düzenlemeler yapılmaktadır. Bu düzenlemeler sigara içmeyenleri koruduğu gibi, sigara içenler açısından da caydırıcı olmakta ve sigarayı bırakma konusunda destek sağlamaktadır.

Sonuç

“Sağlıklı yaşlanma” bakımından bu temel konulara ek olarak yapılabilecek başka uygulamalar da vardır. Yaşanılan süre içinde sağlık üzerinde olumsuz etkisi olabilen çeşitli çevresel ve mesleksel faktörler de söz konusudur. Örneğin yaşanılan bölgenin iklim koşulları, hava kirliliği, evlerdeki olanaklar, çalışma ortamında karşılaşılan (kimyasal maddeler, toz, gürültü, aşırı sıcak veya soğuk ortam vb.) çeşitli faktörler, aşırı alkol kullanımı, yaşanılan ruhsal travmalar kişilerin sağlığı üzerinde etkili olabilir.


Kimler Malul Sayılır?


Bu faktörlerin de sağlığa zarar vermeyecek şekilde düzenlenmesi sağlıklı yaşlanma bakımından yarar sağlayabilir. Ancak bu faktörler çoğunlukla ekonomik ve sosyal boyutu olan ve kontrol edilmesi daha güç olan faktörlerdir. Bu nedenle bu faktörlerin olumlu hale getirilmesi yönündeki çabaların hastalıkların önlenmesi ve sağlıklı yaşlanma bakımından etkisi sınırlıdır.

Bunlara ek olarak çocukluk dönemindeki aşılardan başka yaşlılıkta yapılması gereken grip aşısı, pnömokok aşısı gibi aşıların düzenli şekilde uygulanması, mide-bağırsak sistemi bakımından sakıncası olmayan kişilerde düzenli olarak aspirin kullanılması gibi yaklaşımlar da sağlıklı yaşlanma bakımından yararlı uygulamalardır.

Kaynak; Hacettepe Üniversitesi, Halk Sağlığı Enstitüsü

OSGB Tasarımı

İlgili Yayınlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Araç çubuğuna atla