Risk değerlendirmeleri yönetmelikte “iş yerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek tehlikelerin belirlenmesi, bu tehlikelerin riske dönüşmesine yol açan faktörler ile tehlikelerden kaynaklanan risklerin analiz edilerek derecelendirilmesi ve kontrol tedbirlerinin kararlaştırılması amacıyla yapılması gerekli çalışmalar” şeklinde ifade edilmiştir.
Çalışan sağlığının korunması ve bu iyilik halinin sürdürülmesi ülke ekonomisine katkı sağlayacağı gibi aynı zamanda sadece çalışanları değil bakmakla yükümlü olduğu ailesinin de maddi ve sosyal ihtiyaçları karşılanmış olacaktır. Çalışanı sadece iş yerinde hizmet üreten bir kişi olarak düşünmek çok yalın ve yetersiz bir tanımlama olmaktadır. Nitekim çalışanların aile yaşamı, sosyal hayatı da çalışanın sağlığından doğrudan etkilenmektedir. Çalışan sağlığını etkileyebilecek en önemli faktörler ise çalışma süresinin neredeyse tamamım geçirdiği iş yerlerindeki risk faktörleridir.
Risk Değerlendirmeleri Başlangıç
İçindekiler
Çalışan ve Sağlık İlişkisi
Sağlığın tanımı DSÖ’da ”sağlık yalnızca hastalık veya sakatlığın olmaması durumu değil, fiziksel, sosyal ve ruhsal iyilik hali” şeklinde tanımlanmaktadır (WHO, 2006, s.1-2). Bireylerin sağlıklı olması için sadece fiziksel olarak değil, aynı zamanda psikolojik olarak iyilik hali yanında sosyal ilişkileri yönünde tam bir iyilik hali yani refah durumunda olması da gerekir. Çalışanların da üretime tam olarak katkıda bulunması ve sağlıkla çalışabilmeleri için de bu iyilik halinin sağlanması bir zorunluluktur. Çalışmak yani üretmek fizyolojik anlamda insanın doğası ve canlılığının göstergesi olup ekonomik anlamda ise yaşamın bir sorumluluğudur. Çalışma üretim ve hizmete yönelikse bu iş olarak tanımlanmaktadır.
Çalışmak çalışan bireylerin prestij, kimlik, statü ve belirli çevreye ait olma duygularını da içeren bir kavramdır. Çalışan sağlığı korunduğu zaman üretim faaliyetleri artacak, işe devamsızlıklar, iş günü ve iş gücü kayıpları da azalacak, meslek hastalıkları ve iş kazalarından korunarak sakatlık ya da ölümlerin önüne geçilerek hastalık yükü ve gereksiz sağlık harcamalar azalacak, maluliyet ve tanzim gerektiren durumlar da önlenebilecektir.
İş Sağlığının Tanımı
DSÖ ve ILO’nun 1950 yılında ortak bir komitede iş sağlığını ‘‘İş sağlığı şunları hedeflemelidir: tüm mesleklerde çalışanların en yüksek derecede fiziksel, zihinsel ve sosyal refahın teşviki ve bakımı; çalış·ma koşıtllarından kaynaklanan sağlık sorıınları nedeniyle işten ayrılışların önlenmesi; çalışanların iş yerinde sağlığa zararlı faktörlerden kaynaklanan risklerden korunması, çalışanların fizyolojik ve psikolojik yeteneklerine uyarlanmış bir mesleki ortama yerleştirilmesi ve bunun sürdürülmesi; kısaca özetlemek gerekirse: işin insana ve insanın işine uyarlanması, adaptasyonun sağlanmasıdır.” (ILO/WHO,1953, s.3-4) şeklinde tanımlamıştır.
İş sağlığını tespit bazlı geriye yönelik olayları inceleyen reaktif yaklaşım yerine korunmayı önceleyen proaktif yaklaşımla gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu yaklaşımda risk değerlendirmesinin yapılması, çalışma ortamının ve sağlık gözetimi yapılarak çalışanların bilgilendirilip eğitimlerinin yapıldığı aynı zamanda çalışanların iş sağlığı konularında katılımının sağlandığı ve öz sorumluluğun kazandırıldığı, çalışanın, işverenin ve iş yeri sağlık gözetimindeki tüm çalışanların ortak yürüttüğü çalışmalardır. İş sağlığının temel amacı bireylerin üretkenliklerini devam ettirirken çalışanların çalışma koşullarından dolayı hastalık ya da sakatlık durumlarından, yani iş kazaları, meslek hastalıkları, işle ilişkili hastalıklardan korumak, sağlıklarını en üst düzeye çıkarımak, işle çalışan arasındaki uyumu optimum düzeyde tutmaktır.
İş Yerinin Tanımı
İşyeri tanım olarak bir görevin, bir işin yapıldığı yer anlamındadır. 4857 sayılı iş kanununda 2. maddesinde ise ‘‘İşveren tarafından mal ve ya hizmet üretmek amacıyla maddi olan ve olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birime işyeri denir. İşverenin iş yerinde ürettiği mal veya hizmet ile nite lik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen yerler (iş yerine bağlı yerler) ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve ba kım, beden ve mesleki eğitim ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçlar da iş yerinden sayılır. İş yeri, iş yerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında bir bütündür.” olarak tanımlanırken (Kanun, 4857) benzer şekilde 5510 sayılı ”Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 11. maddesinde iş yeri ”Sigortalı sayılanların maddi olan ve olmayan unsurlar ile birlik te işlerini yaptıkları yerlerdir.” olarak tanımlanmış ve ilave olarak ”iş yerinde üretilen mal veya verilen hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen işyerine bağlı yerler, dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden veya meslek eğitimi yerleri, avlu ve büro gibi diğer eklentiler ile araçlar da iş yerinden sayılır.” ibaresi de yer almaktadır (Kanun, 5510).
6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunun 3. maddesinde ”İşyeri: Mal veya hizmet üretmek amacıyla maddi olan ve olmayan unsurlar ile çalışanın birlikte örgütlendiği, işverenin iş yerinde ürettiği mal veya hizmet ile nitelik yönünden bağ lılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen iş yerine bağlı yerler ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden ve mesleki eğitim yerleri ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçları da içeren organizasyonu” olarak tanımlanmıştır (Kanun, 6331).
Tüm bu kanunlardan yola çıkarsak iş yeri, işveren tarafından bir işin yürütülmesi aşamasında kullanılan, görevin yapıldığı, işçinin yani çalışanın çalıştığı, hizmet verdiği yer ile bu üretilen hizmetle bağlantılı dinlenme yerleri de dahil tüm eklentileri de içeren yer veya yerler ile iş yerinin teknik amacı na hizmet eden otobüs, otomobil kamyon gibi taşıtlar ile vinç, forklift, dozer gibi araçları da kapsamaktadır. Kısaca; işyeri, işin yapıldığı asıl yer ile iş yerine bağ lı yerler ve eklentiler gibi araçlardan oluşan bir örgüttür. Yani işin yürütüm aşamasına işin niteliğine göre işe ait örneğin servis aracının ya da nakliye kamyonunun kullanılması durumunda asıl iş yerinden uzakta bile olsa çalışan iş yerinden sayılır.
Risk Değerlendirmeleri
Riskin Tanımı:
Risk, kelime anlamıyla bir zarara uğrama tehlikesi, zarar görme olasılığıdır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından 2012 yılında yayımladığı İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği ‘ne göre: ‘
‘Risk: Tehlikeden kaynaklanacak kayıp, yaralanma ya da başka zararlı sonuç meydana gelme ihtimalini;
Tehlike: İş yerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek, ça lışanı veya iş yerini etkileyebilecek zarar veya hasar verme potansiyelini;
Ramak kala olay: İş yerinde meydana gelen; çalışan, iş yeri ya da iş ekipmanını zarara uğ ratma potansiyeli olduğu halde zarara uğratmayan olay” şeklinde tanımlanmıştır (İSGRDY,2012).
Olay ise yaralanmaya, sağlığın bozulmasına veya ölüme sebep olan veya sebep olacak potansiyele sahip işle ilişkili durumlardır.
İş kazası ise 5510 Sayılı Kanunun 13. maddesinde şu şekilde tanımlanmıştır: ”Sigortalının iş yerinde bulunduğu sırada, işveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle veya görevi nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş veya çalışma konusu nedeniyle işyeri dışında, bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda, emziren kadın sigortalının, çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda, sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen özre uğratan olaydır”.
İş kazalarının %98’i güvensiz hareket ve durumlardan kaynaklanmakta iken sadece %2’sinin önüne geçilemeyen olayın tabiatından kaynaklanmaktadır.
Bu haliyle iş kazalarının neredeyse tamamına yakınının ve meslek hastalıklarının tamamının önlenebildiği gerçeğiyle iş yerlerinde alınacak önlemler son derece önemlidir. Bu amaçla her iş yeri için öncelikle risk analizleri yapılmalıdır. Herhangi bir tehlike oraya çıkmadan önce bu tehlikenin ortaya çıkabileceği, ortaya çıkma olasılığı ve ne şiddette olacağını tahmin etmek mümkündür. Bu olumsuzlukları yaşamamak için riskleri önceden belirleyerek risk meydana geldiğinde iş yerindeki kayıp, yaralanma ve hasarın etki derecesini öngörmek de mümkündür.
Risk değerlendirmesi yönetmelikte “iş yerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek tehlikelerin belirlenmesi, bu tehlikelerin riske dönüşmesine yol açan faktörler ile tehlikelerden kaynaklanan risklerin analiz edilerek derecelendirilmesi ve kontrol tedbirlerinin kararlaştırılması amacıyla yapılması gerekli çalışmalar” şeklinde ifade edilmiştir. Bu nedenle risk değerlendirmesini; iş yerlerinde her türlü tehlikenin belirlenmesi ve bu tehlikelerin vereceği zarar olasılığını düşünerek, risk analizi yapılarak alınabilecek önlemlerin belirlenerek uygulanması ve değişen periyotlarda bu önlemlerin yeterliliğinin ve geçerliliğinin kontrol edilmesi şeklinde ifade edebiliriz.
Risk değerlendirmesi işverenin sorumluluğunda olan bir ekip işidir. Bu risk değerlendirmesi ilgili mevzuata göre tehlike sınıfına göre çok tehlikeli iş yerlerinde en geç olmak üzere 2 yılda, tehlikeli iş yerlerinde 4 yılda ve az tehlikeli iş yer lerinde 6 yılda bir tekrar edilmelidir.