Neden İş Güvenliği Logo
İş Sağlığı ve Güvenliği

İş Kazalarının Nedenleri

İş Kazalarının Nedenleri

İş kazalarının nedenlerini etkili bir şekilde ortaya konulabilmesi için birtakım metodolojik yaklaşımlar gerektirir. Bu yaklaşımlardan elde edilen bulgular iş kazalarının önlenmesinde en doğru uygulamaların tercih edilmesine olanak sağlayacaktır.

İş kazasının birçok tanımı bulunmaktadır; Dünya Sağlık Teşkilatı (WHO) iş kazasını “önceden planlanmamış, çoğu zaman yaralanmalara, makine ve teçhizatın zarara uğramasına veya üretimin bir süre durmasına yol açan olay” olarak tanımlamaktadır. ILO ise iş kazasını “belirli bir zarar veya yaralanmaya yol açan, önceden planlanmamış beklenmedik bir olay” şeklinde tanımlamıştır.

İş Kazalarının Nedenleri

İş kazaları nedenleri tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de en önemli ölüm nedenleri arasında yer almaktadır. Bu kazaların ölüm, yaralanma ya da hastalık, üretim kaybı, makine ve ekipmana verdiği zarar gibi sosyal ve ekonomik olmak üzere ülkelere yansıyan pek çok maliyeti bulunmaktadır. Bu maliyetlerin önlenmesi, kazalara neden olan faktörlerin azaltılması ya da tamamen ortadan kaldırılması ile mümkün olmaktadır


İş Sağlığı ve Güvenliğinin Temel Prensipleri


Ulusal ve uluslararası yapılan pek çok çalışma ile iş kazalarının nedenleri araştırılmıştır. Uluslararası bazda kaza nedenleri teorilerinin öncüsü kabul edilen Heinrich (1959), teoride kazalara insan ve makine ilişkisi ile ortaya çıkan güvensiz hareket ve davranışların neden olduğunu ortaya koymuştur. Araştırmada kazaların %88’inin güvensiz davranış; % 10’unun güvensiz ortam; %2’sinin de önlenemez durumlardan kaynaklandığı ortaya koyulmuştur. Amerika’da National Safety Council Committee’nin yapmış olduğu bir diğer araştırmada, iş kazalarının % 18’inin makine kaynaklı % 19’unun insan kaynaklı % 63’ünün bu iki kaynağın bileşkesinin etkisiyle meydana geldiğini tespit etmiştir.

Ulusal ve uluslararası alanda yapılan pek çok araştırma, iş kazalarının en çok insan kaynaklı olarak meydana geldiğini ortaya koymuştur. İşyerindeki fiziki ortamda alınacak tedbirlerin yanı sıra, bu tedbirlerin çalışanlar tarafından nasıl algılandığı sorusu, iş kazalarının en temel sorununu ortaya koyacaktır.

Unutulmamalıdır ki, Hiçbir gerekçe İş Sağlığı ve Güvenliği Önlemlerinin alınmasını ertelemez!…


İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerindeki Değişiklikler


İş Kazalarını Önleme

İş kazalarını ve meslek hastalıklarını önlemek için 3 temel adım vardır;

Tehlikeleri tanımlamak

Bir çalışma ortamında tehlikeleri tanımlayabilmek için öncelikle tüm tehlike kaynaklarını arayıp bulmak gerekmektedir. Bu aşamada çok değişik verilerden yararlanılabilir.

İş kazası istatistikleri, günlük poliklinik kayıtları ile iş sağlığı ve iş güvenliği toplantı tutanakları, makine teknik dokümanları, güvenlikli çalışma talimatları yararlanılan veri kaynaklarındandır. Tehlike tanımlanmasına yönelik en sistematik yaklaşım ise işyerinde mevcut tüm iş çeşitlerinde ve bu işlerde çalışan personel üzerindeki tehlikeleri incelemektir

Bu tanımları iyi ve gerçekçi bir şekilde elde etmek üzere “tehlike tanımlama” şemaları, formları geliştirilmiştir. Burada unutulmaması gereken, aynı görevlerin farklı iş süreçlerinde değişik risklere sahip olduğudur. Tanım çalışmaları sırasında en önemli başvuru kaynağı ise bizzat işi yapan işçiler ustalar, ustabaşıları ve teknik personeldir. Böyle bir ekip çalışması, kimin nasıl bir tehlike ile karşı karşıya olduğunu gösterebileceği gibi, şimdiye kadar hiç gözlemlenmemiş potansiyel tehlike kaynaklarını da ortaya çıkarabilir

İş Güvenliği

Tehlike boyutunun ve ihtimalinin saptanması:

İşyerinde toplanan tehlike ile ilgili verilerin değişik kriterlere göre sınıflandırılması gereklidir. Burada temel iki kriterden bahsedilir.

Potansiyel olarak oluşacak zararın boyutu

İş ortamında saptanan ve çalışanların maruz kaldıkları çevre zararlılarının (fiziksel, kimyasal, biyolojik, ergonomik) ne düzeyde olduğu, yasa ve yönetmeliklerle belirlenen, müsaade edilen seviyelerin aşılıp aşılmadığının öğrenilmesi, yani ortam zararlılarının değişik bilimsel tekniklerle ölçülmesi gereklidir. Benzer olarak, oluşabilecek iş kazalarının sonucunun önceden tahmin edilebilecek şekilde sınıflandırılmasıdır

Zararın meydana gelme ihtimalinin belirlenmesi

Bir tehlikeye bağlı olarak meydana gelecek hasar ya da zararın ihtimali işyerinde yasalara ne düzeyde uyulduğuna, tehlikelere kaç kişinin maruz kaldığına, güvensiz koşul ve durumların hangi sıklıkla var olduğuna, kişisel ve makine koruyucuların kullanılıp kullanılmadığına, makine ve malzeme hatalarına göre artar ya da azalır. Bu nedenle zararın oluşma olasılığı araştırılırken tüm sayılan faktörler ele alınmalıdır.

İş Kazalarının Nedenleri 1
Kaza istatistikleri

Risklerin kontrol altına alınması

Bu aşama bir final olup daha sonra alınacak tüm kararlara, eylemlere rehberlik edecektir. Bir kez tehlike değerlendirme sonuçları alındıktan sonra işletmenin hangi riskleri ne düzeyde ve ne zaman azaltacağı veya ortadan kaldıracağına karar vermesi gerekir. Riskleri kontrol altına alma yöntemleri ise şu şekilde sıralanabilir: Daha az tehlikeli maddeyi kullanma, süreci değiştirme, yalıtma, havalandırma, ıslak çalışma, mühendislik ve idari önlemler, ergonomik yaklaşımlar, kişisel koruyucular gibi.

İş Sağlığı ve Güvenliği çalışanların fiziksel durumlarının yanında işçi sağlığı ve iş güvenliğinin ruhsal durumlarında yarattığı olumlu ve olumsuz etkilerle de ilgilenir, olumlu etki yapan faktörleri güçlendirmeye, olumsuz etki yapanları ortadan kaldırmaya çalışır. Biz buna iş psikolojisi diyoruz. İş psikolojisi, klinik, endüstri ve sosyal psikoloji alanlarının bir sentezidir. Temeli çalışan insan ve onun potansiyelidir. İnsanların birbirinden her bakımdan farklı olduğunu kabul eder. Kişisel farklar esasına dayanarak insanı bir bütün olarak ele alır. Çevresini bilimsel olarak inceler. İnsanı sosyal varlık olarak ele alır sosyal etkenlerle ve onların insan üzerindeki etkileri ile ilgilenir.

İnsan makine gibi bir sistem içinde çalışmamalıdır. Kendisini makinenin bir parçası gibi duyması insan doğasına ters düşer. İş Sağlığı ve Güvenliği, makine ve aletlerin insana uygun biçimde olmadığı ve işin insana göre düzenlenmediği hallerde çeşitli iş yerlerinde meydana gelen işçi sağlığı sorunları ile ilgilenir, en uygun çözüm yollarını araştırır. Buna göre, işçinin güvenliği ve ruhsal sağlığı açısından işin gerektirdiği yeteneklere sahip olan insan işe göre seçilmelidir.

Böyle bir kişi fazla efor sarf etmeden iş tatmini alacak ve üretimi yüksek olacaktır. Tersi ise beklenen işi yapmak için aşırı zorlanacak bu da onun çabuk yıpranmasına sebep olacak ve iş tatmini duymasını engelleyecektir

Korumak Tedavi Etmekten Daha Ucuzdur

Ülkemizde yüzbinin üzerinde meslek hastalığı yakalamamız gerekirken, Sosyal Güvenlik Kurumu istatistiklerine yansıyan rakamlar her yıl maalesef birkaç yüzü geçememektedir. Türkiye İstatistik Kurumu, ülkemizde yılda dokuzyüz binin üzerinde meslek hastalığı ve işle ilgili hastalık ve yaralanma olduğunu ifade etmektedir. SGK rakamlarının düşüklüğü biraz da istatistik yöntemi hatasından kaynaklanmaktadır ama yine de meslek hastalıklarımızı tanıma konusunda başarılı olduğumuz söylenemez. Yani, hem çalışanlarımızı meslek hastalıklarından koruyamıyor, hem de meslek hastalıklarını saptayamıyoruz.

OSGB Hizmetleri

Toplumun hemen her kesimini derinden etkileyen bu önemli sorunun sosyal ve yasal boyutlarıyla birlikte ele alınıp, çözümlenmesi gerekir. Meslek hastalıklarını tanımak ve önlemek sosyal devletin ve tüm ilgililerin vicdani bir sorumluluğudur. Çalışanın sağlıklı olma hakkına saygının gereğidir. Tanınmayan meslek hastalığı, haksız kazanç nedenidir, genel sağlık sigortasına ve topluma yüktür. Bildirimi zorunlu olan meslek hastalıkları, yasal tanı almadıkça, meslek hastalığı sayılmazlar.

Meslek hastalıklarını tanımanın ilk şartı, hastanın mesleğiyle ilgili sorgulamadır. Bu da “Ne iş yapıyorsunuz ?” sorusuyla başlar. İş sağlığı disiplininin babası sayılan İtalyan hekim Bernardino Ramazzini (1633-1714)’nin şu veciz sözleri, bugün maalesef hala geçerliliğini korumaktadır; “Hayret ve tereddüt ediyorum. Acaba, ilaç ve sinameki kokan muayenehane ve eczanelerde oturan bu azametli ve şık görüntülü doktorların burnuna işyerlerindeki pis kokulu şeyleri mi soksam, yoksa onları bu çukurları görmeye mi davet etsem?”


İSG Profesyonellerine Ait Belgelerin Vize Süresi Ne Kadar?


İş Güvenliği Hayatımızın Bir Parçası Olsun

Aslında sadece işyerimizde değil, hayatın her alanında güvenlik anlayışımızın geliştirilmesine dair kültürümüzden çok güzel örnekler bulmak mümkündür. Tehlikeli hızla çalışmanın, acele etmenin, kestirmeden gitmenin iyi bir şey olmadığını atasözümüz ne güzel ifade eder; “Acele giden, ecele gider”. Yapılacak olan işi yeteri kadar öğrenmeden, bilmeden işe başlamak, üstelik sormaktan çekinmek, utanmak bir başka hatalı davranış örneğidir. Kültürümüzde bunun da veciz bir karşılığı var; “Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp”. İşyeri temizliğine özen göstermemek de önemli davranış kusurlarından biridir. Oysa temizlik, kalite ve verimliliğin olduğu kadar, iş güvenliğinin de göstergesidir.

Aklın, bilimin ve yasanın emrettiği güvenlik önlemlerini ihmal etmek, iş kazalarında sık karşılaşılan bir başka güvensiz davranıştır. Oysa, “Eşeğini sağlam kazığa bağla, sonra Allah’a emanet et” atasözümüzü bilmeyenimiz yoktur. İş ortamında “Bana bir şey olmaz..” demeden önce, çok iyi düşünmek gerekir. Her mesai başlangıcında, o gün yapacağımız işleri kısaca kafamızda planlayıp, bu planı uygulamanın bile iş güvenliği açısından koruyucu bir değeri vardır


Çalışan Temsilcisi Sayısı Nasıl Belirlenir?


 

Yazının tüm hakları www.nedenisguvenligi.com‘a ve yazarlara aittir. Telif hakları kanunu gereğince kopyalanamaz ve/veya farklı bir yerde kullanılamaz. Ancak alıntı yapıldığında link ve adres verilmek zorundadır.

 

Kaynak;

Montgomery, J., O’Reilly, J., Philip, E., ve Hagan, P. (2001) Accident Prevention Manual for Business & Industry Administration & Programs, Itasca, Illinois: The National Safety Council Press.

OSGB Tasarımı

İlgili Yayınlar

2Yorumlar

  • Göktuğ GÜL , Aralık 21, 2018 @ 5:18 pm

    Heinrich’in 1959 yılında yayınladığı makaleye dayanarak günümüzde hala aynı oranların kullanılması bizleri büyük yanlışa itiyor ve çalışanların yaptığı güvensiz davranışları kazaların temel sebebi olarak görmemize sebep oluyor. Güvensiz davranışlara iten faktörler iyi analiz edildiğinde kazaların ülkemizdeki kök sebebinin sermaye olduğu ve çalışanları hataya iten faktörlerin başında yetersiz kaynaklar geldiği görülecektir.

    Saygılarımla.

    • Salih DERE , Aralık 21, 2018 @ 10:53 pm

      Güzel bir tespitte bulunmuşsunuz. Bu tür teorilerin güncellenmesinde mutlaka fayda olacağını düşünenlerdenim aslında. Ancak ÇSGB resmi sitesinde halen kaza nedenleri arasında gösterilmesi nedeniyle, mecburen uygulanması mülazaa edilmektedir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Araç çubuğuna atla