İş güvenliği neden önemlidir? sorusunun cevabı kısaca bir işyerinde fiziksel, zihinsel ve sosyal sağlığın her yönüyle ilgilenmesidir. Şirketin tüm çalışma ortamlarında yaralanmaları ve tehlikeleri önleme çabalarında adeta bir şemsiye görevi yapar.
İş Güvenliği Neden Önemlidir?
İçindekiler
Her sanayi çalışanları için çeşitli güvenlik önlemleri vardır. Olası iş güvenliği riskleri, ciddi ve acil fiziki tehlikelerden hafif tehlikelere kadar uzanır. Bunlar yangınlar, patlamalar, kimyasal tehlikeler veya bir çalışanın hayatına tehdit oluşturan diğer tehlikeler olabilir. Daha ılımlı tehlikeler, ergonomi, iş yükü, zihinsel yorgunluk ve çalışanların genel refahındaki zorlukları içerir. İkinci risk türleri genellikle ofis ortamında meydana gelir. Bununla birlikte, bulunduğunuz iş ne olursa olsun, her zaman bir kaza yapma ihtimali vardır.
Çalışanın Hak ve Sorumluluklar
Bir güvenlik açığının ölçülebilen en büyük maliyeti, sadece çalışan olmaz. Kaybedilmiş bir beden veya zihinsel rehabilitasyon yılları, çalışanı tamamen yeni bir yaşam tarzına zorlayabilir. Bu tür olaylara nasıl fiyat koyacağımızı tanımlamak gerçekten zor olsa gerek. Görevlerini yerine getirirken yaşamını yitiren ya da uzun soluklu yaralanmalar da kuşkusuz ekonomik olarak ölçülebildiğimizin ötesindedir. Yaşamını yitiren kişinin yanı sıra aile ve iş arkadaşları da diğer paydaşlardır.
Bu kazalar aynı zamanda şirketleri de etkilemektedir. İş kazası geçiren bir çalışan kayıp adam/saat anlamına gelmektedir. O nedenle bir şirket için bakıldığında giderler yalnızca verimlilik kaybı olarak ölçülmez, aynı zamanda kayıp iş gücü ve artan sigorta maliyetleri de etkilidir.
Şirketler için bir diğer önemli kayıp ise, iş kazalarının çokluğu nedeniyle oluşacak olan motivasyon bozukluğudur. Çalışanlar kendilerini güvende hissetmezlerse iş moralleri azalır ve çalışma istekleri düşecektir. Bu da işveren için olumsuz sonuçların doğmasına sebep olacaktır.
Bu nedenle çalışanlar mümkün olan en iyi işi yapmaya konsantre olabilmek için işlerini güvenli bir ortamda yapmak isterler. Sorumlu işverenler, güvenli bir işyerinin şirketin ana hattını geliştirdiğini kabul etmelidir. Hangi yönden bakarsanız bakın işi güvenli bir şekilde yürütmenin avantajları vardır.
Neden İş Güvenliği?
Bu sorunun cevabını rakamlarla vermek isterim;
- Dünya genelinde HERGÜN 1 milyonun üzerinde iş kazası yaşanmakta, bu kazalardan 5500 çalışan işle ilgili hastalıklardan kaynaklı iş göremezlik durumuna düşmekte, 900 çalışan ise ölmektedir.
- Ülkemizde ise durum daha da vahim; HERGÜN 180 iş kazası yaşanmakta, HERGÜN 4 kişi ölmekte ve 7 kişi iş göremezlik durumuna düşmektedir.
- SGK’nın istatistik bilgilerinde ise; 65.000 iş kazasından; 1550 ölümlü kaza, 2100 iş göremezlikle sonuçlanan kaza meydana gelmiştir. Ayrıca aynı dönemde 550 meslek hastalığı ve bu meslek hastalıklarının ise 15 adedi ölümle sonuçlanmıştır.
- Türkiye’de her 6 dakikada bir iş kazası meydana geliyor, her iki buçuk saatte bir işçi sakat kalıyor ve her altı saatte bir işçi maalesef yaşamını yitiriyor.
Bu kazaların % 78’i emniyetsiz(KKD’siz) çalışmalardan, %20’si emniyetsiz durumlardan ve % 2’si de doğal olaylardan kaynaklanmaktadır. Yani emniyetsiz çalışmalar iş güvenliğinin öneminin ne kadar önemli olduğunu anlatıyor.
Kısaca iş kazalarının % 98’inin nedeni İNSAN’dır.
Yapılan araştırmalar gösteriyor ki kazaların % 50’si sabah vardiya değişimlerine yakın saatlerde meydana geliyor. Bunun sebebi ise uykusuzluk, tedbirsizlik, işte acelecilik ve işi zamanında yetiştirememe endişesi oluşturuyor. Yapılan bir diğer uluslararası araştırmada ise iş kazaları kıştan yaza doğru artış göstermektedir. İş kazalarının en az olduğu dönem ise sonbahar dönemidir.
“Bana bir şey olmaz” Demeyin!
İnsanoğlunun en tehlikeli savunma mekanizmasıdır. Bu düşünce kişiye çok güçlü olduğunu, ne yaparsa yapsın başına bir şey gelmeyeceğini, her şeyi başarıyla tamamlayabileceğini düşündürür.
Basit olarak küçük bir el/parmak kazasının maliyetini çıkartalım;
Olay Anı 5 Dakika
Arkadaşına gösterme 10 Dakika
Sağlık Görevlisine Gitme 30 Dakika
Hastaneye Gitme 240 Dakika
Durumu amirlerine anlatma 60 Dakika
Rapor Formları Doldurma60 Dakika
Formların Kontrolü 10 Dakika
Alt komitede tartışma 60 Dakika
Toplam 475 dakika eder ki bu da 8 saat iş kaybı demektir.
İş Sağlığı ve Güvenliği Neden Gereklidir?
UNUTMAYALIM Kİ; KAZALARIN EN ÖNEMLİ NEDENİ KAZADAN HEMEN ÖNCEKİ DURUM VE HAREKETTİR
Sonuç
İşyerlerinde sadece tedbirlerin alınmış olması, oluşabilecek tehlikeleri ortadan kaldırmaz. Bu önlemlere uyulması, tehlikelerin bilinmesi ve yeniliklerin öğrenilmesi de zorunludur. Eğitim sadece bilgi vermek amacıyla olmamalı, öğretilenlere inanılmasının sağlanması ve bunların tatbik edilerek alışkanlık haline gelmesi halinde istenilen başarı sağlanabilir
Korumak Tedavi Etmekten Daha Ucuzdur
Ülkemizde yüzbinin üzerinde meslek hastalığı yakalamamız gerekirken, Sosyal Güvenlik Kurumu istatistiklerine yansıyan rakamlar her yıl maalesef birkaç yüzü geçememektedir. Türkiye İstatistik Kurumu, ülkemizde yılda dokuzyüz binin üzerinde meslek hastalığı ve işle ilgili hastalık ve yaralanma olduğunu ifade etmektedir. SGK rakamlarının düşüklüğü biraz da istatistik yöntemi hatasından kaynaklanmaktadır ama yine de meslek hastalıklarımızı tanıma konusunda başarılı olduğumuz söylenemez. Yani, hem çalışanlarımızı meslek hastalıklarından koruyamıyor, hem de meslek hastalıklarını saptayamıyoruz.
Toplumun hemen her kesimini derinden etkileyen bu önemli sorunun sosyal ve yasal boyutlarıyla birlikte ele alınıp, çözümlenmesi gerekir. Meslek hastalıklarını tanımak ve önlemek sosyal devletin ve tüm ilgililerin vicdani bir sorumluluğudur. Çalışanın sağlıklı olma hakkına saygının gereğidir. Tanınmayan meslek hastalığı, haksız kazanç nedenidir, genel sağlık sigortasına ve topluma yüktür. Bildirimi zorunlu olan meslek hastalıkları, yasal tanı almadıkça, meslek hastalığı sayılmazlar.
Meslek hastalıklarını tanımanın ilk şartı, hastanın mesleğiyle ilgili sorgulamadır. Bu da “Ne iş yapıyorsunuz ?” sorusuyla başlar. İş sağlığı disiplininin babası sayılan İtalyan hekim Bernardino Ramazzini (1633-1714)’nin şu veciz sözleri, bugün maalesef hala geçerliliğini korumaktadır; “Hayret ve tereddüt ediyorum. Acaba, ilaç ve sinameki kokan muayenehane ve eczanelerde oturan bu azametli ve şık görüntülü doktorların burnuna işyerlerindeki pis kokulu şeyleri mi soksam, yoksa onları bu çukurları görmeye mi davet etsem?”
İş Güvenliği Hayatımızın Bir Parçası Olsun
Aslında sadece işyerimizde değil, hayatın her alanında güvenlik anlayışımızın geliştirilmesine dair kültürümüzden çok güzel örnekler bulmak mümkündür. Tehlikeli hızla çalışmanın, acele etmenin, kestirmeden gitmenin iyi bir şey olmadığını atasözümüz ne güzel ifade eder; “Acele giden, ecele gider”. Yapılacak olan işi yeteri kadar öğrenmeden, bilmeden işe başlamak, üstelik sormaktan çekinmek, utanmak bir başka hatalı davranış örneğidir. Kültürümüzde bunun da veciz bir karşılığı var; “Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp”. İşyeri temizliğine özen göstermemek de önemli davranış kusurlarından biridir. Oysa temizlik, kalite ve verimliliğin olduğu kadar, iş güvenliğinin de göstergesidir.
Aklın, bilimin ve yasanın emrettiği güvenlik önlemlerini ihmal etmek, iş kazalarında sık karşılaşılan bir başka güvensiz davranıştır. Oysa, “Eşeğini sağlam kazığa bağla, sonra Allah’a emanet et” atasözümüzü bilmeyenimiz yoktur. İş ortamında “Bana bir şey olmaz..” demeden önce, çok iyi düşünmek gerekir. Her mesaiFazla mesai; 4857 sayılı İş Kanununa göre, haftalık 45 saati aşan çalışmaları ifade etmektedir. Denkleştirme esasının uygulandığı haller... başlangıcında, o gün yapacağımız işleri kısaca kafamızda planlayıp, bu planı uygulamanın bile iş güvenliği açısından koruyucu bir değeri vardır
Yazının tüm hakları www.nedenisguvenligi.com‘a aittir. Telif hakları kanunu gereğince kopyalanamaz ve/veya farklı bir yerde kullanılamaz. Ancak alıntı yapıldığında link ve adres verilmek zorundadır.