Neden İş Güvenliği Logo
İş Sağlığı ve Güvenliği

Mekanik Titreşimlerin Etkileri

Mekanik Titreşimlerin Etkileri
Tamircin Burada

Mekanik Titreşimlerin Etkileri, El-kol titreşim maruziyeti üretim, taşçılık, maden, inşaat, tarım ve ormancılık alanlarında elle kullanılan, enerji ile çalışan aletlerden kaynaklanabilir.

Hollanda’ da 150 binden, İngiltere’ de 0.5 milyondan, Amerika’ da 1.5 milyondan fazla kişinin el-kol titreşimine maruziyetinin olduğu rapor edilmiştir. Avrupa ülkelerinde ve Amerika’ da çalışanların %1.7 ile 3.6’ sının zararlı etkileri olabilecek titreşime maruz kaldıkları tahmin edilmektedir. El-kol titreşim sendromu (HAVS) terimi, el-kol titreşim maruziyeti ile ilgili işaret ve semptomları ifade etmek için kullanılır ve şu durumları içerir

Güncellendi: 18.12.2020

Mekanik Titreşimlerin Etkileri

İçindekiler

Titreşim Nedir?

Titreşim, bir cismin iç veya dış kuvvetlerin etkisiyle yaptığı salınım hareketidir. İnsan titreşimi ise, titreşen bir yüzey veya cisim ile temas sonucunda kişinin hissettiği titreşim olarak tanımlanabilir. Titreşim, insan vücuduna, temas eden titreşen yüzey aracılığı ile iletilir. Bu yüzey bir makinenin tutamak kısmı, bir aletin yüzeyi veya motorlu bir makinenin koltuğu olabilir.

Titreşime iki çeşit maruziyet söz konusudur: Tutamak kısmı olan ve elle kullanılan aletlerden iletilen el-kol titreşimi ve motorlu bir makinenin üzerindeki koltuk veya yüzeyden iletilen tüm vücut titreşimi.

Titreşime maruz kalma sonucu zarar görme riski, titreşimin çeşidine, büyüklüğüne (dalga boyuna), frekansına, maruziyet süresine, etkilenen vücut parçasına bağlı olarak değişiklik gösterir. Çalışması sırasında titreşime maruz kalan kişilerde, yine bu faktörlere bağlı olarak, kişinin sağlığı üzerinde çok farklı etkileri görülebilir.

OSHA (Occupational Safety and Health Administration)’ nın verilerine göre, Avrupa’ da her üç çalışandan birisi aletler veya makinelerden kaynaklanan; her dört çalışandan birisi de çalışma süresinin en az dörtte birinde titreşime maruz kalmaktadır.

Titreşimin Oluşumu

Titreşim, bir cisim bir denge konumu etrafında tekrarlı olarak salınım yaptığında meydana gelir. Titreşimin en basit hali aşağıdaki resimde görüldüğü gibi, küçük bir kütle bir yaya asıldığında gözlenebilir. Kütle serbest bırakıldığında, kütle çekim kuvveti ile yayın gerilme kuvvet eşitlendiğinde asılı kütle durgun konuma gelir. Kütle, denge konumundan aşağı veya yukarı yönde biraz yer değiştirdiğinde artık denge konumunda değildir.

Kütlenin denge konumu etrafındaki aşağı yukarı hareketi dış bir kuvvet etki edene kadar devam edecektir. Bu hareket çeşidi basit harmonik hareket olarak bilinir.

Kütle, esneklik ve sönüm titreşen bir sisteme ait bileşenlerden bazılarıdır. Sistemin kinetik enerjisi, sistemin kütle ve hareketinin bir fonksiyonudur. Sistemin potansiyel enerjisi ise, sistemin kütle ve gerilmesinin bir fonksiyonudur. Sistem titreştiği zaman, sistemdeki enerji dönüşümlü olarak kinetik ve potansiyel enerjilere dönüşür.  Sistemden enerjiyi soğuracak herhangi bir fiziksel mekanizma yoksa, teorik olarak sistem sonsuza kadar titreşim hareketi yapacaktır.

Uygulamada, titreşim hareketi yapan cismin hareketine karşı çıkacak dış kuvvetler daima vardır. Bu kuvvetler genellikle sönüm kuvvetleri olarak bilinirler. Sönüm, potansiyel ve kinetik enerjiyi ısıya dönüştürüp titreşen sistemin enerjisini azaltan bir mekanizmadır. Titreşen sisteme dışardan enerji sağlayan bir sistem yoksa sönüm nedeniyle sistemin enerjisi tamamen ısıya dönüştürülecek ve bir süre sonra titreşim hareketi duracaktır.
Kaynak: South T., Managing Noise and Vibration At Work, Elsevier,

Titreşim Parametleri

Titreşim hareketi salınımlı bir harekettir. Bu tip hareketler bir denge veya referans nokta etrafında yapılan hareketlerdir ve harmonik hareket adını alırlar. Yer değiştirme, cismin durgun pozisyonuna göre o anki pozisyonunu belirtir. Birbiri ile bağlantılı dört titreşim parametresi vardır: Frekans, ivme, hız ve yer değiştirme. Tek frekans değeri için bu parametrelerden ikisi biliniyorsa, geri kalan parametreler hesaplanabilir.

Frekans, cismin bir saniye içinde yaptığı tam devir sayısıdır. Örneğin, bir cisim saniyede 10 tam salınım hareketi yapıyorsa, cismin frekansı 10 devir/sn veya 10 Hz’dir. Salınımın periyodu ise t =1/ f şeklinde hesaplanır. Periyot, cismin bir tam salınım hareketi için gerekli olan süredir.

Hız, cismin yer değiştirmesinin zamana oranıdır ve yer değiştirme fonksiyonunun birinci türevi ile temsil edilir. İvme, hızın zamanla değişimini ifade eder ve yer değiştirme fonksiyonunun ikinci türevi ile verilebilir. Yer değiştirme metre (m), hız saniyedeki metre (m/sn), ivme ise saniyenin karesindeki metre (m/sn2 ) biriminde ölçülür.

Titreşimin Büyüklüğü

Osilasyon yapan bir cismin dönüşümlü olarak bir yönde ve daha sonra buna zıt yönde hızı vardır. Bu hız değişiminin anlamı, cismin önce bir yönde, daha sonra zıt yönde devamlı hızlandığıdır. Bir titreşimin büyüklüğü, yer değiştirmesi, hızı veya ivmesi ile nitelendirilebilir. Pratik olarak, ,ivme genellikle ivme ölçer ile ölçülür. Birimi metre başına saniye karedir (m/sn2 ).

Bir osilasyonun büyüklüğü, hareketle ulaşılan en uzak (ekstrem) noktalar arasındaki uzaklık veya merkezi noktadan (yani denge konumundan) olan maksimum uzaklık olarak ifade edilebilir. Titreşimin büyüklüğü, hareketin ivmesinin ortalama değeri, genellikle karelerin toplamının karekökü (rms) olarak verilir. Tek frekanslı bir sinüsoidal hareket için rms değeri, pik değerin  2 ’ye bölünmesi ile elde edilir.

Titreşimin Frekansı

Saniye başına devir sayısı olarak Hertz biriminde verilen titreşim frekansı, vücuda iletilen titreşimin iletim yolunu ve titreşimin vücuda olan etki derecesini belirler. Kütle ve yay sistemi muhtemelen 1 Hz’den fazla olmayan düşük bir frekansa sahiptir. Çoğu titreşen cisimler bu frekans değerinden oldukça büyük yüzlerce ve hatta binlerce Hertz frekansta titreşebilirler. Genel olarak insanı etkileyen titreşimin frekans aralığı, işitilebilir sesin frekans aralığından oldukça küçüktür. İki bölge, sağlığa etkisi yönünden incelenen titreşimin frekans aralığı olan 1-1000 Hz aralığında örtüşürler. Ses hareket eden bir dalga gibi görünürken titreşim durgunmuş gibi görülebilir.

Titreşim de ilerleyen bir fiziksel büyüklük olduğundan, bu yaklaşım oldukça basit kalmaktadır. Titreşim ilerlemeseydi, bir aletin içindeki titreşen bir mekanizmadan oluşan titreşim, aletin elle tutulan kısmından ilerlemek için bir yol bulamayacak ve titreşim enerjisi insan vücuduna iletilemeyecekti. Ses ve titreşim arasındaki teorik farklılıklar çok büyük olmadığından ikisi bitişik uzaylarda düşünülebilirler. İşyerlerinde titreşim hareketi konusu kolay anlaşılır bir konu değildir ve çoğu zaman titreşim statik bir fenomen gibi ele alınır.

Hareket, yandaki resimde gösterildiği haliyle, diyapozan örneğinde olduğu gibi tek bir frekans değerine sahip olabilir veya içten yanmalı makinede bulunan piston örneğinde olduğu gibi aynı anda farklı frekans değerlerine de sahip olabilir.

Bir frekans analizi yapılırken, makine titreşimlerinin genellikle, farklı makine parçalarının hareketine göre periyodik olarak tekrar eden birkaç baskın frekans değerinden oluştuğu gözlenir. Frekans analizi sayesinde istenmeyen titreşim kaynaklarının izi sürülebilir.

Tüm vücut titreşiminin etkisi, 0.5-100 Hz aralığının sonlarında daha büyüktür. El-kol titreşimi için, 1000 Hz ve daha yüksek frekansların zararlı etkileri vardır. 0.5 Hz değerinin altındaki frekanslar hareket tutması (motion sickness) durumuna neden olabilirler.

İnsanın titreşime verdiği tepki, titreşimin frekansı ile değiştiği için, ölçülen titreşimin hangi frekanslarda meydana geldiğine göre ağırlıklandırılması gerekir. Frekans ağırlıklandırma ile titreşimin hangi değerde istenmeyen etkilere neden olduğu yansıtılabilir.  Ağırlıklandırma, tüm eksenler için gereklidir. Tüm vücut ve el-kol titreşimleri için farklı frekans ağırlıklandırmalar kullanılmalıdır.
Kaynak: South T., Managing Noise and Vibration At Work, Elsevier,
Measuring Vibration, Bruel&Kjaer Lecture Notes,  

Titreşimin Yönü

İvme, hız ve yer değiştirme hepsi vektörel niceliklerdir. Bu nicelikleri tam olarak tanımlayabilmek için büyüklükleri kadar yönlerinin de belirtilmesi gerekir. Elle kullanılan bir cihaz, üçü birbirine dik olan eksenlerden birinde titreşim yapabilir.

Baştan başa, önden arkaya veya yukardan aşağıya titreşim yapabilir. En muhtemel olanı, hareketinin bu üç yöndekinin bir kombinasyonu olmasıdır. Bir cihazın hareketini tam olarak tanımlamak için, ortogonal yani birbirine dik üç eksen boyunca ölçüm alınması gereklidir. Bu eksenler sırasıyla x, y ve z eksenleri olarak adlandırılırlar. El-kol ve tüm vücut titreşimi için standart eksenler, insan el ve vücuduna göre tanımlanırlar. Bazı amaçlar için titreşim büyüklüğü değerlendirilirken, üç eksen de ayrı ayrı ele alınabilir.

Titreşimin Süresi

Titreşime insan tarafından verilen tepki, titreşim maruziyetinin toplam süresine bağlıdır. Titreşimin karakteristikleri zamanla değişmiyorsa, titreşimin rms değeri ortalama titreşim büyüklüğü için uygun bir ölçüm verir. Titreşimin karakteristikleri zamanla değişiyorsa, ölçülen ortalama titreşim, ölçümün alındığı periyoda bağlı olacaktır. Bir çok mesleki maruziyet aralıklıdır, zamanla değişir veya rastgele şoklardan oluşur. Böyle kompleks hareketlerin toplam büyüklüğünü hesaplamak için büyük titreşimlerde kısa periyotların, küçük titreşimlerde uzun periyotların kullanıldığı yöntemler uygun olacaktır.

İnsan Titreşimi

İnsan vücudu fizyolojik ve biyolojik olarak oldukça karmaşık doğası olan bir sistemdir. Mekanik bir sistem olarak bakıldığında, yapısında lineer elementler kadar lineer olmayan elementleri de bulundurur ve mekanik özellikler kişiden kişiye oldukça büyük değişiklikler gösterir. İnsanların titreşim ve şoklara tepkisini ele alırken, bunların hem fizyolojik hem de mekanik etkilerini de göz önüne almak gerekir.

İnsan vücudu mekanik bir sistem olarak ele alındığında, düşük frekanslarda ve düşük titreşim seviyelerinde, yandaki resimde de görüldüğü gibi, bir lineer parametreler sistemi olarak düşünülebilir.

İnsan vücudunun mekanik modellemesi, oldukça karmaşık bir yapıya sahip olan insan vücudunun kütle, yay ve sönüm elemanlarından oluştuğunu kabul ederek daha basit bir model haline getirmektedir.

Şekil üzerinde bulunan Hz biriminden frekans değerleri, farklı vücut kısımlarının rezonans frekanslarını göstermektedir. Rezonans frekansının anlamı, o kısmın osilasyon hareketi yaptığı frekans değeridir. Mekanik modellemeye göre, titreşim ve şokların etkisi bakımından vücudun en önemli kısımlarından birisi toraks-abdomen sistemdir.

İnsan titreşimi, mekanik titreşimin insan vücudu üzerindeki etkisine göre tanımlanır. Etki tüm vücut üzerinde olabileceği gibi, sadece vücudun bir kısmı üzerinde de olabilir. İnsan titreşim çeşitlerinden en önemlisi el-kol titreşimidir. El-kol titreşimi enerji ile çalışan, tutamak kısmı olan zincirli testere, darbeli matkap, taşlama makinesi gibi aletlerden kaynaklanır. Tüm vücut titreşimi ise araçlardan, titreşen zeminlerden veya operatörün üzerinde oturarak çalıştığı büyük makinelerden kaynaklanır.

Kaynak: Rasmussen G., Human Body Vibration Exposure and Its Measurements, The Journal of the Acoustical Society of America, 

Player title

El Kol Titreşimi

Mesleki Maruziyet

Enerji ile çalışan aletlerden yayılan, parmaklardan veya elin avuçlarından vücuda giren mekanik enerjiye el-kol titreşimi denir. Operatörü el-kol titreşimine maruz bırakan ve enerji ile çalışan aletler bir çok endüstri alanında yaygın olarak kullanılmaktadır. El-kol titreşim maruziyeti üretim, taşçılık, maden, inşaat, tarım ve ormancılık alanlarında elle kullanılan, enerji ile çalışan aletlerden kaynaklanabilir. Hollanda’ da 150 binden, İngiltere’ de 0.5 milyondan, Amerika’ da 1.5 milyondan fazla kişinin el-kol titreşimine maruziyetinin olduğu rapor edilmiştir.

Avrupa ülkelerinde ve Amerika’ da çalışanların %1.7 ile 3.6’ sının zararlı etkileri olabilecek titreşime maruz kaldıkları tahmin edilmektedir. El-kol titreşim sendromu (HAVS) terimi, el-kol titreşim maruziyeti ile ilgili işaret ve semptomları ifade etmek için kullanılır ve şu durumları içerir.

  • damarsal hastalıklar
  • kemik ve eklem hastalıkları
  • kas hastalıkları
  • diğer hastalıklar (tüm vücut, merkezi sinir sistemi)

Motosiklet sürmek gibi faaliyetler yüksek genlikte titreşim maruziyetine neden olmasına rağmen, sadece uzun süreli maruziyetler sağlık üzerinde zararlı etkiye sahiptir.

Mesleki el-kol titreşim maruziyeti ile sağlık etkileri arasındaki ilişki basit değildir. Aşağıdaki tabloda, el-kol titreşimi maruziyeti sırasında titreşimin zararlı etkileri ile ilgili olabilecek bazı faktörleri göstermektedir.

El-Kol Titreşim Maruziyeti Sırasında Zararla İlişkisi Olabilecek Faktörler

Titreşim Karakteristikleri Aletler & Prosesler Maruziyet Koşulları Çevresel Koşullar Kişisel karakteristikler
Büyüklük (rms., pik, ağırlıklandırılmış, ağırlıklandırılmamış Alet tasarımı (taşınabilir, sabit) Süre (günlük, yıllık maruziyetler) Çevre sıcaklığı Çalışma yöntemi (tutuş kuvveti, itiş kuvveti, el-kol duruşu, vücut duruşu)
Frekans (spektrum, baskın frekanslar Alet Çeşidi (darbeli, dönmeli, dönerli matkap) Maruziyet şekli (sürekli, aralıklı, dinlenme periyotları olan) Hava akışı Sağlık
Nem
Gürültü
Yön (x-, y-, z- eksenleri) Durum Toplam maruziyet süresi Parmak el kol sisteminin dinamik tepkisi Eğitim
İşlem Mekanik empedans Yetenek
Çalışan malzeme Titreşim geçirimi Eldiven kullanımı
Absorbe edilen enerji Zarara karşı kişisel hassasiyet

Kaynak: ILO, Encyclopaedia of Occupational Health and Safety, Fourth Edition.

İnsanın Titreşime Verdiği Tepki

Titreşimin frekansı, genliği, maruziyet süresi, yönü, uygulama noktası, vücut ve titreşimin vücuda girdiği noktanın bağlantısı, kıyafetleri ve kullanılan aletler, vücut ağırlığı, kullanıcının boyu, vücudun duruş biçimi, vücut direnci, vücut bileşenleri gibi birçok faktöre bağlıdır. Titreşim, yönü ve büyüklüğü olan vektörel bir niceliktir. Bu nedenle sayılan faktörler üç eksende ele alınmalıdır. Eller ve titreşimli alet arasındaki bağlantı, el-kol titreşim büyüklüğü değerlendirilirken raporda bulunması gereken bir çok faktörden etkilenir. Bu faktörler şunlardır ;

  • Kullanılan aletin çeşidi ve durumu
  • Normal çalışma koşulları altında kullanılan alet tarafından üretilen ivme ve frekans spektrumu
  • Alet veya iş parçasına doğru uygulanan kuvvetin büyüklüğü ve yönü (örneğin, tutma kuvveti, eksenel itme kuvveti, dönmesel momentler)
  • Çalışma sırasında ellerin, kolların ve vücudun yönelimi ve duruşu (özellikle, dirsek, bilek ve omuz eklemlerinin açısı)
  • Elin titreşen yüzeyle direk bağlantısı olan kısımları
  • Yüzeyin ellerle bağlantısı olan kısmının çeşidi ve büyüklüğü
  • Kullanılan çalışma şekli
  • Çalışanın titreşimli alet kullanarak çalıştığı yıl sayısı
  • Sıcaklık, nem ve kullanılan alet veya iş parçasının tutamak kısmının sıcaklığı gibi iklimsel koşullar

El-kol titreşim maruziyetinin süresi değerlendirilirken aşağıda verilen bilgiler rapor edilmelidir ;

  • Bir gün içerisindeki titreşim maruziyet süresi ve saat biriminden aylık ve yıllık maruziyet süreleri
  • Bir periyot içerisindeki maruziyet ve bunun çalışma metodu ile ilişkisi (örneğin, önceden belli olan ve olmayan çalışma ve dinlenme periyotlarının uzunluğu ve sıklığı, çalışma periyodu içinde titreşimin aralıklı olup olmaması, yani dinlenme arasında titreşimli aletin bırakılması veya elde tutulması).

Kaynak: Occupational Exposure to Hand-Arm Vibration, U.S Department of Health and Human Services, NIOSH, Ohio,

Titreşimin parmak-el-kol sistemine iletimini etkileyen faktörlerin, titreşimden zarar görme konusunda önemli bir rol oynadığı düşünülmektedir. Titreşimin iletimi, hem titreşimin karakteristiklerine (büyüklük, frekans, yön gibi) hem de elin dinamik tepkisine bağlıdır.

Parmak ve El Dinamiklerini Etkileyen Faktörler

Titreşim maruziyetinin kötü etkilerinin, insan üst uzuvlarına dağıtılan enerji ile bağlantılı olduğu kabul edilebilir. Enerji absorbsiyonu büyük ölçüde parmak-el sisteminin titreşim kaynağına bağlantısını etkileyen faktörlere bağlıdır. Tutuş basıncında, statik kuvvette ve duruştaki değişiklikler parmağın, elin ve kolun dinamik tepkisini ve sonuç olarak da iletilen ve absorbe edilen enerjinin büyüklüğünü belirler. Örneğin, tutuş basıncı, enerji absorbsiyonu üzerinde önemli bir etkiye sahiptir ve daha sıkı kavrama kuvveti, el-kol sistemine aktarılan daha büyük titreşim enerjisi demektir. Dinamik tepki verileri, titreşimli aletlerden kaynaklanan hasar verme potansiyeli hakkında gerekli bilgiyi verir ve anti-titreşim ekipmanlarının geliştirilmesine yardımcı olur.

Kaynak: Occupational Exposure to Hand-Arm Vibration, U.S Department of Health and Human Services, NIOSH, Ohio,

Akut Etkiler

Konforsuzluk

Titreşim, parmak ve el derisinin yüzeyinde ve altında bulunan farklı mekanik algılayıclar (mekanoreseptörlerdir) tarafından algılanır. Bunlar, adaptasyon ve kabul alanı özelliklerine göre yavaş ve hızlı adapte olanlar olmak üzere iki kategoriye ayrılırlar. Merkel diskleri ve Ruffini endings, yavaş adapte olan, sabit basınca ve basınçtaki yavaş değişiklere cevap veren ve düşük frekanslarda (16 Hz’ den düşük) uyarılabilen mekanoreseptörlerdir. (mekanik basınca yanıt verme sürecinde rol oynayan reseptör ).

Meissner (parmakların, dudakların, meme bezlerinin ve genital organların etli kısımlarının dermik papillalarının duyu korpuskülleri) ve Pacinian (bir nörofibrilin sonlandığı santral granülöz bir bulbusla çevrili olan bağ dokuların çok sayıda konsantrik lamellerinden oluşan ovoid korpüsküller.  Bu korpüsküller el ayası, ayak tabanı, pankreas, süt bezleri, dış genital organlarda vb. çok miktarda bulunmaktadır. Bunlar genel duyarlığın periferik organları olarak kabul edilir) cisimcikleri, hızlı adapte olan, uyarıcada oluşan hızlı değişikliklere cevap veren, 8-400 Hz aralığındaki titreşim algısından sorumlu mekanoreseptörlerdir.

El-kol titreşimine kişisel tepki, eşik değerlerini, eşdeğer algılama ve tolerans sınırlarını belirlemek için farklı frekanslarda titreşimler kullanılarak bir çok çalışmada kullanılmıştır (Griffin, 1990). Deneysel sonuçlar, titreşime insan hassasiyetinin, hem konfor hem de rahatsızlık titreşim seviyeleri için artan frekans değeriyle birlikte azaldığını göstermektedir. Dikey titreşim, diğer yönlerdeki titreşime göre daha fazla konforsuzluk oluşmasına neden olur.

Web Tasarımı

Aktivite Girişimi

El-kol titreşimine akut maruziyet, cilt mekanoreseptörlerinin uyarılabilirliklerinde bir düşmeye neden olduğundan dokunma ile hissedilen titreşim (vibrotakdil) eşiğinde geçici bir artmaya neden olabilir. Geçici eşik kaymasının büyüklüğü, iyileşme için gerekli zamana ek olarak, frekans, genlik, süre, sıcaklık, çalışanın yaşı ve daha önceki titreşim maruziyetleri gibi titreşimin karakteristiklerinden etkilenir. Düşük sıcaklık, digital (parmakla ilgili) dolaşım üzerinde damar büzücü (vazokonstriktif) etkiye sahip olduğundan ve parmak cilt sıcaklığını düşürdüğünden, soğuk maruziyeti, titreşim ile tetiklenen dokunma hissindeki düşüşü artırır.

Sıklıkla soğuk bir çevrede çalışarak titreşim maruziyeti olan çalışanlarda tekrarlı olarak dokunma hassasiyetinde akut hasarlar görülme vakaları, sensörel algıda kalıcı azalmalara neden olup çalışma aktivitesine zarar vererek kazalar nedeniyle yaralanma riskini artıracak şekilde yetenek kaybına yol açarlar.

El-Kol Titreşim Sendromu

El-kol titreşim sendromu (HAVS), el-kol sisteminin mekanik titreşime uzun süreli maruziyet sonunda ortaya çıkan durumu tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Üç bileşeni vardır: vasküler (kan damarları ile ilgili ya da onlardan kaynaklanan), nörolojik (sinir sistemi ve bozukluklarıyla ilgili ya da bunları konu alan) ve müsküloskeletal (hem kas dokusu hem de iskelet sistemi ile ilgili) olmak üzere. Titreşimin beyaz parmak (VWF) olarak da bilinen vasküler bileşeni en çok bilinenidir.

VWF terimi, çoğunlukla yanıltıcı bir şekilde bütün olarak el-kol titreşim sendromunu belirtmek için kullanılır. Vasküler bileşen için geçmişte kullanılan diğer isimlerden olan “mesleki kaynaklı Raynaud fenomeni” terimi, diğer terimler “ölü parmak” veya “taşlamacı krambı (mesleki kramp. Sürekli aynı hareketleri yapan müzisyen, yazar, ayakkabıcı, saatçi, v. b meslek gruplarında el, kol, parmak, boyun, sırt, v. b kaslarda
rastlanılan tonik kasılmalar) gibi belirgin izleri anlatacak şekilde iken, uygun ancak uzun bir terimdi.

Vasküler semptomların (hastalığı ya da patolojik durumların organizmada oluşturduğu kendine özgü olaylara (fenomen) verilen ad), titreşim maruziyetine ek olarak başka sebepleri de vardır. Nörolojik semptomların da başka sebepleri vardır. Ancak iki semptom grubunun aynı anda olması kesin olarak titreşim maruziyetinin sebep olduğuna işaret eder. Müsküloskeletal (hem kas dokusu hem de iskelet sistemi ile ilgili) bileşen, titreşim dozu ve etkisi arasında belirlenen ilişkiler için en yetersiz bileşendir.

İskelet ve Eklem Yapıları Üzerine Etkiler

Titreşim nedeniyle oluşan eklem ve kemik incinmeleri konusu tartışmalı bir konudur. Farklı otoriteler, titreşimli alet kullanan çalışanlarda görülen eklem ve kemik hasarlarının özel bir karakterinin olmadığını, yaşlanma ve elle ağır işler yapıyor olmanın doğal sürecinden kaynaklandığını düşünmektedirler. Diğer yandan bazı araştırmacılar da, ellerde, bileklerde ve dirseklerde el-kol titreşimine uzun süreli maruziyetten kaynaklanabilecek karakteristik yapıda
kemik ve eklem yapılarında değişiklikler rapor etmişlerdir.

Erken x-ışını incelemeleri, titreşim maruziyeti olan çalışanların ellerinde ve bileklerinde yaygın bir şekilde kemik kofullarının (bir hücre ya da bir organizmanın değişik maddeler içeren, sitoplazmasında bulunan küçük boşluklar) ve kistlerinin olduğunu ortaya çıkarmıştır, fakat son çalışmalara göre, el işçilerinden oluşan bir kontrol grubuna göre diğer grubun durumunda belirgin bir artışın olmadığı gözlenmiştir.

Maden, yol inşaatı ve metal işleri çalışanlarında pnömatik darbeli aletlerden kaynaklanan, düşük frekanslı, yüksek genlikli titreşim maruziyeti nedeniyle aşırı yaygın bir şekilde bilek osteoartrozu (eklem kemiklerinin uçlarının deformasyonuyla oluşan dejeneratif tipte artropati), dirsek arthroz (anatomik olarak osteofit ve kondrofit; klinik olarak ankiloz ve genel durum bozukluğu görülmeksizin ağrı, kıtırdama sesi, deformasyonlar ve kötürümlük gibi belirtilerle oluşan, eklemlerin inflamasyonlu olmayan dejeneratif kronik hastalıklarına verilen isim) ve osteoartrozu rapor edilmiştir. Diğer yandan, taşlama makineleri ve matkaplardan kaynaklanan orta veya yüksek frekanslı titreşim maruziyeti olan çalışanlarda, dejeneratif eklem ve kemik hasarlarında bir artışın olduğu konusunda çok az kanıt vardır.

Ağır fiziksel efor, sıkı tutuş gücü ve diğer biyomekanik faktörler, darbeli aletlerle çalışanlarda iskeletsel hasarların daha yüksek oranda görülmesinin nedeni olarak ele alınabilirler. Çok az sayıda ülkede (Fransa, Almanya, İtalya dahil), elle titreşimli alet kullanan çalışanlarda meydana gelen eklem ve kemik hasarları mesleki bir hastalık olarak görülür ve etkilenen çalışanlar tazmin edilir.

Nörolojik Etkiler

Nörolojik bileşen yıllar içerisinde diğer bileşenlere göre daha az dikkat çekmiştir. Damarlara ait (vasküler) bileşenden daha az belirgin olmasına rağmen, hasar görmüş kişinin iş yapma kabiliyetini ve normal hayatının devam ettirebilmesini ciddi şekilde etkileyebilir. Diğer bileşenlere göre teşhisi zordur, ancak nörolojik bileşen konusunda bilinmeyen sebep sayısı çok fazla olmadığından bu durum teşhisini basitleştirebilir. Semptomlar karıncalanma hissi ile birlikte gittikçe daha fazla sayıda parmak eklemini etkileyen hissizlik durumundan oluşur.

Kaslar Üzerine Etkiler

Kas (müsküler) bileşeni, kemik ve eklemleri etkileyen aşağıdaki tabloda bir dizi farklı durumu içerir;

El-Kol Titreşimi ile İlgili Bazı Kas-İskelet (Müsküloskeletal) Durumları

Karpal Tünel Sendromu
Kienbock hastalığı
Baş parmakta osteoartrit
Dupuytren kasılması
Kemik kistleri (eklemlerden sinovyal sıvı sızması nedeniyle)

Bu durumların hiçbiri sadece titreşim maruziyeti nedeniyle oluşmaz. Oluşma olasılıkları bakımından el-kol titreşim maruziyeti olan çalışanlarda artış olmasına rağmen, titreşim maruziyeti nedeniyle oluştuklarına dair kesin kanıtlar mevcut değildir. Ağır fiziksel çalışma gerektiren bütün işler bu durumlara neden olabilirler. Aynı işi titreşim maruziyeti olmadan yapan çalışanlara göre maruziyeti olarak yapan çalışanlarda durumların oluşma ihtimali daha fazladır.

Titreşim maruziyeti olan çalışanlar, ellerinde ve kollarında güçsüzlük ve ağrı durumlarından şikayet edebilirler. Bazı kişilerde kas yorgunluğu sakatlıklara neden olabilir. Ormanda ağaç kesen kişiler üzerinde yapılan çalışmalarda, zaman içerisinde elin tutuş gücünde bir azalmanın olduğu rapor edilmiştir.

Damarlar Üzerine (vasküler) Etkiler

Raynaud Sendromu

Bir İtalyan doktor olan Giovanni Loriga, 1911 yılında, Roma’ da mermer ve taş blokları kırmak için pnömatik çekiç kullanan taş kırıcılarının, ilk olarak 1862 yılında Maurice Raynaud tarafından tanımlanan, soğuğa veya duyusal strese karşı gösterilen vazospastik (damar çeperinin spazmodik kasılmasıyla ilgili ya da onunla belirgin durum) tepkiye benzeyen, parmaklarda beyazlama ataklarından şikayetçi olduklarını rapor etmiştir. Raynaud, durumu titreşim maruziyeti ile ilişkilendirmemiştir. Raynaud tüm ilgisini bir çok sebebi olan ve daha sonra Raynaud hastalığı olarak adlandırılan duruma vermiştir. Hastalık kadın nüfusunun %10’unu, erkek nüfusunun %5’ ini etkilemektedir ve bilinen bir sebebi yoktur.

Raynaud fenomenini tetiklemesi muhtemel olan diğer faktörler el ve kolun hasar görmesi, bazı ilaçlar ve zehirler, aşağıdaki tabloda verilen bazı tıbbi koşullar olabilir;

Bazı titreşim kaynaklı olmayan Raynaud sendromu nedenleri

Bilinmeyen Sebep Genetik Faktörler
İlaç tedavisi Beta blokör
El/kol hasarı Donma, el ve kolda vasküler ve sinir sistemini etkileyen diğer hasarlar
Hastalıklar Çocuk felci

Konektif dokuyu etkileyen hastalıklar;

·         Sklerodermi

·         Romatoid arterit

·         Sistemik lupus eritematozus

·         Arteriyoskleroz gibi atardamar hastalıkları

Toksin maruziyeti Ergot alkaloid
Vinil klorid

HAVS’ ın vasküler bileşeni Raynaud fenomenin bir şeklidir. Soğuğa maruz kalındığında sorunlu parmakların damarlarında spazm oluşur, gerekli kan akışı ciddi şekilde azalır ve etkilenmiş kısım beyaza dönüşür. Aynı zamanda elin bu kısmına ait tüm hisler kaybolur. Ataklar 30 dakika kadar sürebilir ve iyileşme ancak elin tekrar ısıtılmasıyla sağlanabilir.

Hafif durumlarda ataklar sık değildir ve sadece eller çok ciddi soğuğa maruz kaldığında görülür. Bu hafif durumlarda ataklar bir veya iki parmağın uç eklemlerini etkiler. Durum ilerlediğinde ataklar daha sıklaşır ve daha az soğuğa maruz kalındığı durumlarda da ortaya çıkar. Daha çok eklem etkilenir ve daha çok parmağa yayılır. Başparmak ve avuç içi nadiren etkilenir, fakat ekstrem durumlarda parmak uçlarına kan akışının bozulması parmak uçlarının ülserleşmesine neden olur ve sonuçta nadir de olsa kangren durumu oluşabilir.

Diğer Rahatsızlıklar

Bazı çalışmalar, VWF tanısı koyulmuş kişilerde işitme kaybının, titreşimli aleti kullanan çalışanın maruz kaldığı gürültü ve aleti kullanan kişinin yaş durumuna göre beklenen değerden daha fazla olduğuna dikkat çekmiştir. Buna neden olarak, VWF durumunun, iç kulağa giden kan damarlarının titreşimin neden olduğu refleks sempatetik (sempatik sinir sistemi ile ilgili) vazokonstriksiyonu (düz kas liflerinin kasılmasıyla bir damarın çapının azalması ya da daralması olayı) gösterilebilir.

Japonya ve Rusya’ da bulunan mesleki tıp okullarından, titreşim maruziyeti olan çalışanlarda periferal (çevrede ya da periferde bulunan ya da yerleşik olan) rahatsızlıklara ek olarak endokrin (iç salgı yapan bez ya da iç salgı beziyle ilgili) ve merkezi sinir sistemi üzerine titreşimin zararlı sağlık etkilerinin olduğu rapor edilmiştir.

Klinik olarak “titreşim hastalığı” olarak adlandırılan durum, beynin otonom (işlevsel bağımsızlığı olan) merkezlerinin disfonksiyonel (bir organ ya da yapının çalışmasındaki bozuklukla ilgili) olması ile ilgili işaret ve semptomları (örneğin, sürekli yorgunluk, baş ağrısı, sinirlilik, uyku bozuklukları, halsizlik, elektroansefalografik (beyin aktivitesiyle bağlantılı olarak beyin kabuğunda sürekli oluşan elektrik potansiyeli değişikliklerinin grafik olarak yazdırılması) abnormalite (anomali, şekil bozukluğu, malformasyon) içerir. Merkezi sinir sistemi rahatsızlıkları ile el-kol titreşim maruziyeti arasındaki bağlantı hipotezini doğrulamak için bu bulguların dikkatli bir şekilde yorumlanmasına ve dikkatli bir şekilde tasarlanmış epidemiyolojik ve klinik araştırma çalışmasına ihtiyaç vardır.

Kaynak: South T., Managing Noise and Vibration At Work, Elsevier,
ILO, Encyclopaedia of Occupational Health and Safety, Fourth Edition.

Titreşim Ölçerler

Piyasada birçok titreşim ölçer olmasına rağmen, HAVS maruziyetini ölçmekte el-kol titreşim ölçümü için tasarlanmış cihazlar kullanılabilir. Cihazlardan bazıları sadece el-kol titreşimini ölçerken bazıları da aynı zamanda tüm vücut titreşimini de ölçebilirler.

El-kol titreşim ölçer, ses düzeyi ölçere benzer, çoğunlukla da cihazlar iki işlemi de yapacak şekilde tasarlanırlar. Ses düzeyi ölçerlerde, mikrofon, ölçüm yerinin çalışanın kulağına yakın olması gerektiğinden ve iş devam ederken cihazın yerleştirilmesinin kolay olması için cihazın ön tarafına monte edilmiştir. El-kol titreşim ölçümleri, kullanılan  aletin tutamak yerinde yapılmalıdır. Titreşim ölçerin sensörü olan ivme ölçer, kısa bir kablo ile – tipik olarak 0.5 ile 1 m uzunluğunda- ölçüm cihazının durgun kısmına birleştirilmelidir. Yapılacak ölçüm gerektiriyorsa kablo daha uzun olabilir.

Titreşim ölçüldüğünde, ölçülen titreşimin darbeli veya darbesiz tip aletten geldiğinin belirtilmesi gereklidir. Darbeli aletler, raspa, pnömatik çekiç, havalı matkap, pnömatik çivi makinesi gibi tüm titreşim spektrumu içinde baskın olacak şekilde darbeli titreşim üreten aletlerdir. Darbesiz aletler, zincirli testere, pnömatik burgu makineleri, öğütücüler, freze tezgahları, motorlu yuvarlak testereler ve bunlara benzeyen aletlerdir.

El-Kol Titreşim Maruziyetinde Yasal Kontroller

Standartlar

Bir çok ülke, el-kol titreşim maruziyeti için standartlar veya kılavuzlar oluşturmuşlardır. Bunların temeli esas olarak ISO 5349 standardına dayanır. ISO 5349, frekans ağırlıklı eğriyi kullanmayı tavsiye eder. Titreşimin frekans ağırlıklı ivme değeri ah,w, uygun ağırlıklandırma filtresi kullanılarak veya dik koordinat sistemi boyunca oktav veya 1/3 oktav bantlar ile ölçülen ağırlıklandırılmış ivme değerlerinin toplamı alınarak elde edilebilir.

Titreşimin neden olduğu kötü sağlık etkileri riskini en aza indirmek amacıyla, çeşitli komiteler ve organizasyonlar tarafından titreşim maruziyeti için etkin ve eşik limit değerler sunulmuştur. ACGIH (The American Conference of Government Industrial Hygienists), ISO 5349’ da verilen frekans ağırlıklandırma prosedürüne göre ölçülen el-kol titreşimi için aşağıdaki tabloda da  verilen TLV değerlerini yayınlamıştır.

El-kol Titreşimi İçin Eşik Sınır Değerler

(ACGIH:American Conference of Government Industrial Hygienists 1992)

Toplam Günlük Maruziyet (saat) Aşılmaması gereken baskın eksende frekans ağırlıklı rms ivme
m/m2 g*
4-6 4 0,40
2-4 6 0,61
1-2 8 0,81
1 12 1,22

* g = 9.81 m/sn2

ACGIH’ a göre, sunulan TLV değerleri, “ aşağı yukarı tüm çalışanların tekrarlı olarak maruz kalabileceği, VWF için Stockholm Çalıştayı Sınıflandırmasına göre Seviye 1’ in ötesinde bir duruma sebep olmayacak” titreşim maruziyet değerleridir. Daha sonra Avrupa Birliği Komisyonu tarafından çalışanları fiziksel ajanlar nedeniyle oluşabilecek risklere karşı korumayı sağlamak için bir direktif yayınlanmıştır.

Avrupa birliği Konseyi’ nin Fiziksel Ajanlar Üzerine Komisyon Direktifi Önerisi: ek ıı a. el-kol titreşimi

Seviyeler (m/m2) A(8)* Tanımlar
Eşik 1 Çalışanların sağlık ve güvenliği üzerine kötü bir etki oluşturmayacak sürekli ve/veya tekrarlı maruziyetin altındaki maruziyet değeri
Etkim 2,5 Sorumluluğu üstlenilen eklerin uygun kısımlarında belirtilen bir veya daha fazla önlemin** alındığı değeri aşan değer
Maruziyet sınır değeri 5 Korunmasız bir kişinin kabul edilemez risklere maruz kaldığı değeri aşan değer. Bu değerin aşılması yasaktır ve direktifin*** uygulanmasıyla önlenmelidir.

* A(8) = Frekans ağırlıklı ivmenin 8 saatlik enerji eşdeğeri.
** Bilgilendirme, eğitim, teknik önlemler, sağlık denetimleri.
*** Sağlık ve güvenliğin korunması için uygun önlemler.

Direktifte titreşimin verdiği zararı değerlendirmek için kullanılan nicelik, frekans ağırlıklı ivmenin sekiz saatlik eşdeğer enerjisi cinsinden ifade edilir. Direktifte yer alan, titreşim maruziyeti ölçüm ve değerlendirme yöntemi, temel olarak İngiliz Standardı olan (BS) 6842 (BSI 1987a) standardından türetilmiştir. BS standardı maruziyet limit değerleri ile ilgili bir tavsiye vermemekle birlikte, ek kısmında el-kol titreşimi için doz-etki ilişkisi konusunda bilgi verir. Aşağıdaki tabloda, BS standardında rapor edilen, titreşim maruziyeti olan çalışanların %10’ ununda VWF durumuna neden olabilecek tahmini frekans ağırlıklı ivme büyüklükleri verilmektedir;

Maruz kalan çalışanların* %10’nunda parmak beyazlaması yapabilecek frekans ağırlıklı titreşim ivme büyüklükleri* (rms m/sn2 ) (İngiliz Standardı )

Günlük Maruziyet MARUZİYET SÜRESİ (YIL9)
(saat) 0,5 1 2 4 8 16
0,25 256,0 128,0 64,0 32,0 16,0 8,0
0,5 179,2 89,6 44,8 22,4 11,2 5,6
1 128,0 64,0 32,0 16,0 8,0 4,0
2 89,6 44,8 22,4 11,2 5,6 2,8
4 64,0 32,0 16,0 8,0 4,0 2,0
8 44,8 22,4 11,2 5,6 2,8 1,4

* Kısa süreli maruziyetlerde genlikler büyüktür ve vasküler rahatsızlıklar gelişen ilk semptom olmayabilir.

ISO 5349’ un son halindeki en büyük değişiklik, el-kol titreşim maruziyeti değerlendirmesinde kullanılan, vektör toplamı olarak da bilinen, üç eksende ölçülen titreşim büyüklüklerinin karelerinin karekökü alınarak toplanmasıdır. Bu birleştirilmiş değer, daha önce kullanılan, tek tek eksenlerde yapılan ölçümlerde elde edilen en büyük titreşim değerinden daha büyük olacaktır. Örneğin, en büyük değeri alma yaklaşımı ile 2.8m/sn2 olarak ölçülen bir titreşim değeri, her üç eksende yapılan ölçümlerle yaklaşık 4m/sn2 değerine karşı gelir.

Kaynak: ILO, Encyclopaedia of Occupational Health and Safety, Fourth Edition.

El-Kol Titreşim Dozlarının ve Limitlerinin Hesaplanması

El-kol titreşim maruziyeti sırasında ve sonrasında yapılması gereken bazı hesaplamalar vardır. Farklı hesaplamalar için;

  • Üç eksen ölçümlerinden karelerin toplamının karekökü ivmesinin hesaplanması
  • Tek bir alet kullanıldığında 8 saatlik eşdeğer seviye A(8)’ in hesaplanması
  • Birden çok alet kullanıldığında 8 saatlik eşdeğer seviye A(8)’ in hesaplanması
  • Özel bir alet kullanılmasında süre limitlerinin hesaplanması
  • Maruziyeti, maruziyet etkin ve sınır değerinin altında tutmak için bilinmeyen bir periyotta o gün başka bir alet kullanıldığında, özel bir alet üzerindeki süre limitinin hesaplanması gerekir.

İşyeri El-Kol Titreşim Maruziyet Değerlendirmesinin Planlanması

Özel bir işyerinde veya bölümde el-kol titreşim değerlendirmesine girişmeden önce, işin planlanması ve incelemede harcanacak sürenin belirlenmesi için, inceleme yapılacak yerdeki tüm bilgilerin mevcut olması gerekir. Yapılacak ölçüm sayısı, her alanda çalışanların sayısından çok, kullanılan alet ve farklı görev sayısına bağlı olacaktır. İvme ölçeri titreşim ölçere bağlayan kablo hassas olduğundan, önemli ölçümler planlandığında yedek kablo bulundurulması önemlidir.

Farklı kişiler ve farklı aletler arasında karşılaştırma yapabilmek  için, tüm ölçümler sonucu elde edilen bilgilerin kaydedilmesi kolaylık sağlar. Bazıdeğerlendirmelerde, bir iş günü boyunca farklı aletleri kullanan bir çalışan üzerinde ölçümler yapılırken daha yaygın olarak yapılan değerlendirmelerde ölçümler, bir alet veya işlem üzerinde yoğunlaşır.

Bazı aletler için yapılması gereken ölçümler zorlayıcı olabilir. Örneğin, bir taşlama makinesi aynı işlemin farklı aşamaları için veya tamamen farklı işlerde kullanılan çok sayıda çarktan ve diskten oluşur. Yine bir bahçıvan, güneşli  bir günde bir spor sahasının çimlerinin biçilmesinden yağmurlu bir günde aşırı büyümüş çimlerin biçilmesi gibi geniş bir alanda çalışabilir. Potansiyel olarak aletin tutamak kısmındaki titreşim seviyesini etkileyebilecek faktörler şunları içerebilir;

  • Aletin çeşidi (taşlama makinesi, matkap vs.)
  • Kullanılan model (gücü, büyüklüğü vs.)
  • Ekli kesme aleti (kesici çarkın şekli, kesicinin çeşidi, diş sayısı vs.)
  • Bıçağın keskinliği
  • Aletin yaşı ve bakım durumu
  • Çalışılan materyal ve çalışma koşulu (ıslak, kuru)
  • Operatörün tekniği
  • Operatörün zihinsel durumu(yorgun bir çalışan bir aleti farklı kullanabilir)
  • Çalışılan pozisyon ve açı.

Bir aletin aynı işlem için kullanılan aynı modelinde, laboratuar koşulları altında yapılan ölçümlerin sonuçlarında bile belli bir dağılım gözlenir. Ölçümleri yukarıda belirtilmiş tüm olası kombinasyonlar için yapmak çok fazla vakit ve masraf gerektirir. Her olası durum için ölçüm şansının olmadığı durumlarda, yapılması gereken ölçümlerin seçilmesidir. Günlük maruziyetin başlıca şunlarla belirlenebileceği hatırlatılmalıdır;

  1. Operatörü en büyük titreşim maruziyetine uğratan görev veya prosesler;
  2. Operatörün en uzun süre maruziyete uğradığı görev veya prosesler.

Operatörlerin çoğu, titreşimi en çok hissettiği durumları, rahatsız edecek boyuttaki maruziyetlerin hangi sıklıkta olduğunu ve en uzun süreli maruziyetleri bilir. Bu bilgiler mevcut değilse, direk işin gözlenmesiyle veya daha önce tutulmuş kayıtlardan edinilmelidir. Mevcut durumların temsili altında ölçümlerin alınmasının seçilmesi yöntemi de olasıdır.

Aynı alet ve materyallerle yapılan ölçümlerin tekrarlanması, ölçümlerin tekrarlanabilirliğinin gözlenmesi için gereklidir.

Eş zamanlı olarak üç eksende de ölçüm yapabilen bir cihazın olması halinde, tam ölçüm süresi üçte bir oranında azalır. Bazı çalışma şartlarında çok kısa süreli maruziyetlerden dolayı üç eksende ölçüm alacak kadar zaman olmayabilir.

Ölçümler sırasında ivme ölçer, kullanılan aletin tutamak kısmına veya elle kullanılan parçasına, yani titreşimin ele geçtiği noktaya mümkün olduğu kadar yakın bir noktaya monte edilmelidir. İvme ölçerin bağlanmasından dolayı ek bir güvenlik problemi olmaması ve aletin normal çalışmasını etkilememesi önemlidir. 5349’ un ikinci kısmında, ivme ölçerin nasıl monte edileceğine dair bilgiler mevcuttur. Standartta özel aletler için verilen ivme ölçer monte örneklerine bakılarak, benzer alet çeşitleri için ivme ölçerin yerleştirilebileceği en uygun pozisyona, alet normal kullanımı sırasında gözlenerek ve operatörü ile konuşularak karar verilebilir.

Tüm Vücut Titreşimi

Tüm Vücut Titreşimi Kontrolü

Tüm vücut titreşimi (WBV), vücuda birçok yolla giren ve vücuda girdiği yere yakın olmayan organları da etkileme potansiyeli olan titreşim çeşidine verilen isimdir. En önemli giriş yolları şunlardır;

  • Ayaklar
  • Kalça,
  • Sırt,
  • Başın arka tarafı.

Bir işyeri bileşkesi içinde bu tür titreşimden etkilenmiş kişi ya oturuyor ya da ayaktadır. Çalışan ayakta ise, enerji ayaklar yoluyla vücuda girecektir. Kişi oturur durumda iken, bazı durumlarda enerji, koltuk arkalığı veya sırt arkalığından vücuda girerken, esas olarak kalça ve ayaklar yoluyla vücuda geçer. Bazen gemi, uçak gibi taşıma araçlarında uzanmış halde bulunan kişiler de bu titreşimden etkilenebilirler. Bu durumda titreşimin vücuda sırttan girdiğinin kabul edilmesi normaldir.

Sağlık Etkileri

Yıllar boyunca titreşim maruziyetinin insan vücuduna etkileri konusunda çalışılmıştır. Hayvan ve insanlar üzerinde yapılan çalışmalarda, yüksek seviyelerde titreşim maruziyetinin hayati organlara zarar vererek sağlık üzerinde ciddi etkilerinin olduğu gözlenmiştir. Bu çeşit bir zarar verebilecek titreşim seviyesi büyük ölçüde rahatsızlık hissine neden olur ve insanlar, uzun aralıklarda bu seviyede titreşime maruz kalamazlar. Tüm vücut titreşimine işyeri maruziyeti, hafif rahatsızlık hissine neden olan, ancak hemen göze çarpmayan, daha çok uzun dönemli sağlık etkileri olan titreşim büyüklüklerini ve maruziyet sürelerini içerir.

Tüm vücut titreşiminin aşağıdaki durumlarda insan üzerinde etkisi vardır ;

  • Algı
  • Rahatsızlık
  • Görüş ile etkileşim
  • Fine motor task ile etkileşim
  • Omurga incinmeleri
  • Sindirim sistemi hasarları
  • Üreme sistemi hasarları.

Bu etkilerin bazıları -örneğin algı- bir sağlık sorunu olarak tanımlanamaz. Diğerleri için durum tartışmalıdır. Örneğin sindirim sistemi üzerine etkileri tam olarak kanıtlanamamıştır. Kısa süreli ve büyüklüğü yüksek olmayan tüm vücut titreşimi maruziyeti, sıkıntı vererek iş etkinliğinde düşüşe ve konsantrasyon kaybına neden olabilir.

Gürültü ele alınırken, gürültünün direk sağlık etkileri olasılığını (örneğin, işitme zararları) diğer etkilerinden ayırmak normaldir. Kanun yapıcılar çalışanların işitme sistemini korumayı kendi görevi olarak üstlenirken, diğer sağlık etkilerinden korunmayı her çalışanın memnun olduğu ve üretici bir iş gücü sağlamak için işverenin duyarlılığına ve ticari baskısına bırakmıştır. Tüm vücut titreşimi durumunda, farkında olunabilecek titreşim seviyesi genliği ile ciddi rahatsızlık verebilecek titreşim seviyesi genliği arasında çok daha az bir fark vardır.

Gürültü günlük hayatın kaçınılmaz ve sıklıkla faydalı bir parçası olarak karşımıza çıkarken titreşimin faydalı bir amaca hizmet etmesi çok nadir bir durumdur. Rahatsızlığa neden olan titreşim, özellikle eğer işverenin binasının dışından geliyorsa, farklı çevresel gürültü kaynakları ile karşılaştırılabilir. Titreşim rahatsızlığa sebep olabilir ve sonuç olarak da sağlığı etkileyebilir, fakat direk olarak fiziksel bir hasara sebep olması çok nadirdir. Titreşim ve gürültü iş hayatında olduğu kadar evde olanları veya boş vakit uğraşıları ile ilgilenenleri de etkileyebilir. Bir ofis çalışanında titreşimin istenmeyen etkileri, evde televizyon izleyen birisi ile karşılaştırılabilir. Her ikisi de titreşimden rahatsızlık duyar ve sağlıklarının bu titreşimden kötü etkilenmemesini isterler.

Tüm Vücut Titreşimine Mesleki Maruziyet

Tüm vücut titreşimine mesleki maruziyet, bazı endüstriyel proseslerde olabileceği gibi genel olarak ulaşım sektöründe de rastlanan bir durumdur. Kara, hava ve deniz ulaşımı rahatsızlık veren, hareketleri kısıtlayan veya yaralanmaya sebep olabilen titreşimler üretebilir.

Tüm vücut titreşimine maruz kalınabilecek aktiviteler şunlar olabilir: Traktör kullanımı, askeri araçlar ve benzerleri (örneğin, tank), buldozerler, greyderler, kazıcılar, kamyonlar, silindirler, orman makineleri, maden ve taş ocağı ekipmanları, forkliftler gibi arazi araçları, bazı otobüs veya tramvay kullanımı, helikopter veya kanatlı hava taşıma aracı kullanımı, beton yapım makinesi kullanımı, bazı demiryolu taşıma aracı kullanımı, motosiklet kullanımı, araba veya panelvan kullanımı, bazı spor aktiviteleri, bazı endüstriyel ekipmanlar. Büyük titreşime ve şoklara maruziyet en fazla buldozer, endüstriyel kamyon ve traktör gibi arazi araçlarının kullanımı nedeniyle meydana gelir.

Akut Etkiler

Konforsuzluk

Titreşim ivmesinin neden olduğu konforsuzluk, titreşimin frekansına, yönüne, vücut ile titreşimin temas noktasına ve maruziyet süresine bağlıdır. Oturan kişilerde dikey titreşim durumunda, herhangi bir frekansta titreşimin neden olduğu konforsuzluk, titreşimin büyüklüğü ile orantılı olarak artar: titreşimin yarıya inmesi konforsuzluğu da yarıya indirir.

Titreşim kaynaklı konforsuzluk, uygun frekans ağırlıklandırmaların kullanımıyla önceden belirtilebilir ve konforsuzluk için uygun bir skala ile tanımlanabilir. Titreşim konforsuzluğu için kullanılabilir limitler yoktur: kabul edilebilir konforsuzluk bir çevreden diğer bir çevreye göre değişir.

Binalarda kabul edilebilir titreşim büyüklükleri, titreşim algılama eşiklerine yakındır. Binalarda titreşimin insanlar üzerindeki etkilerinin titreşimin frekansına, yönüne ve süresine bağlı olmasının yanında binanın kullanım amacına da bağlı olduğu kabul edilir.

Aktivite Etkileri

Titreşim, bilgi alımını (gözlerle vs.), bilgi çıkışını (el ve ayak hareketleriyle) veya kompleks merkezi proseslerin meydana geldiği sistemi (öğrenme, hafıza, karar verme vs.) bozabilir. Tüm vücut titreşiminin en büyük etkisi, girdi (özellikle görüş) ve çıktı (özellikle el kontrolü) prosesleri üzerinedir.

Titreşimin el kontrolü ve görüş üzerine etkilerine esas olarak etkilenmiş vücut parçasının hareketi neden olur. Etkiler, el veya göze aktarılan titreşimi azaltarak veya işi daha az rahatsızlık verecek şekilde ayarlayarak indirgenebilir. Titreşimin görüş ve el kontrolü üzerine etkileri, işin yeniden dizayn edilmesi ile daha çok azaltılabilir.

Algı ile ilgili basit görevler titreşimden etkilenmiyor gibi görünmektedir. Bu aynı zamanda algı ile ilgili bazı kompleks görevler için de geçerli olabilir. Deneysel çalışmalarda, titreşimin algı üzerine önemli ve gerçek bir etkisinin olmadığı gözlenmiştir. Titreşimin yorgunluk hissine neden olduğuna dair çok kanıt yoktur.

Sinir ve Kas Üzerine (nöromüsküler) Etkiler

Aktif doğal hareket sırasında motor kontrol mekanizması, kaslar, tendonlar ve eklemlerdeki sensörler ile devamlı ayarlanan bir geri-besleme kontrol mekanizması olarak çalışır. Tüm vücut titreşimi, insan vücudunda hareket yeteneğinin neden olduğu titreşimden çok farklı pasif yapay bir harekete neden olur. Tüm vücut titreşimi sırasında kayıp geribesleme kontrolü, nöromüsküler sistemin normal fizyolojik fonksiyonundan çok farklı haldedir. Tüm vücut titreşimi ile ilgili daha geniş frekans aralığı (0.5-100 Hz), normal hareket aralığı (2-8 Hz isteğe bağlı hareketler) ile karşılaştırıldığında görülen farklılık, nöromüsküler kontrol mekanizmasının çok yüksek ve çok düşük frekanslarda nasıl reaksiyon gösterdiğini izah edebilir.

Tüm vücut titreşimi ve geçici ivme, oturan bir kişinin yüzeysel sırt kaslarında, EMG (elektromiyogram-kas kasılmalarına bağlı elektrik akımlarının grafik olarak yazdırılmasıyla elde edilen eğri) üzerinde görülebilecek bir aktivite dalgası yaratır. Bu aktivite, refleks benzeri bir hareket olarak algılanabilir. Titreşen kişi eğik pozisyonda gevşemiş halde oturursa, bu durum tamamen yok olur. Kas hareketinin zamanlaması, ivmenin frekansına ve büyüklüğüne bağlıdır.

Elektromiyogram bilgileri, omurganın 6.5-8 Hz aralığında ve ani yukarı yer değiştirmenin başlangıç fazı boyunca, azalan müsküler stabilizasyon nedeniyle omurga yükünde artış meydana gelebileceğini söyler. Tüm vücut titreşiminden kaynaklanan zayıf EMG aktivitesine rağmen, titreşim maruziyeti boyunca sırt kası yorgunluğu, normal oturma pozisyonunda tüm vücut titreşim maruziyeti olmadan gözlenen değeri aşabilir.

Solunum, Endokrin Sistemi ve Metabolik Değişiklikler

Titreşim maruziyeti sırasında meydana gelen değişiklikler, tolerans sınırı civarında normal fiziksel faaliyetler durumu (kalp hızındaki, kan basıncındaki ve oksijen alımındaki artışlar) ile karşılaştırılmıştır. Havalandırmanın artırılmasıyla kısmen solunum sistemindeki havada osilasyonlar meydana gelir. Solunum sistemi ve metabolik değişiklikler aynı olmayabilir. Ayrıca adrenokortikotropik hormonlar (ACTH) ve kateşolaminlerde değişikliklerle ilgili farklı ve çelişkili bulgular da rapor edilmiştir.

Duyu ve Merkezi Sinir Üzerine Etkiler

Vestibular fonksiyonlardaki değişiklikler, çok düşük frekans veya tüm vücudun rezonans frekansı civarında maruziyetlerde önem kazanmış görünür. Vestibular, görsel ve propriyoseptif ( kas, tendon, kemik ve eklem gibi dokulardan gelen uyarıları alan ya da bunlara duyarlı olan) sistemler arasında sensörel bir yanlış eşleştirmenin bazı yapay hareket çevrelerine karşı fiziksel cevabın altında yatan önemli bir mekanizma olduğu düşünülür.

Gürültü ve tüm vücut titreşimine aynı anda maruziyetin etkilerinin incelendiği kısa vadeli ve uzun süreli çalışmalarda, titreşimin işitme üzerine önemsiz bir sinerjik etkisinin olduğu gözlenmiştir.

Bel Kemiği ile İlgili Sağlık Riski

Epidemiyolojik çalışmalar, uzun yıllar boyunca yüksek tüm vücut titreşim maruziyeti olan kişilerde (traktör üzerinde çalışanlar, hafriyat makinelerinde çalışanlar vs.) omurga ile ilgili yüksek bir sağlık riskinin olduğuna dikkat çekmişlerdir. Çalışmalardan elde edilen sonuçlara göre, uzun yıllar tüm vücut titreşim maruziyeti omurgayı kötü etkileyebilmekte ve bel ağrısı riskini artırabilmektedir.

Bel ağrısı, bozulmuş omur ve disk sonucu olabilir. Omurganın lumbar kısmı en çok etkilenen kısımdır ve daha sonra thorasik kısım gelir. Servikal kısımdaki sorunlarda kesin bir kanıt olmasa da, titreşimden daha çok sabit uygun olmayan bir duruşun neden olduğu rapor edilmiştir. Sırt kasları üzerine çok az sayıda çalışma yapılmış ve kas yetersizliği gözlenmiştir. Bazı raporlarda, önemli ölçüde lumbar disklerde çıkık tehlikesine dikkat çekilmiştir. Yine yapılan bazı çalışmalarda, karşılaştırılabilir referans çalışanlar arasında sürücülerde ve helikopter pilotlarında daha fazla bel ağrısı saptanmıştır.

Buradan, profesyonel araç sürücüleri ve helikopter pilotlarının bel ağrısı ve sırt rahatsızlıkları için önemli bir risk faktörü taşıdıkları sonucuna varılmıştır. İntervertebral disk hastalıklarından dolayı emeklilik ve uzun süreli hastalık izni durumları söz konusu olduğunda, vinç operatörleri ve traktör kullanıcıları arasında bir artış da gözlenmiştir.

Epidemiyolojik çalışmalarda, maruziyet durumları üzerine eksik veya kayıp bilgilerden dolayı, maruziyet-etki ilişkisi tam olarak elde edilememiştir. Mevcut bilgi, iskelet hastalıklarını güvenli bir şekilde önleyecek, ters etki vermeyecek sınır değerini vermemektedir. ISO 2631 içinde yer alan maruziyet limitinin altında veya yakınında değerler risksiz değildir. Seçim prosesleri çalışmaların çoğunda belirlemeyi güçleştirse de, bazı tetkik sonuçları artan maruziyet süresiyle sağlık riskinin de arttığına dikkat çekmektedir. Yine de, bir doz-etki bağıntısı epidemiyolojik çalışmalarda saptanamamıştır.

Tüm vücut titreşiminin omurgaya etkisinde cinsiyetin etkisinin olup olmadığına dair net bir bilgi yoktur. Omurganın dejeneratif bozulmalarının mesleki bir hastalık olarak kabulü tartışmalıdır. Omurga hastalığının tüm vücut titreşimine maruziyetten kaynaklandığını belirleyecek tanı teknikleri bilinmemektedir.

Titreşim maruziyeti olmayan kişilerde dejeneratif omurga hastalıklarının yaygın olması, tüm vücut titreşimine maruz kalan kişilerde bu hastalığın maruziyetten kaynaklandığı kabulünü engellemektedir. Titreşimin neden olduğu zorlanmayı değiştirebilecek kişisel risk faktörleri bilinmemektedir. Mesleki hastalık olarak kabulün ilk şartı tüm vücut titreşiminin minimum yoğunluk ve/veya minimum maruziyet süresinin kullanımında kişisel hassasiyetteki değişiklerin hesaba katılmamasıdır.

Diğer Sağlık Riskleri

Epidemiyolojik çalışmalar, tüm vücut titreşiminin diğer sağlık sorunlarına katkıda bulunan bir faktör olduğunu göstermiştir. Gürültü, yüksek zihinsel yorgunluk ve vardiyalı iş, sağlık sorunlarına neden olduğu bilinen önemli bazı örneklerdir. Başka vücut sistemlerindeki hastalıklara yönelik araştırmalar, tüm vücut titreşim büyüklüğü bakımından patolojinin (hastalıkların nedenini, doku ve organlarda oluşturduğu yapısal değişiklikleri makroskopik ve mikroskopik olarak inceleyen bilim dalı) yaygınlığı konusunda ortaya çelişkili sonuçlar koymuştur (örneğin, daha düşük yoğunlukta daha yüksek kötü etkilerin olması).

Beton yapmakta kullanılan titreşimli sıkıştırma makinelerini kullanıp ayakta çalışarak ISO 2631’ de verilen 40 Hz üzerindeki frekanslarda maruziyet limitlerinde tüm vücut titreşimine maruz kalan çalışanlarda, merkezi sinir sisteminde, müsküloskeletal (hem kas dokusu hem de iskelet sistemi ile ilgili) sistemde ve dolaşım sisteminde semptomların karakteristik bir kompleksi ve patolojik değişiklikler gözlenmiştir. Bu kompleks “titreşim hastalığı” olarak adlandırılmıştır.

Çoğu uzman tarafından kabul edilmese de, aynı terim, kendini başlangıçta özel fonksiyonel karakteri olmayan periferal (çevrede ya da periferde bulunan ya da yerleşik olan) ve serebral (beyinle ilgili) vegeto-vasküler hastalık olarak gösteren, uzun zaman düşük frekanslı tüm vücut titreşimine maruziyetten kaynaklandığı söylenen belirsiz bir klinik resmi tanımlamak için de kullanılmıştır. Mevcut bilgilere dayanarak, “farklı fizyolojik sistemler birbirlerinden bağımsız olarak tepki gösterirler ve tüm vücut titreşimine maruziyeti gösterecek semptomları yoktur” sonucuna varılabilir.

Dolaşım ve Sindirim Sistemleri

Tüm vücut titreşimine maruz kalan çalışanlarda en fazla dört ana grupta toplanabilecek dolaşım rahatsızlıkları gözlenmiştir:

  1. Periferal bozukluklar, Raynaud sendromu gibi tüm vücut titreşiminin uygulama alanı yakınında (örneğin, ayakta çalışanlar için ayaklar veya düşük bir olasılıkla sürücüler için eller)
  2. Bacaklarda varisler, hemeroidler
  3. Kalp hastalığı ve hipertansiyon
  4. Nörovasküler değişiklikler.

Bu dolaşım rahatsızlıklarının marazi olması her zaman titreşim maruziyetinin büyüklüğü ve süresi ile ilişkili değildir. Yüksek oranda sindirim sistemi bozuklukları gözlenmesine rağmen, hemen hemen tüm otoritelerin ortak fikri, tüm vücut titreşim maruziyetinin tek ve en önemli sebep olmadığıdır.

Dişi Üreme Organları, Hamilelik ve Erkek Ürogenital Sistemi

Artan düşük riski, menstrüal bozukluklar ve rahim içerisinde bebeğin pozisyonunda anomali gibi durumların uzun süreli tüm vücut titreşim maruziyeti ile ilgisinin olabileceği düşünülmüştür (Seidel ve Heide 1986). Kişisel hassasiyet ve geçici değişiklikler muhtemelen bu biyolojik etkilerin ön belirleyicisidirler. Hayvanlar üzerinde yapılan bazı çalışmalarda tüm vücut titreşiminin fetusu etkileyebildiği görülmüş olsa da mevcut literatürde, tüm vücut titreşiminin insan fetusu üzerinde zararlı bir etkisinin olduğu rapor edilmemiştir.

Kaynak: ILO, Encyclopaedia of Occupational Health and Safety, Fourth Edition.
South T., Managing Noise and Vibration At Work, Elsevier, 

Tüm Vücut Titreşimi Maruziyeti Ölçümü ve Değerlendirmesi

Fiziksel Ajanlar Direktifi (Titreşim)’ nin altında, tüm vücut titreşimi maruziyet ihtimali olacak şekilde çalışanlar için bir risk değerlendirmesi yapılması, işverenin bir görevi olarak yer almaktadır. Bunun için ilk adım, hangi çalışanların maruziyetinin olduğunun belirlenmesidir. Bu çalışanlar şunları içerebilir;

  • Görevi, uzun süreli periyotlarda araç kullanımını gerektiren çalışanlar
  • Görevi, arazide araç kullanımını gerektiren çalışanlar
  • Önemli ölçüde tüm vücut titreşimi olan yerlerde sabit işte çalışanlar

Etkilenen çalışanlar belirlendikten sonra, ölçüm yapmanın gerekli olup olmadığına karar verilmelidir. Gürültü veya el-kol titreşim maruziyeti değerlendirmesinde ölçüm her zaman gereklidir. Tüm vücut titreşimine maruziyet durumlarının çoğu halka açık yollarda kara yolları araç kullanımı veya daha değişik araçların kullanımı dahil olmak üzere kontrollü koşullarda meydana gelir.

Değerlendirme için ilk adım, kullanılan özel araç üzerinde tüm vücut titreşim maruziyeti verilerini toplamaktır. Mevcut bilgiler mümkün olduğunca kullanılan aracın aynı modeline ait olmalıdır. Bu mümkün değilse, test ölçümleri yapılmalıdır.

Koltuk aracılığıyla vücuda giren titreşimi ölçmek için kullanılan ivme ölçerler, yandaki resimde de görülen, koltukla oturan kişinin kalçasının altına koyulan kauçuk bir diskin içinde yer alır. Disk, karşılıklı olarak dik üç ivme ölçer içerir ve teknik olarak üçlü eksenli koltuk ivme ölçeri adını alır. Üç eksende aynı anda ölçüm yapmak her zaman gerekmese de cihaz içinde yer alabilir. Ölçüm için gereken süre el-kol titreşim ölçümü için gereken süreden daha fazladır ve üç eksende ölçüm alabilmek biraz daha zordur.

İvme ölçer ile zemin arasında mümkün olduğunca sıkı bir bağlantı sağlamak önemlidir. Bunu sağlamak halı kaplı veya esnek bir zeminde oldukça zordur. Zemine ivme ölçer monte ederken dikkat edilmesi gereken bir nokta da ivme ölçere zarar verilmemesi gerektiğidir. Bazen değerlendirmeyi yapan kişi, ölçümleri kontrol etmek ve süreci izlemek için ölçüm yapılan kişinin yanına oturabilir. Daha sıklıkla, cihazın bir yere bağlanması ve daha sonra uzaktan veya ayarlanarak ölçüm alması, veri saklama işlemlerinin otomatik olarak devam etmesi gerekebilir.

Kaynak: Mechanical Vibration and Shock, Evaluation of Human Exposure to Whole Body Vibration, ISO 2631-1

Ölçüm Sonuçları

Diğer işyeri ölçümlerinde olduğu gibi ölçümlerin, kişinin günlük maruziyetinin en iyi şekilde hesaplanmasını sağlayacak kadar uzun olması gerekir. Normal ve istisna çalışma durumları hakkında gerekli bilgi, ölçüm yapılan kişiyle ve bölüm sorumlusuyla konuşarak ve direk gözlemlerle elde edilmelidir.

Tüm vücut titreşim maruziyeti çoğunlukla normal yollarda veya arazide araç kullanımında meydana gelir. Burada sonuçların tekrar edilebilirliği vardır. Bir çok faktör operatörün maruz kaldığı titreşim seviyesini etkileyebilir. Pratikte, bazı değişkenler diğerlerinden daha önemlidir. Örneğin, makinenin dizaynı, üzerinde kullanıldığı araziden daha önemlidir. Ölçümler genellikle normal iş günü süresinden çok daha kısa sürede olmaktadır. Ölçüm cihazlarının hassas ve pahalı olması, ölçüm yapılan aracın içindeki ve etrafındaki koşulların elverişsiz olması ölçüm süresinin kısa tutulmasının nedenleri olabilir.

Koltuk titreşim ölçümlerinde, bazı dağıtım işlerinde olduğu gibi sürücü sıklıkla koltuğa inip biniyorsa sonuçlar yüksek çıkabilir. Bu durumda ivme ölçer, zaman ortalamalı sonucu büyük ölçüde artıracak bir bozukluk ölçecektir, fakat bu sürücünün kendi hareketinden kaynaklandığından sürücüye iletilen titreşimin arttığı anlamına gelmez. Böyle bir problem gözlendiğinde zamanlama ve ölçüm kontrollerinin daha dikkatli yapılması gerekir.

Ölçüm zinciri, ölçüm sırasında maruz kalınan en yüksek şok seviyesini ele alabilecek şekilde olmalıdır. Bazı durumlarda bu, uzun-zamanlı ortalamadan çok daha büyük olabilir (başka bir deyişle, titreşim sinyali yüksek bir tepe faktörüne sahiptir) ve bu, ölçümün başında belli olmayabilir. Bazı cihazların otomatik-aralıklı kapasiteye sahip olduklarının söylenmesine rağmen, normal olarak ölçüm aralığını bir ölçümün başında – muhtemelen araç hareket etmeden önce- belirleyeceğinden bu cihazların kullanılması çok uygun değildir. Bir ölçüm sırasındaki aralık değişimleri önceki ölçüm bilgisini kaybettirerek o andaki ölçümü baştaki hale getirir. Aşırı yüklenme probleminden kaçınmak için ya bir seri kısa ölçüm alınır ya da en azından doğru ölçüm aralığını belirlemek için kısa bir deneme ölçümü ile başlanır.

Farklı Meslek Alanlarında Titreşim Nedenli Zararların Ortaya Çıkması İçin Gerekli Ortalama Yıl (Latens)

Meslek Alanı Beyaz parmak seviyesi Yıl (Latens)
Dökümhane çalışanı Karıncalanma 1,8
Hissizlik 2,2
Beyazlaşma 2,0
Tersane çalışanı Karıncalanma 9,1
Hissizlik 12,0
Beyazlaşma 16,8
Zincirli testere operatörü Hissizlik 4,2
Taşlayıcı Beyazlaşma 13,7

Tablodan anlaşılacağı gibi titreşimin etkisini çalışanın fark etmesi için uzun yılların geçmesi gerekmektedir. Ancak titreşimin neden olacağı sağlık sorunlarını alınacak önlemler, verilecek eğitimler ve bilinçlendirme çalışmaları ile ortaya çıkmadan önlemek daha insani, ekonomik ve çalışma verimini artırıcıdır.

El-Kol Titreşim Maruziyetini Azaltmak İçin Kullanılabilecek Yöntemler

HAVS, geniş bir ivme seviyesi aralığında el ve kollara titreşim enerjisi ileten titreşimli alet kullanan çalışanlarda gözlenmektedir. Titreşimli alet tarafından üretilen titreşim seviyesi kullanılan alet çeşidi ve ağırlığı, çalışma hızı, kullanılan aletin ergonomisi, çevresel koşullar, kullanılan anti-titreşim malzemeleri gibi bir çok faktörden etkilenir. Bu nedenle, NIOSH, her tip titreşimli aletten el-kol sistemine aktarılan titreşim maruziyetinin neden olduğu HAVS durumunun ilerleme riskini ortadan kaldırmak için belirli bir sayısal limit veremez. NIOSH’ un verdiği tavsiyeler, titreşim maruziyetinin mümkün en az ivme seviyesinde ve maruziyet süresinde olmasını sağlamak içindir.

Epidemiyolojik ve klinik kanıtlar, ivme maruziyet dozu ile (ivme seviyesi ve maruz kalınan yıl sayısı) HAVS başlangıcı ve ciddiyeti arasında lineer bir ilişkinin olduğunu desteklemektedir. Titreşimli alet tarafından üretilen titreşim seviyesi hakkında veriler, HAVS durumunu mümkün en erken safhada tespit etmek ve önlemek için alet ve çalışma şekli tasarlanmasında gereklidir.

Etkili bir kontrol prosedürü, çalışanların maruz kaldığı tehlikenin derecesine ilişkin objektif verileri gerektirir. Titreşimli alet kullanımı durumunda ihtiyaç duyulan veriler, üçlü koordinat sisteminde ölçülen m/sn2 biriminden titreşim ivme değeri ve kullanılan titreşimli aletin bir iş günü içinde tam olarak ne kadar süre ile kullanıldığıdır.

El-kol titreşiminin ölçülebilen bileşenleri, ivme, frekans ve maruziyet süresidir. Titreşimle ilgili ivme ve frekans ölçüm ve analizleri eğitimli kişiler tarafından yapılmalıdır. Her alet için titreşimle ilgili karakteristikler olan ivme ve frekans spektrumu ölçümleri, alet ilk kullanıldığı anda başlamalı ve düzenli aralıklarla tekrarlanmalıdır. Titreşim ölçümleri, alet tam güç çalışırken gerçek koşullarda veya gerçek koşullara en yakın simüle edilmiş durumda yapılmalıdır. Ortalama günlük titreşim maruziyet değerini hesaplamakta kullanılan günlük titreşim maruziyet süresi, bir iş günü içinde gerçek çalışma şartları altında belirlenmelidir.

Titreşim Kontrolü

Mühendislik ve çalışma pratiği kontrolleri, el-kol titreşim maruziyetini mümkün olan en düşük seviyeye düşürmek için kullanılabilir. Bu kontroller, anti-titreşim kıyafet, eldiven ve ekipman kullanılması, çalışanların titreşimli aletleri uygun şekilde kullanmalarını sağlamak amacıyla verilen eğitim programları gibi diğer kontrol yöntemleriyle de desteklenebilir.

Mühendislik Kontrolleri

  • Titreşim ivme seviyesi, titreşimli alet tarafından üretilen titreşim enerjisi ideal çalışma şekli ve/veya alet kullanımı ile ilgili prosesi değiştirerek mümkün olan en düşük seviyeye indirilip kontrol edilmelidir.
  • Aletin güç ve ağırlığı, titreşimi en düşük seviyede tutmak için işin izin verdiği ölçüde en iyi duruma getirilmelidir.
  • Alet üreticisi, simüle edilmiş çalışma şartlarında, standart test prosedürleri ile, ürettiği alet için titreşim ivme seviyesi ve frekans karakteristiklerini belirleyip bu bilgileri sunmalıdır.
  • Titreşim maruziyetini yok etmeye veya azaltmaya yönelik temel mühendislik yaklaşımları kaynağında azaltma, geçirimin azaltılması ve proses değişimi yapılmasıdır.
    • Kaynağında Azaltma:
      İvme seviyesi, kullanılan titreşimli aletin hızı artırıldıkça artar (örneğin, 2/3 güçle çalıştırılan bir zincirli testerenin üreteceği ivme seviyesi tam güçle çalışan bir zincirli testerenin üreteceği ivme seviyesinden azdır). İşin yapılabilmesini sağlayarak azaltılmış bir hızda çalışabilen bir alet kullanımı daha faydalıdır. Aletin ağırlığı ve kullanımı için gereken güç arasındaki ilişki de üretilen titreşim büyüklüğünü etkiler. Aynı işi yapabilen birden fazla alet varsa, kullanım için en düşük ivme seviyesini üreten alet seçilmelidir. Titreşimli aletin bakımının iyi yapılması çalışma sırasında üretilen titreşim seviyesini etkiler. Alet bakımlarının en iyi şekilde yapılabilmesi için kullanıcılarının bakım prosedürleri ve bakım yapılmasının önemi konularında iyi bir şekilde eğitilmeleri gerekir. Bakım çizelgelerinin oluşturulması bakım işlerinin düzenli bir şekilde yapılabilmesi için faydalı olacaktır.
    • Geçirimin Azaltılması:
      Titreşimli alet tarafından üretilen titreşim enerjisi kullanıcının el veya kollarına zararlı sağlık etkileri oluşturmak üzere iletilir. Aletten ellere iletilen titreşimi azaltan herhangi bir yöntem, HAVS durumunun oluşmasına engel olacaktır. Titreşimli aletlerin tutamak kısımlarında veya eldivenlerin parmak ve avuç kısımlarında bir çok çeşit enerji sönümleyici malzeme kullanılmaktadır. Bazı malzemeler düşük frekanslarda titreşim geçirimini azaltırken bazı malzemeler azaltımı daha yüksek frekanslarda yaparlar. Eldivenlerde kullanılan sönümleyici malzemeler yüksek frekanslarda daha etkilidir. Tutamak kısımlarında, eldivenlerin parmak ve avuç kısımlarında kullanılan sönümleyici malzemeler, çalışma sırasında aleti kontrol etme yeteneğini azaltabilir. Bu durum üretimin azalmasına veya kaza riskinin artmasına neden olabilir. Sarsıntıya, kimyasallara ve sıcaklığa karşı kullanılan pamuklu veya deri eldivenlerin titreşim için bir koruma sağlamadığı hatta titreşim geçirimini artırdığı rapor edilmiştir.
    • Proses Değişikliği:
      Tüm endüstriyel prosesin bazı kısımlarında değişiklik yapıldığında titreşimli alet kullanımına olan ihtiyacı azaltıp azaltmayacağının ergonomik bir analizinin yapılması tavsiye edilen bir durumdur. Örneğin, bir dökümhanede farklı bir döküm prosesinin kullanılması taşlama makinesi veya motorlu keskilere olan ihtiyacı azaltabilir veya ortadan kaldırabilir. Otomasyon ve robot kullanımı sayesinde de titreşimli alet kullanan çalışan sayısı azaltılabilir. Ağaç büyüklüğü ve arazi uygun olduğunda otomatik ağaç kesme makineleri zincirli testere kullanımına olan ihtiyacı azaltabilir.
      Proses hiçbir yöntemle önüne geçilemeyecek şekilde uç noktada bir titreşim kuvveti üretiyorsa bu durumda en makul çözüm, prosesten vazgeçmek olacaktır.

Titreşimle Çalışma Yöntemleri

Olası tüm mühendislik kontrollerine ek olarak, çalışma, titreşim maruziyetini en aza indirecek şekilde değiştirilmelidir. Çalışma değişikliği yaklaşımı şu prosedürleri kapsamalıdır;

  • Bir iş günü boyunca bir çalışanın titreşimli alet ile çalıştığı saati azaltmak
  • Hafta içinde titreşimli alet kullanılan gün sayısını azaltmak
  • İşi, titreşimli ve titreşimsiz aletlerin dönüşümlü olarak kullanılmasını sağlayacak şekilde düzenlemek
  • Aletlerin keskinleştirilmesi, yağlanması ve motor ayarlarının yapılması gibi gerekli bakım işlerinin planlanması
  • İşi en iyi şekilde ve en az titreşim maruziyeti verecek halde yapacak aletlerin seçilmesi
  • Titreşim stresini en aza indirmek için çalışma şeklinin ve iş yerinin ergonomik prensipleri içerecek şekilde dizayn edilmesi
  • Aletin tutamak kısmına uygulanan tutma kuvvetinin güvenlik ve performansa uygun olarak azaltılması
  • Parça başına ücret ve teşvik primi uygulamalarının sınırlandırılması

Titreşimli alet kullanımının patofizyolojik (patolojik değişikliklerin normal fizyolojik mekanizmalar üzerine etkisini inceleyen fizyoloji dalı) etkileri titreşim yoğunluğu ve maruziyet süresi ile bağlantılı olduğundan günlük, haftalık ve yıllık toplam maruziyet çizelgesi hazırlanması çalışanlarda HAVS durumunun ilerlemesini önlemek için önemli bir faktördür.

Kaynak: Donati P., Evaluation of Occupational Exposures to Hand-Transmitted Vibration:  Frequency Weighted and Exposure
South T., Managing Noise and Vibration At Work, Elsevier

Kişisel Koruyucu Donanımlar

Koruyucu kıyafet ve ekipman, el-kol sistemine aktarılan enerjinin azaltılma olanağının bulunduğu durumlarda kullanılmalıdır. Kıyafet ve ekipmanla çalışanların korunmasında bazı yaklaşımlar şu şekilde sıralanabilir ;

  • Eldivenlerin parmak ve avuç kısımlarının titreşim sönümleyici malzemelerle desteklenmesi
  • Aletin tutamak kısmının veya alet ile çalışanın temas halinde olduğu yerin titreşim sönümleyici malzemelerle desteklenmesi
  • Anti-titreşim zincir testerelerde kullanılan izolatörler gibi, titreşimli aletlerde antititreşim izolatörlerinin veya sönüm tekniklerinin kullanılması
  • Vücut iç sıcaklığını korumak ve soğuğun neden olduğu periferal vazokonstriksiyon (düz kas liflerinin kasılmasıyla bir damarın çapının azalması ya da daralması olayı) durumunu önlemek için soğuktan koruyucu uygun kıyafetlerin giyilmesi
  • Sağlanan anti-titreşim ekipmanı, kıyafeti ve el donanımının ergonomik olarak uygun olmasının sağlanması (örneğin, eldivenlerin ele tam oturması, hareket rahatlığı sağlaması, aletin kontrolü için gerekli tutma kuvvetine engel olmaması gibi)

Titreşimin etkilerine karşı iki çeşit koruyucu kıyafet ve donanım kullanılabilir. Bunlardan biri, titreşim enerjisinin ellere geçişini azaltır, diğeri ise soğuğa ve travmaya karşı koruma sağlar.

Titreşimli alet kullanıcısını korumak için eldivenlerde bir çok çeşit titreşim sönümleyici malzeme kullanılmaktadır. Bu malzemeler enerji azaltımı için yeterli ise kabul edilebilir. Titreşimli alet kullanımını içeren bir çok görevde, soğuğa ve travmaya karşı koruma sağlamak için bazı eldiven tipleri kullanılmaktadır. Enerji sönümleyici malzeme konusunda karşılaşılan en büyük problemlerden birisi alet kullanımının güvenli ve etkin bir şekilde yapılmasına engel olmayacak incelikte sönümleyici malzeme bulmak, diğeri ise titreşim frekans spektrumunda HAVS durumuna neden olan bölgeye karşı koruma sağlayacak uygun malzemenin bulunmasıdır. Farklı çeşit malzemeler bulunsa da, tüm amaçları karşılayacak malzemenin bulunması her zaman mümkün değildir.

Akut beyaz parmak, özellikle HAVS’ ın erken aşamaları sıklıkla ellerin veya vücudun soğuk maruziyeti ile tetiklenir. Vücudun ve ellerin uygun kıyafet ve eldivenlerle termal olarak korunmasıyla, atakların sıklığını azaltılabilir. Soğuk havalarda ellerin ve vücudun soğuğa karşı korunması bir çok faktör tarafından etkilenen kompleks bir problemdir

  • Hava sıcaklığı
  • Rüzgâr hızı
  • Yağmur veya karın oluşu
  • Güneş ışığı veya diğer radyant ısı kaynağı
  • Kıyafet ve eldivenin su geçirimi
  • Kıyafet ve eldivenin buhar geçirimi
  • Kıyafet ve eldivenin hava geçirimi
  • Kıyafet ve eldivenin izolasyon değeri
  • Metabolik ısı üretimi
  • Maruziyet süresi
  • Kıyafet uygunluğu

Kıyafet, negatif bir vücut ısı dengesi sağlamaya yeterli değilse, dolaşım sistemi özellikle el ve ayak parmaklarında periferal (çevrede ya da periferde bulunan ya da yerleşik olan) vazokonstriksiyon (düz kas liflerinin kasılmasıyla bir damarın çapının azalması ya da daralması olayı) ile bu duruma karşılık verir. Bu nedenle soğuk hava maruziyeti, özellikle HAVS hassasiyeti olan kişilerde beyaz parmak ataklarını hızlandırır.

Kıyafet ve eldivenlerin izolasyon değerlerine ek olarak, soğuk hava çalışmalarında aşağıdaki faktörler de göz önüne alınmalıdır;

  • Kar veya yağmurun olması durumunda, su geçirmeyen dışarı kıyafeti kullanılmalıdır
  • Eldivenler kuru tutulmalıdır. Eldivenler ıslandığında, yeni bir eldiven alınabilmeli ve ıslak olan eldivenler tekrar kullanılmadan önce kurutulmalıdır
  • Soğuk koşullarda (0 oC veya 32o F’ ın altında) rüzgar hızı 0,8 km/s değerinin üzerinde ise, eller ve vücut için hava geçirmez kıyafetler sağlanmalıdır. Vücut yüzeyine doğru olan hava akışını azaltacak rüzgâr bariyerlerinin kullanılması, ısı kaybı  oranını etkileyecektir
  • Hava sıcaklığı donma noktasının üzerinde olsa bile vücudun ılık tutulması için araların verilmesi gereklidir. Parmaklarda kan akışının kısa süreli soğuk maruziyetine bile hassas olup bu duruma akut vazokonstriksiyon ve azalmış kan akışı ile karşılık vermesinden dolayı, titreşimli alet kullanımı sırasında parmakları korumak için etkin olduklarının kontrolünün yapılması gereklidir. Vücut cilt sıcaklığı normal olsa ve tüm vücut termal denge içinde bulunsa bile ellerin soğuğa maruz kalması vazokonstriksiyona neden olabilir.
  • Batarya ile çalışan elektrikli ısıtıcısı bulunan eldivenler bazı durumlarda parmaklarda soğuğun neden olduğu vazokonstriksiyon etkiye karşı uygun bir çözüm sağlarlar.

Kaynak: Kroemer K.H.E., Grandjean E., Fitting to Task to The Human, Fifth Edition, Taylor&Francis

Çalışan Eğitimi

İşveren, titreşimli alet kullanan her çalışan için, titreşimin sağlık ve güvenlik etkileri, titreşimin zararlarını en aza indirecek çalışma yöntemleri konularında en yeni bilgileri de içerecek şekilde sürekli bir eğitim programı sağlamalıdır. Eğitim programı uzman kişiler tarafından yürütülmelidir. Program, her çalışanın sağlık ve güvenlik risklerini, değerlendirme ve kontrol metotlarını tam olarak anlamalarını sağlayacak şekilde yeterli yazılı ve sözlü bilgiyi içermelidir.

Eğitim programı en azından aşağıdaki başlıkları içermelidir;

  • Titreşim maruziyetin kaynağı
  • Titreşim büyüklüğünü ters yönde etkileyen faktörler
  • Titreşimin el-kol bölgesine iletilme yolları
  • Titreşim maruziyetinin sağlık ve güvenlik üzerine kötü etkileri
  • HAVS’ ın erken işaret ve semptomları
  • Bütün işaret ve semptomların rapor edilmesi
  • HAVS’ ın önlenmesinde ve kontrolünde tıbbi gözetimin rolü
  • Sürekli titreşimli alet kullanımının olası sağlık etkileri
  • HAVS’ ın ilerlemesi ve önceki durumuna dönme özelliği
  • Titreşimin neden olduğu sağlık sorunlarını artıran diğer faktörler
  • HAVS’ ın önlenmesi
  • Titreşime karşı koruyucu kıyafetlerin bulundurulması ve kullanılması
  • Titreşimi kaynağında azaltmak için kullanılan anti-titreşim önlemleri
  • Tutuş kuvveti, alet/iş parçası yüzeyine uygulanan basınç, aletin tutuş yöntemi, vücut duruşu, vb. durumlar dahil olmak üzere kullanılan titreşimli aletin ergonomik özellikleri
  • Titreşimli aletlerin bakımlarının iyi yapılmasının etkisi
  • Kullanılan titreşimli aletin herhangi bir anormal çalışma durumunun amire bildirilmesi
  • Ellerinin ve vücudun sıcak ve kuru tutulmasının etkisi
  • Sigara ve bazı ilaçların kullanımının HAVS olasılığını artırabileceği
  • Titreşim maruziyetinin sağlık ve güvenlik etkilerini en aza indirmek için çalışma pratiği prosedürleri

Titreşimin neden olabileceği potansiyel problemlere karşı çalışanların farkındalıklarının sürekli olmasını sağlamak amacıyla her yeni çalışan ve tekrarlı aralıklarla her çalışan için eğitim sağlanmalıdır. HAVS’ ın en erken işaret ve semptomlarını ilk fark eden kişi çalışanın kendisi olacağından eğitimli bir çalışanın ilerlemenin önüne geçilmesi ve eski hale tam olarak dönülebilmesindeki önemi büyük olacaktır.

Titreşim Ölçümleri Tablosu için diğer sayfaya geçiniz.

Yazının tüm hakları www.nedenisguvenligi.com‘a ve yazarlara aittir. Telif hakları kanunu gereğince kopyalanamaz ve/veya farklı bir yerde kullanılamaz. Ancak alıntı yapıldığında link ve adres verilmek zorundadır.

Sayfalar: 1 2

OSGB Tasarımı

İlgili Yayınlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Araç çubuğuna atla